Danıştay Kararı 10. Daire 2015/113 E. 2020/7070 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/113 E.  ,  2020/7070 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/113
Karar No : 2020/7070

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Gürcistan uyruklu olup Türk vatandaşı ile evli olan davacı tarafından, ikamet izninin uzatılmayarak 15 gün içinde ülkeden çıkış yapması gerektiği aksi takdirde sınır dışı edilecekler kapsamına alınarak ülkeden çıkışının sağlanacağına ilişkin 29/05/2014 tarihinde tebliğ edilen davalı idare işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının evliliğinin formalite bir evlilik olduğu konusunda somut ve yeterli bir tespit bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının yapmış olduğu evliliğe ilişkin tahkikat sonucunda, söz konusu evliliğin aile birliği kurmaya yönelik olmadığı, ülkede kalabilmek amacıyla yapılan formalite bir evlilik olduğunun tespit edildiği belirtilerek dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, usule ilişkin olarak Mahkemece verilen kararın kesin olduğu ve davalının temyiz hakkının bulunmadığı, esasa ilişkin olarak ise yapmış olduğu evlilik içerisinde doğan ikiz çocuklarının bulunduğu, evliliğinin anlaşmalı olmadığı, ayrıca hayatının hiç bir döneminde adli soruşturma veya kovuşturma geçirmediği belirtilerek dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun “Sınır dışı etme kararı” başlıklı 53. maddesinde, sınır dışı etme kararının iptali istemiyle mahkemeye yapılan başvuru üzerine Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu kararın kesin olduğunun düzenlendiği görülmekle birlikte; davaya konu işlemin aile ikamet izin talebinin reddi işlemi üzerine davacının ülkeden 15 gün içinde çıkış yapması gerektiği aksi takdirde sınır dışı etme kapsamına alınacağına ilişkin bir işlem olduğu ve sınır dışı etme işlemi olmadığı anlaşıldığından, Mahkemece verilen kararın temyizen incelenebileceği sonucuna varılarak, 29/09/2020 tarihli Ara Kararı cevabının gelmediği görülmekle birlikte Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Gürcistan vatandaşı olan davacı 21/12/2012 tarihinde Türk vatandaşı … isimli kişi ile evlenmiş, bu evliliği dolayısıyla kendisine Türk vatandaşı eşi yanında 26/12/2012-26/12/2013 tarihleri arasında geçerli ikamet izni verilmiştir.
Son olarak davacı tarafından yapılan aile ikamet izni başvurusu üzerine evliliğe ilişkin tahkikat yapılmış ve bu tahkikat sonucu davacının evliliğinin anlaşmalı bir evlilik olduğundan bahisle başvurusu reddedilerek, davacıya 15 gün içinde ülkeden çıkış yapması gerektiği aksi takdirde sınır dışı edilecekler kapsamına alınarak ülkeden çıkışının sağlanacağı hususları 29/05/2014 tarihli işlem ile tebliğ edilmiş, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun ”Aile İkamet izninin şartları” başlıklı 35. maddesinin 3. fıkrasında, ”Türkiye’de, destekleyicinin yanında kalmak üzere aile ikamet izni talebinde bulunacak yabancılarda aşağıdaki şartlar aranır:
a) 34 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında olduğunu gösteren bilgi ve belgeleri ibraz etmek
b) 34 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen kişilerle birlikte yaşadığını veya yaşama niyeti taşıdığını ortaya koymak
c) Evliliği aile ikamet izni alabilmek amacıyla yapmamış olmak
ç) Eşlerden her biri için on sekiz yaşını doldurmuş olmak
d) 7 nci madde kapsamına girmemek” hükmü; işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle ”Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyecek yabancılar” başlıklı 7. maddesinde, ”(1) Aşağıdaki yabancılar, Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyerek geri çevrilir:

c) 15 inci maddenin ikinci fıkrası saklı kalmak kaydıyla, vize muafiyeti kapsamında olsalar dahi, 15 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan yabancılar…” hükmü; ”Vize verilmeyecek yabancılar” başlıklı 15. maddesinde, ”(1) Aşağıda belirtilen yabancılara vize verilmez:..
c) Kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı görülenler…” hükmü; “Aile ikamet izni talebinin reddi, iptali veya uzatılmaması” başlıklı 36. Maddesinde, “(1) Aşağıdaki hâllerde aile ikamet izni verilmez, verilmişse iptal edilir, süresi bitenler uzatılmaz:
a) 35 inci maddenin birinci ve üçüncü fıkralarında aranan şartların karşılanmaması veya ortadan kalkması

ç) Aile ikamet izninin, veriliş amacı dışında kullanıldığının belirlenmesi…” hükmü; “Anlaşmalı evlilik yoluyla talep edilen aile ikamet izni” başlıklı 37. maddesinde, “(1) Aile ikamet izni verilmeden veya uzatılmadan önce makul şüphe varsa, evliliğin sırf ikamet izni alabilme amacıyla yapılıp yapılmadığı valiliklerce araştırılır. Araştırma sonucunda, evliliğin bu amaçla yapıldığı tespit edilirse aile ikamet izni verilmez, verilmişse iptal edilir.
(2) Aile ikamet izni verildikten sonra da evliliğin anlaşmalı olup olmadığı konusunda valiliklerce denetim yapılabilir.
(3) Anlaşmalı evlilik yoluyla alınan ve sonradan iptal edilen ikamet izinleri, bu Kanunda öngörülen ikamet izin sürelerinin toplanmasında hesaba katılmaz.” hükmü; “Yürürlük” başlıklı 125. Maddesinde, “(1) Bu Kanunun; a) 122 nci maddesi, 123 üncü maddesinin birinci, ikinci, beşinci ve yedinci fıkraları ile 124 üncü maddesi hariç olmak üzere Beşinci Kısmı yayımı tarihinde, b) Diğer hükümleri yayımı tarihinden bir yıl sonra, yürürlüğe girer. ” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6458 sayılı Kanun’un yürürlük maddesi incelendiğinde; Kanun’un 122. maddesi, 123. maddesinin birinci, ikinci, beşinci ve yedinci fıkraları ile 124. maddesi hariç olmak üzere Beşinci Kısmının yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği, diğer hükümlerinin ise yayımı tarihinden bir yıl sonra (11/04/2014) yürürlüğe gireceğinin düzenlendiği, uyuşmazlık konusu ikamet izinlerine yönelik düzenlemelerin ise Kanun’un 2. Kısmında yer aldığı, dolayısıyla ikamet iznine ilişkin düzenlemelerin 11/04/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında; uyuşmazlık konusu olayda davacı tarafından Türk vatandaşı ile evliliği dolayısıyla yapmış olduğu aile ikamet izni başvurusunun 29/05/2014 tarihinde tebliğ edilen işlemle reddedildiği görüldüğünden ve işlem tarihi itibariyle 6458 sayılı Kanun yürürlükte olduğundan uyuşmazlığın çözümünde anılan Kanun’un ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
6458 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; aile ikamet izni talebiyle başvuran kişinin, kamu düzeni ve güvenliği açısından sakıncalı olmaması gerekmektedir. Ayrıca sırf aile ikamet izni almak amacıyla anlaşmalı evlilik yaptığı anlaşılan yabancılara aile ikamet izni verilmeyeceği ve verilmişse de iptal edileceği düzenlemesine yer verildiği görüldüğünden, idarece anlaşmalı evlilik yaptığı tespit edilen yabancılar hakkında bu sebeple işlem tesis edilmesine hukuki bir engel bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; davacının yapmış olduğu evliliğe yönelik tahkikat sonucu düzenlenen 24/07/2013 tarihli tutanak incelendiğinde; davacının beyan etmiş olduğu adreste Türk vatandaşı eş ile görüşüldüğü, bu kişi tarafından, davacı ve davacının önceki evliliğinden olan oğlu ile birlikte yaklaşık 8 aydır bu adreste oturdukları, sanayi bölgesinde hırdavatçı olarak çalıştığı ve gelirinin aylık 1.000,00 TL olduğunun beyan edildiği, komşular ile yapılan görüşmede ise, davacı ve eşinin evine farklı farklı kadınların geldiği, uygunsuz kıyafetlerle gece 23:00-24:00’ten