Danıştay Kararı 10. Daire 2013/749 E. 2016/1465 K. 17.03.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2013/749 E.  ,  2016/1465 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2013/749
Karar No : 2016/1465

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin_Özeti : … uyruklu olan ve Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak istemiyle yaptığı başvurunun, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16.maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde belirtilen şartı taşımadığından bahisle reddine ilişkin 26/9/2011 tarih ve 84295 sayılı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davada; davacı tarafından, Türk vatandaşı olan … ile yaptığı evliliğin gerçek bir evlilik olduğu komisyonca yapılan inceleme sonucu tespit edilmiş ise de, davacının, 3/4/2004 tarihinde “menfaat karşılığı fuhuş yapmak”, 6/9/2006 tarihinde “sahtecilik”, 28/2/2011 tarihinde ise “yalan beyanda bulunmak” suçundan hakkında işlem tesis edildiği; eşinin ise, silah zoruyla fuhuş yaptırmak ve yabancı kadın çalıştırmak suçlarından dolayı hükümlü olduğu; bu durumda, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16/1-b maddesinde belirtilen şartları taşımayan davacının evlenme yolu ile Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen … 3. İdare Mahkemes’inin …. tarih ve …. sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E… sayılı kararının ONANMASINA 17/3/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :
Bakılan uyuşmazlıkta, davacının, 7/7/2007 tarihinde resmi nikahla Türk vatandaşı ile evlendiği ve evliliğinin başvuru tarihi itibariyle devam ettiği, davacının Türk vatandaşı eşi ile müşterek iki çocuklarının bulunduğu, yapılan ön inceleme ve araştırma sonucunda, davacı ve eşinin evliliğe ait ortak meskenlerinin olduğu, aynı adreste evlilik birliği içerisinde yaşadıkları, komşuluk münasebetlerinin bulunduğu tespitlerine yer verildiği; diğer taraftan, davacı hakkında, 2004 yılında menfaat karşılığı gizli fuhuş yapmaktan işlem yapıldığı, 2006 yılında eşiyle birlikte sahtecilik suçundan işlem yapıldığı, yapılan yargılama sonucunda beraatlerine karar verildiği, 2011 yılında ise yalan beyanda bulunmaktan işlem yapıldığı; ayrıca, davacının Türk vatandaşı eşi hakkında silah zoruyla fuhuş yaptırmak suçundan açılan davada, 8/2/2007 tarihli kararla eşinin hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakta ise de, söz konusu fiil ve suçlamaların tümünün evlilik tarihinden öncesine ilişkin olduğu, tarafların evliliğinin formalite olduğu veya evlilik tarihinden sonra evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunulduğuna dair karar ve tespit olmadığı dikkate alındığında, 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yazılı şartı taşımadığı gerekçesiyle Türk vatandaşlığına alınması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmadığı anlaşılmakla bozulması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.