Danıştay Kararı 10. Daire 2015/1109 E. 2020/3559 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/1109 E.  ,  2020/3559 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/1109
Karar No : 2020/3559

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Van ili, …ilçesi, …köyünde kaim … ada … parsel sayılı taşınmazına, sınır komşusu olan … ada … parsel parsel sayılı taşınmazın davalı idarece kamulaştırılması sonrası gerçekleştirilen yol yapım çalışmaları kapsamında yürütülen kazı işlemleri esnasında, dava konusu taşınmazın beş metre yüksekte kaldığı, başka anlatımla taşınmazın sınırında beş metre derinliğinde uçurum meydana geldiğinden bahisle, söz konusu çökme ve kaymaların önlenmesi için gerekli istinat duvarı yapım bedeli ile anılan taşınmazda meydana gelen değer kaybından oluşan miktar artırımı dilekçesi sonrasında toplam 47.237,59 TL maddi tazminatın adli yargıda açılan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; …Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan keşif sonucu tanzim edilen 03/04/2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda; Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından dava konusu … ada … parsel sayılı taşınmaza herhangi bir müdahalenin olmadığı, ancak Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan … ada … nolu parsel sayılı taşınmazda Van/Bitlis Karayolu yapım ve genişletme işi nedeniyle yapılan kazı çalışması sonucu meydana gelen kayma ve çökmeler sonucu dava konusu parselin sınırında altı metrelik bir yar (dik uçurum) oluştuğu yönünde tespite yer verildiği, ziraat ve inşaat bilirkişileri tarafından hazırlanan raporda; zeminin gevşek malzeme olması ve dağın eteğinde yer alması nedeniyle dava konusu taşınmazda dik yar oluştuğu, davaya konu taşınmazda yer alan toprağın yara doğru kayma yapması sonucu söz konusu taşınmazın yüksekte kaldığı, ayrıca dik yar kenarına ivedilikle betonarmeden istinat duvarı yapılması gerektiği, aksi halde taşınmazda meydana gelen çökme ve kaymaların taşınmazı kullanılamaz hale getireceği, taşınmazın, bu haliyle piyasa değerinden yaklaşık % 10 daha az bir fiyata satılacağı, dava konusu taşınmazda oluşan % 10’luk değer kaybı karşılığının 7.500,72 TL, istinat duvarı maliyetinin ise 39.736,87 TL olacağı yönünde tespitlere yer verildiği, anılan raporların Mahkemece hükme esas alınabilecek nitelikte görüldüğü, dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, davalı idare tarafından söz konusu taşınmazdaki kaymayı önlemek amacıyla istinat duvarı yapılması konusunda bugüne kadar herhangi bir çalışma da yürütülmediği anlaşıldığından, davalı idare tarafından yürütülen kamu hizmeti sırasında hizmet kusuru işlendiği gerekçesiyle taşınmazda meydana gelen 47.237,59 TL maddi zararın adli yargıda dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, bilirkişi raporundan dava konusu taşınmazda meydana gelen değer kaybının neye göre hesap edildiğinin anlaşılamadığı, emsal olarak alınan taşınmazların …köyünde yer almayan taşınmazlar olduğu, tazminat miktarının fahiş olarak belirlendiği ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile, İdare Mahkemesince, taşınmazın satış sözleşmesinde belirlenen satış bedelinin ve davacının maddi zararının bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıya ait Van ili, …ilçesi, …köyünde kaim … ada ada, … parsel sayılı taşınmazın Van-Bitlis Karayolu kenarında yer aldığı, sınır komşusu olan … parselde, davalı idarece yol yapım işi kapsamında yürütülen kazı çalışmaları sonucunda yol zemininin alçaltıldığı ve yoldan yaklaşık 5 metre yüksekte kaldığı, bunun üzerine davacı tarafından, dava konusu taşınmazında meydana gelen değer kaybının tazmini istemiyle 02/08/2012 tarihinde …Asliye Hukuk Mahkemesine dava açıldığı, Mahkemece verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla, davanın görev yönünden reddedilmesi üzerine 26/11/2013 tarihinde görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
İdari yargılama usulü bakımından, tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik halinde davaya devam edilebilmesi, yalnızca 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinde sayılan hallere münhasır olup, dava konusunun devri yoluyla dava ve temyiz hakkının nakline olanak bulunmamaktadır.