sonra dışarı çıkıp sabaha karşı eve geldikleri, bu gidiş dönüşlerde sürekli ticari taksi kullandıkları, yaşam tarzlarının bir anda değişmesinin kendilerinin de dikkatini çektiğinin belirtildiği; 31/01/2014 tarihli tutanakta; davacı ve eşinin genel ahlaka aykırı ve rahatsız edici davranışlarından dolayı apartmanda yaşayan kişiler ile sorun yaşamaları üzerine ev sahibi tarafından evden çıkarıldıkları, ikamette oturdukları süre boyunca da davacı ve eşinin evine yerli ve yabancı bir çok erkek ve kadının girip çıktığı, eve gidiş geliş saatlerinin gece yarısından sonra olduğunun belirtildiği; 16/02/2014 tarihli tutanakta; davacının adres değişikliği yaptığını bildirmesi üzerine yeni adreste tahkikat yapıldığı, çevreden yapılan araştırmada komşular tarafından davacı ve eşinin 1 ay önce bu adrese taşındıkları ancak tanımadıklarının belirtildiği; 26/03/2014 tarihli tutanakta; davacının ikamet tezkeresinin hazır olup olmadığı hususunda bilgi almak üzere şube müdürlüğüne komşusu olduğunu beyan eden … isimli kişi ile geldiğinin görülmesi üzerine, bu kişinin adres kayıt sisteminde davacının komşusu olmadığının anlaşıldığı, … isimli kişiyle yapılan görüşmede, bu kişi tarafından, davacı ve Türk vatandaşı eşin önceki oturdukları adresin yakınlarındaki taksi durağında taksici olarak çalıştığı ve bu şahısların müşterisi oldukları, eğlence mekanlarına ortak arkadaşlarıyla gittikleri, taksi ücreti olarak aylık 150-200 TL civarı para aldığının beyan edildiği, şahısların harcamaları ve yaşam standartlarına bakıldığında Türk vatandaşı eşin aylık geliri ile orantılı olmadığı, şahısların aynı çatı altında yaşadıkları ancak geçimlerini gayrı meşru yollardan sağladıklarının değerlendirildiği, 29/05/2014 tarihli tutanakta; davacı ile Türk vatandaşı eşinin Yabancılar Şube Müdürlüğüne davet edildiği, ayrı ayrı ifadelerine başvurulduğu, alınan ifadeler değerlendirildiğinde şahısların birbirleri ile farklı, çelişkili cevaplar verdikleri birbirlerini tanımadıklarının anlaşıldığı, yapılan tahkikatlar ve ifadeler doğrultusunda elde edilen somut delillere istinaden davacının ülkede kalabilmek için formalite evlilik yaptığının değerlendirildiği hususlarına yer verilmiştir.
Bu haliyle, yukarıda yer verilen tespitler uyarınca sırf ikamet izni alarak Türkiye’de kalma amacıyla anlaşmalı evlilik yaptığı anlaşılan davacı hakkında 6458 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 37. maddesi hükmüne uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, anılan Kanun’un ilgili hükmü göz ardı edilerek işlem tarihinde yürürlükte olmayan mevzuat uygulanmak suretiyle verilen dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Öte yandan, davacı ile Türk vatandaşı eşin komşularıyla yapılan görüşmede, bu kişilerin evine farklı farklı kadınların geldiği, uygunsuz kıyafetlerle gece 23:00-24:00’ten sonra dışarı çıkıp sabaha karşı eve geldiklerinin beyan edildiği, yine genel ahlaka aykırı ve rahatsız edici davranışlarından dolayı ikamet ettikleri apartmanda yaşayan kişiler ile sorun yaşamaları üzerine ev sahipleri tarafından evden çıkarıldıkları, Türk vatandaşı eşin aylık geliri ile şahısların harcamaları ve yaşam standartlarının orantılı olmadığı tespitleri ile 6458 sayılı Kanun’un 15. maddesince başvurucunun kamu düzeni açısından sakıncalı olmaması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde; kamu düzeninin korunması açısından da davacının ikamet izni başvurusunun reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.