Danıştay Kararı 10. Daire 2013/6486 E. 2016/2448 K. 29.04.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2013/6486 E.  ,  2016/2448 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2013/6486
Karar No : 2016/2448

Davacı :
Davalı : T.C. Merkez Bankası
Vekili :

Davanın_Özeti : 14.9.2013 tarih ve 28765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 1. maddesindeki aylık azami akdi faiz oranının Türk Lirası için yüzde 2,02; aylık azami gecikme faizi oranının Türk Lirası için yüzde 2,52 olarak belirlenmesine ilişkin kısımlarının; davalı idare tarafından belirlenen faiz oranlarının Borçlar Kanununda belirlenen faiz oranlarına göre yüksek olduğu iddiasıyla iptali istemiyle açılmıştır.
Savunmanın Özeti : Davacının bu davanın açılmasında ehliyetli olmadığı, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26/3. maddesiyle Merkez Bankasına kredi kartlarına ilişkin azami faiz oranlarını belirleme yetkisi verildiği, bu yetki çerçevesinde ekonomik gelişmeler ve piyasa koşulları ışığında belirlenen faiz oranlarının 3 ayda bir açıklandığı, mevzuat çerçevesinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Dava konusu düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı ve davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; 14.9.2013 tarih ve 28765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 1. maddesindeki, aylık azami akdi faiz oranının Türk Lirası için yüzde 2,02, aylık azami gecikme faizi oranının Türk lirası için yüzde 2,52 olarak belirlenmesine ilişkin kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun, bankanın temel görev ve yetkiler sayan, 25.4.2001 tarih, 4651 sayılı Kanun ile değiştirilen 4. maddesi ile 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun “faiz hesaplaması” başlıklı 26. maddesinin 3. fıkrasının birlikte incelenmesinden uyuşmazlık konusu alanda düzenleme yapma konusunda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının yetkili olduğu açıktır.
Bu durumda; ilgili Yasalarda bu alanda görevli ve yetkili olduğ açık olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından mevcut uyuşmazlıkta; ekonominin genel seyri ve yapısı, kredi kartı işlemlerindeki nakit çekiş ve geciktirilen ödeme seyri, kredi kartı ve bireysel kredi faiz oranları, enflasyon, kredi kartı maliyetleri gibi ekonomik göstergelerin esas alınarak, kredi kartı çıkaran bankaların bildirimlerinde yer alan ağırlıklı ortalama aylık akdi faiz oranının, krediye dönüşen toplam tutar içindeki payları ile ağırlıklandırılarak bulunan ağırlıklı ortalama aylık akdi faiz oranı ile bankaların gecikme faiz oranlarının aritmetik ortalaması alınarak bulunan aylık gecikme faizi oranına, faiz oranlarını ortalamaya daha fazla yaklaştırmak için esas alınan 0,5 puanlık piyasa marjının eklenmesi suretiyle saptanarak ilan edilen kredi kartlarında uygulanacak azami aylık akdi ve gecikme faiz oranlarında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Nitekim; belirtilen unsurlardaki değişim dikkate alınarak daha önce ve sonra yayımlanan kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami aylık akdi ve gecikme faiz oranlarında görülen değişikliklerde bu durumu teyit etmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiğinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü.
Dava; 14.9.2013 tarih ve 28765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 1. maddesindeki aylık azami akdi faiz oranının Türk Lirası için yüzde 2,02; aylık azami gecikme faizi oranının Türk Lirası için yüzde 2,52 olarak belirlenmesine ilişkin kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin usule ilişkin ehliyet itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi.
1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 1. maddesinin ilk fıkrasında, Türkiye’de banknot ihracı imtiyazına münhasıran sahip ve bu Kanunda yazılı görev ve yetkileri haiz olmak üzere “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” unvanı altında anonim şirket olarak bir banka kurulduğu, 4. maddesinde de, bankanın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak olduğu, bankanın, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirleyeceği, Bankanın, fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla Hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekleyeceği, aynı maddenin II numaralı fıkrasının (f) bendinde de, Merkez Bankasının, bankaların ödünç para verme işlemlerinde ve mevduat kabulünde uygulayacakları faiz oranlarını, belirleyeceği usul ve esaslara göre bankalardan istemeye yetkili olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Banka kartları ve kredi kartlarının çıkarılmasına, kullanımına, takas ve mahsup işlemlerine ilişkin usûl ve esasları düzenlemek suretiyle kartlı ödemeler sisteminin etkin çalışmasını sağlamak amacıyla çıkartılan 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26. maddesinin 3. fıkrasında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının, azami akdi ve gecikme faiz oranlarını tespit etmeye yetkili olduğu ve belirlediği bu oranları 3 ayda bir açıklayacağı kuralına yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26/3. maddesinin vermiş olduğu yetkiye istinaden 2/4/2006 tarih ve 26127 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1) ile kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami akdi ve gecikme faiz oranlarının düzenlendiği, sonrasında anılan Tebliğde yapılan değişikliklerle davalı idarenin belirlediği bu oranların 3 ayda bir açıklandığı, 14.9.2013 tarih ve 28765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 1. maddesiyle aylık azami akdi faiz oranının Türk Lirası için yüzde 2,02; aylık azami gecikme faizi oranının Türk Lirası için yüzde 2,52 olarak belirlenmesi üzerine anılan oranların yüksek olduğu iddiasıyla bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, 5464 sayılı Kanun tarafından davalı idareye, azami akdi ve gecikme faiz oranlarını tespit etme noktasında verilen yetkinin kullanıldığı, bu itibarla bankacılık sektöründe kredi kartlarına uygulanan faiz oranlarının değişiklik göstermesi, bazı bankaların sektör ortalaması üzerinde faiz uygulaması nedeniyle oluşan karışıklık ve mağduriyetlerin giderilerek makul düzeyde faiz oluşumuna ortam hazırlanmasının amaçlandığı görülmektedir.
Bu durumda, fiyat istikrarı ile para politikası alanındaki kamu düzeninin sağlanması ve bu suretle fiyat istikrarının korunarak sürdürülmesi amacıyla, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 26. maddesinin 3. fıkrasına dayanılarak ve yine ülke çapında kredi kartı çıkartarak faaliyette bulunan bankalardan alınan veriler gözetilerek çıkartılan dava konusu Tebliğde hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın REDDİNE, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine; bu kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyizen başvurulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 29.4.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.