Danıştay Kararı 10. Daire 2013/4955 E. 2016/1463 K. 17.03.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2013/4955 E.  ,  2016/1463 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2013/4955
Karar No : 2016/1463

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacılar) : 1-
2-
Vekili :

İstemin_Özeti : Ukrayna uyruklu …’ın 5683 Kanun’un 19. maddesi uyarınca alınan sınırdışı işlemi tamamlanıncaya kadar 5683 sayılı Kanun’un 23. maddesi ve 14 Eylül 2010 tarih ve 67 sayılı Genelge gereğince azami doksan (90) güne kadar muhafaza altına alınmasına ilişkin 31/5/2012 tarih ve 2012/21660 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, davacı tarafından formalite evlilik yaptığından bahisle 18/7/2012 tarih ve 22243-140211 sayılı sınırdışı edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle …6. İdare Mahkemesi’nin …sayılı dosyası ile açılan davada, “evlilikler batıl olsa dahi hakim kararı ile sona ermesi gerektiği, dolayısıyla mahkeme dışında hiçbir kişi, kurum veya kuruluşun evliliğin formalite veya batıl olduğuna dair karar verme yetkisi bulunmadığı, hukuken geçerli olan ve Anayasa, Uluslararası Sözleşme ve Kanunla güvence altına alınan evlilik ve aile birliğini fiilen sona erdirme sonucu doğuracak olan dava konusu işlemin davacının sınırdışı edilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle 9/11/2012 tarihinde sınırdışı edilme işleminin yürütmesinin durdurulduğu görülmüş olup, bu durumda dayanağı kalmayan sınırdışı edilmek üzere doksan (90) gün süreyle muhafaza edilmeye ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda …2. İdare Mahkemesi’nce verilen …tarih ve …sayılı kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile …2. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının ONANMASINA 17/3/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Dava konusu nin 31/5/2012 tarih ve 21660 sayılı işleminin, Ukrayna vatandaşı …’ın 5683 sayılı Kanuna muhalefet ettiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesi uyarınca sınırdışı edilmesi ile durumun değerlendirilmesi ve sınırdışı işlemi tamamlanıncaya kadar 5683 sayılı Kanun’un 23. maddesi ve 14 Eylül 2010 tarih ve 67 sayılı Genelge gereğince azami doksan (90) güne kadar muhafaza altına alınmasına ilişkin olarak tesis edildiği; bir başka deyişle, dava konusu işlemle, davacılardan …’ın muhafaza altına alınması dışında sınırdışı edilmesi yolunda da bir karar alındığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesi içeriğinin incelenmesinden, dava konusu işlem ile Türk vatandaşıyla evli olmasına rağmen davacılardan …’ın kötü yaşam koşulları altında tutulduğundan muhafa sürecine ilişkin olarak işlemin iptali isteminde bulunulmuş ve İdare Mahkemesince de, dava konusu işlem, davacının muhafaza altına alınmasına ilişkin olarak incelenmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; davacının, nin 31/5/2012 tarih ve 21660 sayılı işleminin iptali isteminde bulunduğu ve dava konusu işlem içeriğinde davacının sınırdışı edilmesi yolunda da karar alındığı dikkate alınmak suretiyle inceleme yapılması ve hem sınırdışı etme kararı, hem de muhafaza altına alınma kararı yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve eksik hüküm üzerine verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının yukarıda aktarılan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği düşüncesiyle karara katılmıyoruz.