Danıştay Kararı 10. Daire 2015/1070 E. 2020/3753 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/1070 E.  ,  2020/3753 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/1070
Karar No : 2020/3753

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … mirasçıları kendi adına asaleten, … ve … adına velayeten …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Sinop/ Zonguldak Karayolunun, Helaldı-Türkeli-Çatalzeytin-Abana arasında devam eden yapım çalışmaları sırasında, denize doğru yapılan toprak dolgunun su giderini kapatması ve menfez çalışması yapılmaması sonucu yaşanan su baskını olayında, davacıların murisine ait restoranda yer alan malzemelerinin su ve çamur içinde kalmak suretiyle kullanılamaz hale gelmesinden dolayı oluştuğu iddia edilen 20.000,00 TL zarar ile restoranın kapalı kaldığı yaz dönemi gelir kaybı karşılığı aylık 4.000,00 TL’den oluşan toplam 24.000,00 TL maddi zarar ile 6.000,00 TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idarece yürütülen yol yapım çalışması sonucu, davacılara ait restorantta bulunan malzemelerin su ve çamur içinde kalarak kullanılamaz hale gelmesi ve restorantın bir süre kapalı kalmasında, davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, davacıların talebinin, kullanılamaz hale geldiği belirtilen restoran malzemeleri ile restoranın yaz döneminde çalışamaz hale gelmesi nedeniyle oluşan gelir kaybından kaynaklandığı, diğer yandan, Türkeli Kaymakamlığının talimatıyla oluşturulan komisyon tarafından, 06/07/2012 tarihinde hasar tespit çizelgesinin düzenlenmesi suretiyle söz konusu zararın 20.000,00 TL olarak belirlendiği, restorantın yaz ayında kapalı kalması nedeniyle oluşan gelir kaybı karşılığının ise, aylık 4.000,00 TL olmak üzere toplam 24.000,00-TL maddi zararın söz konusu olduğu, ayrıca Türkeli Esnaf ve Sanatkarlar Odasınca düzenlenen 09/10/2014 tarihli belgenin incelenmesi neticesinde, anılan restoranın yaşanan su baksını nedeniyle 05/07/2012-15/08/2012 tarihleri arasında faaliyet gösteremediği, Türkeli ilçesinde benzer bir restoranın yaz ve kış aylarında ortalama gelirinin 25.000,00 TL, aylık gelirinin ise, 4.167,00 TL olduğunun bildirildiği, davacıların restoranın kapalı kaldığı döneme ilişkin olarak aylık 4.000,00 TL gelir kaybı talebinde bulundukları hususu da dikkate alındığında, taleple bağlılık ilkesi gereği söz konusu restoranın kapalı kaldığı günlere karşılık olarak oluşan 5.556,00-TL gelir kaybının davalı idare tarafından davacılara ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, restoran malzemelerinde oluşan hasar ile birlikte yaz ayı döneminde oluşan gelir kaybı toplamının 44.000,00 TL olduğu, bunun 25.556,00-TL’sinin kabulü ile 18.444,00 TL’sinin reddine, ayrıca dava devam ederken davacıların murisinin vefat ettiği, anılan olayın davacıların manevi varlığında elem ve üzüntü meydana getirdiği anlaşıldığından, manevi tazminat isteminin 2.000,00 TL’sinin kabulü ile, 4000,00 TL’sinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, olay tarihinde normal ölçülerin çok üzerinde bir yağış meydana geldiği, yani mücbir sebebin söz konusu olduğu, davacı tarafından sel olayı nedeniyle somut ve kanıtlanabilir bir zararın ortaya konulmadığı, ayrıca mevcut bir zarar yokken tazminat talep edilmeyeceği, yağışın mevsim normallerinin üzerinde olması sonucu doğa olayının gerçekleştiğinden bahisle zarar ile idari eylem arasında illiyet bağı bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz istemin kabulü ile, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıların murisine ait … mahallesi … mevkii No:… … / … adresinde bulunan restoranda, 05/07/2012 tarihinde Türkeli ilçesine yağan yağmur sonucu yaşanan su baskınında, restoranda yer alan malzemelerin su ve çamur içinde kalarak kullanılamaz hale gelmesinde, davalı idare tarafından Sinop / Zonguldak karayolu yapım çalışması sırasında deniz doğru yapılan toprak dolgunun su giderini kapatması ve gerekli menfez çalışmalarının