İdarenin kusursuz sorumluluğu, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür.
Kusursuz sorumluluk sebeplerinden olan “kamu külfetleri karşısında eşitlik” ya da diğer adıyla “fedakârlığın denkleştirilmesi” ilkesi, nimetlerinden tüm toplum tarafından yararlanılan idarenin eylem ve işlemlerinden doğan külfetlerin, sadece belli kişi veya kişilerin üstünde kalması durumunda, bu kişi veya kişilerin uğradığı zararların, kusuru olmasa dahi idarece tazminini öngörmektedir. Risk sorumluluğundan farklı olarak burada, kazalardan kaynaklanmayan, diğer bir deyişle arızi nitelikte olmayan, önceden öngörülebilen zararların tazmini söz konusudur. İdari faaliyetin doğal sonucu olan bu zarar, etki alanı bakımından sınırlı, özel ve olağan dışı nitelik arz etmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden, 02/08/2012 tarihinde dava konusu taşınmazın eski maliki olan Ayfer Yıldırım tarafından …Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açıldığı, Mahkemece görevsizlik kararı verildiği, anılan kararın 08/11/2013 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden itibaren 30 gün içerisinde 26/11/2013 tarihinde Van İdare Mahkemesine dava açıldığı, davanın devamı esnasında 08/08/2014 tarihli satış işlemiyle taşınmazın mülkiyetinin Veysel Kan’a devredildiği, İdare Mahkemesince, 24/12/2014 tarihinde dosyanın adı geçenin davaya takip için başvurusuna kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, ilgilinin 25/12/2014 tarihinde davaya devam etmek istemesi üzerine dosyanın tekrar işleme konulmak suretiyle davaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda taşınmazda meydana gelen değer kaybının tazmini istemiyle açılan işbu davada; tazminata hükmedilebilmesi için mülkiyet bağının davanın sonuna kadar devam etmesi mecburiyetinin olmadğı, davanın devamı sırasında eski malikin uyuşmazlığa konu taşınmazla mülkiyet ilişkisinin kalmaması ve taşınmazın başka bir şahsın mülkiyetine geçmesi nedeniyle önceki malik olan davacı …’ın bakılan davayla ilgili olarak artık kişisel, meşru ve güncel bir menfaatininin bulunmadığı yönünde bir nitelendirme de yapılamayacağı, ayrıca yeni malik Veysel Kan’ın taşınmazın bu durumunu bilerek satın aldığı, bu nedenle geçmişe değil geleceğe yönelik bir zararı söz konusu ise bunun tazmini yoluna gidebileceği açıktır.
Uyuşmazlık konusu olayda, ilk davayı açan …’ın dava konusu taşınmaz ile mülkiyet bağının 08/08/2014 tarihli satış işlemiyle sona erdiği, davanın devamı sırasında devredilen davaya konu hakka, yeni malikin sahip olduğu ve halefiyet ilkeleri gereğince yeni malik yönünden davaya devam edilmesi yönünde Mahkemece karar verildiği anlaşılmış ise de, mülkiyet hakkının geçmişte belirli bir süre engellenmiş olma durumunun, taşınmazın yeni maliki açısından gerçekleşmediği gibi mülkiyete dayalı tazminat talepli bu davada, davayı takip hakkının da yeni malike geçtiği kabul edilerek davanın yeni malik yönünden devamına olanak bulunmadığı kesindir.
Bu itibarla, taşınmazda meydana geldiği iddia edilen değer kaybıyla ve zararlı şekliyle satan eski malik açısından geçerli ve aktüel bir hukuki bağın devam ediyor olması nedeniyle, parsel malikinin değişmesinin tazminat davasına etkili olmadığı, bu nedenle eski malik yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasının 2577 sayılı Kanunun 26. maddesinin 1. fıkrasına aykırı olduğu, İdare Mahkemesince dava konusu taşınmazın önceki malik …’ın davaya devam edip etmeyeceği hususunu araştırmak suretiyle bir karar vermesi gerekirken, davanın kabulü yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.