Danıştay Kararı 10. Daire 2015/1081 E. 2020/6840 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/1081 E.  ,  2020/6840 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/1081
Karar No : 2020/6840

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Suriye uyruklu davacının evlenme yoluyla Türk Vatandaşlığına alınma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek hali bulunduğu ileri sürülerek başvurusu reddedilmiş ise de; dosyada mevcut Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında menfi görüş bildirilmesinin sebebinin açıklanmadığı ve dayanağının belirtilmediği gibi arşiv araştırması sonucuna ilişkin MİT Müsteşarlığının … tarih ve … sayılı yazısında da olumlu veya olumsuz yönde bir görüşe de yer verilmediği, öte yandan Mahkemenin ara kararına davalı idarece verilen cevapta, ilgili kurumların uygulamada görüş bildirdiği kişi hakkında bilgi paylaşımı yapmadığı anlaşıldığından, davalı idarece, Yönetmelikte öngörülen soruşturma ve arşiv araştırması sonucuna ilişkin olduğu belirtilmesine rağmen bu hususta herhangi bir görüş içermeyen MİT Müsteşarlığı yazısına ve dayanağı ortaya konulmayan Emniyet Genel Müdürlüğünün menfi görüş yazısına istinaden, davacının milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek hali bulunduğundan bahisle başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde, eksik incelemeye dayalı olarak tesis edilmesi nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, vatandaşlık başvurusunda bulunan yabancıların milli güvenlik ve kamu düzeni açısından sakıncalı olup olmadığının tespiti görevinin Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığına verildiği, ilgili kurumlar gerekli araştırmaları yaptıktan sonra genel bir değerlendirme ile nihai karar verme yetkisinin Bakanlıkta olduğu ve bu kapsamda yapılan araştırma sonucunda davacının Türk vatandaşlığına alınmamasının daha yerinde olacağı şeklinde menfi görüş bildirildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 23/09/2020 tarih ve E:2015/1081 sayılı ara kararına davalı idarece “konuya ilişkin bilgi ve belgelerin ilgili kurumlardan istenilmesinin uygun olacağı” yönünde cevap verildiği görülmekle Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuran bir yabancının, 5901 sayılı Kanun’da belirlenen şartların varlığı halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığına alınabileceği anlaşılmakla birlikte; vatandaşlığın bir bireye verilmesi egemenlik hakkıyla doğrudan ilgili olduğundan, aranan şartları taşımış olmanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak kazandırmayacağı açıktır.
Bu durumda, vatandaşlık vermek devletin hükümranlık hakkı olduğundan, Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle başvuruda bulunan bir yabancı hakkında Kanun’da belirtilen şartları taşısa dahi devlet tarafından hükümranlık hakkı kullanılarak vatandaşlık verilmeyebilir.
Bu haliyle hükümranlık yetkisi dahilinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, anılan işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.