Danıştay Kararı 10. Daire 2014/2535 E. 2016/93 K. 11.01.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2014/2535 E.  ,  2016/93 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2014/2535
Karar No : 2016/93

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin_Özeti : … 2. İdare Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir..
Düşüncesi : 2577 sayılı Kanunun 15/1-a maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm nedeniyle davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava; davacı tarafından, mülkiyeti Hazineye ait … İli, Merkez … Kasabası, … mevkii, 4568 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak yapılan 16.3.2010 günlü re’sen düzeltme işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… 2. İdare Mahkemesince; daha önce … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararıyla reddedilen dava ile bakılan davanın konusunun, taraflarının ve sebeplerinin aynı olduğu; aynı uyuşmazlığın mahkemelerde birden fazla davaya konu edilmesine olanak sağlayan hukuki bir yol bulunmadığı; bu nedenle uyuşmazlığın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usülü Kanununun 14/3 maddesinde, dava dilekçelerinin,
a) Görev ve yetki,
b) İdari merci tecavüzü,
c) Ehliyet,
d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı,
e) Süre aşımı,
f) Husumet,
g) 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları, yönlerinden sırasıyla inceleneceği öngörülmüştür.
Yine, 2577 sayılı Yasanın 15/1-a maddesinde; 14. maddenin 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükmü yer almaktadır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinde, kadastro mahkemesinin, taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara, sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakacağı; 41. maddesinde de, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hataların, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltileceği; düzeltmenin, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunacağı; tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltmenin kesinleşeceği hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; ‘nce 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesine göre 16.3.2010 tarihinde re’sen yapılan düzeltme işlemi sonucu mülkiyeti Hazineye ait … İli, Merkez … Kasabası, … mevkii, … parsel sayılı …. m² yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümünün … m² olarak; yine … Köyü çalışma alanında ve tapuda Hamdi Bilgili ve arkadaşları adına kayıtlı bulunan … parsel sayılı … m² yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümünün ise … m² olarak düzeltilmesine karar verildiği, ‘nün 16.3.2010 tarih ve 467 sayılı yazısı ile dava konusu düzeltme işlemi hakkında davacının bilgilendirildiği, bunun üzerine davacı tarafından 16.3.2010 günlü re’sen düzeltme işleminin iptali istemiyle … Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı, anılan Mahkemenin … tarih … sayılı kararı ile, yasada öngörülen idari itiraza ilişkin işlem basamakları yerine getirilmeden Mahkemelerinde dava açıldığı gerekçesiyle, davanın yargı yolu yönünden reddine karar verildiği, bu karara karşı davacının yaptığı temyiz başvurusunun da, Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin… tarih ve E:…, K:…. sayılı kararıyla reddedilerek mahkeme kararının onandığı ve kararın 15.5.2013 tarihinde kesinleştiği; bunun üzerine davacı tarafından 16.3.2010 günlü re’sen düzeltme işleminin iptali istemiyle İdare Mahkemesinde bakılmakta olan davanın açıldığı, İdare Mahkemesince uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün … tarih ve … sayılı kararı ile, Sulh Hukuk Mahkemesi kararının idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından, adli ve idari yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz edilemeyeceği, olayda 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle İdare Mahkemesinin başvurusunun reddine karar verildiği; bunun üzerine İdare Mahkemesince, adli yargıda açılan dava ile konusu, tarafları ve sebepleri aynı olan davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Olayda; ‘nce mülkiyeti Hazineye ait taşınmazla ilgili olarak yapılan 16.3.2010 günlü re’sen düzeltme işleminin iptali istemine ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümü, yukarıda aktarılan 3402 sayılı Kanun’un 41. maddesi uyarınca, adli yargı yerine ait bulunmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm nedeniyle davanın incelenmeksizin reddi yolunda karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 11.1.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.