Danıştay Kararı 10. Daire 2014/1399 E. 2015/5768 K. 10.12.2015 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2014/1399 E.  ,  2015/5768 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2014/1399
Karar No : 2015/5768

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :

İstemin_Özeti : …11. İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddi yolunda verilen …tarih ve …sayılı kararın 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Davacının, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’na 3413 sayılı Kanunla eklenen Ek 1. maddesi kapsamında işe yerleştirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan davayı açtığı; İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Hizmet Birimlerinden bakım ve koruma hizmeti aldığının tesbiti ve idarenin dosya kaydına ulaşamadığına ilişkin işlemlerin iptali istemi”nden ibaret kurulmak suretiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği görülmekte olup; dava dilekçesinde, davalı idarenin 2/7/2013 tarihinde BİMER başvurusuna verdiği cevapta davanın konusu olarak belirtildiğinden, öncelikle 2577 sayılı Kanun’un 3.maddesi hükmüne uygun olmayan dava dilekçesinin reddi yoluyla, iptali istenilen işlemlerin ve davacı talebinin açıkça ortaya konulması, buna göre de, davacının 6/5/2013 tarihinde BİMER üzerinden yaptığı başvurunun reddine ilişkin 2/7/2013 tarih ve 68692 sayılı işlemin iptalinin de istenilmesi halinde, söz konusu işlem yönünden işin esasının incelenerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, davacının, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’na 3413 sayılı Kanun’la eklenen Ek 1. maddesi ve Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmesine İlişkin Tüzük hükümleri uyarınca tarafına form (A) belgesi düzenlenmesi istemiyle 6/5/2013 tarihinde BİMER üzerinden yaptığı başvurunun reddine ilişkin 2/7/2013 tarih ve 68692 sayılı işlem ile, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Hizmet Birimlerinden bakım ve koruma hizmeti aldığının tesbiti ve idarenin dosya kaydına ulaşamadığına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılmıştır.
…11. İdare Mahkemesince, davanın konusu, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Hizmet Birimlerinden bakım ve koruma hizmeti aldığının tesbiti ve idarenin dosya kaydına ulaşamadığına ilişkin işlemlerin iptali istemi”nden ibaret kurulmak suretiyle ve korunmaya muhtaç çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı almakla görevli mahkemeler adli yargı mahkemeleri olduğundan, bu konu ile bağlantılı ve ilişkili olan davacının yetiştirme yurdunda kaldığının tespiti istemiyle açılan davaya bakmakla görevli mahkemelerin de adli yargı mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde, davanın konu ve sebepleri ile dayandığı delillerin dilekçelerde gösterilmesi gerektiği hüküm altına alınmış; bu madde hükmüne göre, davacı tarafından davanın konusunun açık ve anlaşılır şekilde ortaya konulması gerekmekte olup, dosya içeriği dilekçe ve belgelerden, davacının, 2828 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesinden yararlanmak suretiyle işe girebilmek için ihtiyaç duyduğu ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’na 3413 sayılı Kanun’la eklenen Ek 1. maddesi ile, Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmesine İlişkin Tüzük hükümleri uyarınca form (A) belgesinin düzenlenmesi maksadıyla iş bu davayı açtığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın da bu çerçeve de ele alınması gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için iptal davası açılacağı öngörülmüş; 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5. maddesinde de, idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki iptal davalarını karara bağlayacağı hükme bağlanmıştır.
Dava konusu işlem tarihindeki haliyle 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’nun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, korunmaya, bakıma veya yardıma muhtaç aile, çocuk, özürlü, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklar ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usulleri düzenlemek olduğu; 3. maddesinin (b) fıkrasında, ‘Korunmaya Muhtaç Çocuk’ kavramının, beden, ruh ve ahlak gelişimleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olup;
1. Ana veya babasız, ana ve babasız,
2. Ana veya babası veya her ikisi de belli olmayan,
3. Ana ve babası veya her ikisi tarafından terk edilen,
4. Ana veya babası tarafından ihmal edilip; fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen çocuğu ifade edeceği hükme bağlanmış; aynı Kanun’un “Korunma Kararı” başlıklı 22. maddesinde, korunmaya muhtaç çocukların reşit oluncaya kadar bu Kanun hükümlerine göre Kurumca kurulan sosyal hizmet kuruluşlarında bakılıp yetiştirilmeleri ve bir meslek sahibi edilmeleri hususundaki gerekli tedbir kararının yetkili ve görevli mahkemece alınacağı, bu karar için gerekli belgelerin Kurumca düzenlenerek ilgili mahkemeye gönderileceği hükmüne; “Koruma Kararının Süresi ve Kaldırılması” başlıklı 24. maddesinde, korunma kararının genel olarak çocuk reşit olana kadar devam edeceği, ancak bu kararın, korunma kararına neden olan şartların ortadan kalkması halinde Kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece çocuk reşit olmadan önce kaldırılabileceği gibi reşit olduktan sonra da çocuğun rızası alınmak şartıyla devamı hususunda karar verilebileceği hükmüne yer verilmiştir.
2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’na (yeni haliyle Sosyal Hizmetler Kanunu) 3413 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile eklenen Ek 1. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihdeki halinde ise, kamu kurum ve kuruluşlarının, reşit olana kadar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından bakılan ve korunan çocuklar için, her yılbaşındaki, hangi statüde olursa olsun, serbest kadro mevcutlarının binde biri nispetindeki kısmını ayırarak bu çocuklar arasında yapılacak giriş sınavlarında başarılı olanlar arasından atama yapacakları, bu maddeden yararlanmak isteyenlerin, on sekiz (18) yaşını tamamladıkları tarihten itibaren, kamu kurum ve kuruluşlarına, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü vasıtasıyla başvurmak zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.