yapılmamasından kaynaklı zarar meydana geldiği, zararın tazmini istemiyle davacılar tarafından, davalı idareye yapılan başvurunun reddi üzerine anılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdareler, kural olarak yürüttükleri kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Bir başka anlatımla, idareler, yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerini yerine getirirken, gerekli teşkilatı kurmak; bu teşkilatın ayni, şahsi ve mali imkan ve araçlarını hizmete hazır tutmak; hizmetin ifası sırasında ise, hizmetin zamanında ve gereği gibi işlemesini sağlamak, kontrol etmek ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Gerek hizmetin ayni, şahsi ve mali imkan ve araçlarının temin ve ifasındaki kusur, gerekse temin edilen bu araçlarla ifa olunan hizmetin geç işlemesi, gereği gibi veya hiç işlememesi; idareye, zarar gören kimselerin bu nedenlerle doğan zararlarını tazmin sorumluluğunu yükler.
Ancak, ortada tazmini gereken zararın bulunmaması, zararın zarar gören kişinin veya üçüncü kişinin eyleminden doğması, idarece öngörülemeyecek ve önlenemeyecek mücbir sebeplerden kaynaklanması, zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulamaması, idare hukukuna özgü tazmin nedenlerinin bulunmaması gibi durumlarda idarenin tazmin yükümlülüğü ortadan kalkar.

Ayrıca, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesiyle “bilirkişi” konusunda atıfta bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanun’un 447. maddesinin 2. fıkrası ile mevzuatta 1086 sayılı Kanun’a yapılan atıfların, 6100 sayılı Kanun’un bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Kanun’un 266. maddesinde, “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” kuralı yer almaktadır.
Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bilirkişi veya bilirkişilerce düzenlenen raporda, sorulara verilen cevapların şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, rapor içeriğinin ise, hükme esas alınabilecek nitelikte olması gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyada yer alan bilgi belgelerin incelenmesi neticesinde, Karayolları Genel Müdürlüğünün savunmasında, olayın mücbir sebep niteliğindeki sel baskınından kaynaklandığının ileri sürüldüğü, buna karşın İdare Mahkemesince, dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile fotoğraflardan yola çıkılarak, idarenin yürüttüğü yol yapım çalışması hizmetinin gereği gibi yerine getirilmemesi ve eksik yerine getirilmesi nedeniyle davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğunun kabul edildiği ve bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın, Türkeli Kaymakamlığınca oluşturulan, Belediye Başkanlığı temsilcisi, Esnaf Odası yetkilisi ve gelir uzmanından oluşan komisyonun, işyerinin niteliği ve faaliyetine göre bulundurulması gerekli malzemeleri ölçü alarak hazırladığı hasar tespit tutanağı esas alınmak suretiyle, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu uyuşmazlığın çözümü için öncelikle meydana gelen zararda idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığının saptanması, ayrıca davacının müterafik kusuru olup olmadığı, kusuru var ise, oranının belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar irdelenmeksizin ve bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, İdare Mahkemesince maddi zarar 44.000,00 TL olarak tespit edilmek suretiyle karar verilmiş ise de, davacılar tarafından, kullanılamaz hale geldiği belirtilen restoran malzemeleri ile restoranın yaz döneminde çalışamaz hale gelmesi nedeniyle gelir kaybından oluşan toplamı 24.000,00 TL maddi zararı ile 6.000,00 TL manevi zararın davalı idarece ödenmesi istemiyle dava açıldığı anlaşıldığından, taleple bağlılık ilkesi gereği davanın 24.000,00 TL maddi zarar 6.000,00 TL manevi zarar üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen kabulü yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karanın BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.