10/2/1995 tarih ve 95/6542 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 2828 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması için 2/3/1995 tarih ve 22218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmesine İlişkin Tüzüğ’ün “Yararlanacaklar” başlıklı 3. maddesinde, bu Tüzük hükümlerinden, korunma kararı alınmış olup da;
A) Reşit oluncaya kadar sosyal hizmet kuruluşlarında kalmış,
B) Bir Koruyucu aile yanına yerleştirilmiş,
C) Ayni nakdi yardım yapılarak ailesinin yanına gönderilmiş korunmaya muhtaç çocukların, yararlanacakları; aynı Tüzük’ün 5. maddesinde, sosyal hizmet kuruluşlarının, kendi kuruluşlarında bakılmış ve korunmuş, korunmaya muhtaç çocukların öz geçmişini, okul ve mesleki özelliklerini ve diğer bilgileri içeren bilgi formlarını, korunma kararının kalktığı tarihten itibaren bir ay içinde düzenleyerek kayıtlara uygunluğunu onaylayacağı ve il sosyal hizmetler müdürlüğü aracılığı ile Kuruma göndereceği, bu Tüzük hükümlerinden yararlanabilecek korunmaya muhtaç çocukların, bilgi formlarının Kuruma geldiği tarih esas alınmak üzere tahsil grupları içerisinde meslekli ve mesleksiz ayrımıyla kaydolunacağı; 7. maddesinde ise, bu Tüzük hükümlerinden yararlanmak isteyenlerin, on sekiz (18) yaşını tamamladıkları tarihten itibaren kamu kurum ve kuruluşlarına Kurum aracılığıyla başvuracakları, başvuru sahibinin geçmişte bir sosyal hizmet kuruluşunda kaldığının ve korunduğunun belgelenememesi halinde, bu hususun tesbitinin mahkeme kararıyla olacağı, Kurumun, bu Tüzüğ’ün 5. maddesi uyarınca düzenlenen formlardaki bilgileri esas almak suretiyle, kamu kurum ve kuruluşlarının istekleriyle bu Tüzüğ’ün 8. maddesinde öngörülen öncelikleri de gözönüne alarak, her boş kadro için en az üç korunmaya muhtaç çocuğun isim listesini, isteğinden itibaren bir ay içinde kamu kurum ve kuruluşlarına göndereceği kuralı bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, 6/2/1968 doğumlu olan davacının, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’na 3413 sayılı Kanun’la eklenen Ek 1. madde uyarınca tarafına form (A) belgesi düzenlenmesi istemiyle 6/5/2013 tarihinde BİMER üzerinden yaptığı başvurunun, ‘davacı hakkında dosya kaydına rastlanılamadığı ve Tüzük’ün 7. maddesi uyarınca başvuru sahibinin geçmişte bir sosyal hizmet kuruluşunda kaldığının ve korunduğunun belgelenememesi halinde, bu hususun tespitinin mahkeme kararıyla olacağı’ gerekçesiyle Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2/7/2013 tarih ve 68692 sayılı işlemi ile reddi üzerine, davacı tarafından ‘1972 yılında …Çocuk Yuvasına giriş, 1985 tarihinde …Yetiştirme Yurdu çıkış tarihine kadar devletin koruma ve bakımı altında kaldığı, bu tarihler arasında …da Yatılı İlkokulu, …İlkokulunda yatılı olarak okuduktan sonra, ortaokul ve lise eğitimi için …Yetiştirme Yurduna gönderildiği’ ileri sürülerek bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı başvurusunun, hakkında herhangi bir koruyucu ve destekleyici tedbir kararı alınmasına ilişkin olmadığı, bir başka deyişle, çocuk mahkemesince hakkında tedbir kararı alınması yolunda bir davacı talebi bulunmadığı; gerek idari başvuru dilekçesinde ileri sürüldüğü anlaşılan, gerekse de dosya içeriğinde belirtilen ‘1972 yılında …Çocuk Yuvasına giriş, 1985 tarihinde …Yetiştirme Yurdu çıkış tarihine kadar devletin koruma ve bakımı altında kaldığı, bu tarihler arasında …da Yatılı İlkokulu, …İlkokulunda yatılı olarak okuduktan sonra, ortaokul ve lise eğitimi için …Yetiştirme Yurduna gönderildiği’ yolundaki davacı beyanları kapsamında 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’na 3413 sayılı Kanun’la eklenen Ek 1. madde uyarınca tarafına form (A) belgesi düzenlenmesi istemine yönelik bulunduğu ve başvurusunun reddi yolundaki davaya konu işlemin, yukarıda yazılı mevzuat hükümleriyle idareye verilen yükümlülükler kapsamında kamu gücüne dayanılarak tesis edilen idari işlem niteliğinde olduğu, davacının talebinin, durumu dikkate alınarak bu aşamada karşılanmasının mümkün olup olmadığını belirleme görevinin idari yargıya ait bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, davacı başvurusunun ve durumunun, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’na 3413 sayılı Kanun’la eklenen Ek 1. madde uyarınca form (A) belgesi düzenlenip düzenlenemeyeceği yönüyle bir değerlendirme yapılarak işin esasının incelenmesi gerekirken, uyuşmazlığın adli yargının görevine girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine ilişkin olarak verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, …11. İdare Mahkemesinin …tarih ve …sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 10/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.