Danıştay Kararı 10. Daire 2013/298 E. 2016/2887 K. 25.05.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2013/298 E.  ,  2016/2887 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2013/298
Karar No : 2016/2887

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili : Av.
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : Av.
İstemin_Özeti : “Ortak Mülkiyet 55 Aile x 2 Baş = 110 Büyükbaş Süt Sığırcılığı Projesi” kapsamında davacı kooperatif tarafından 16/6/2009 tarihinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında yapılan ihale sonucu satın alınan 110 adet ‘simental’ cinsi büyükbaş düvelerden, ‘sığır brusellosis hastalığı’nın başgöstermesi nedeniyle alınan karantina tedbirleri kapsamında kesime gönderilen 77 adet için ödenen 275.000.-TL tazminatın eksik olduğu, karantina süreci içinde ölen 33 adet hayvan için de herhangi bir tazminat ödenmediğinden bahisle uğranıldığı ileri sürülen 900.000.-TL maddî zararın kusursuz sorumluluk ilkesine göre tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davada; 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu ile, Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yönetmeliği hükümleri uyarınca, idarî kolluk yetkileri çerçevesinde uygulanan tedbirler nedeniyle öldürülen ya da kesime gönderilen hayvanlar için rayiç bedelin dörtte üçünün Devletçe tazminat olarak ödeneceği, ihbarı zorunlu olan hastalıklardan birine karşı koruma maksadıyla hükûmet veteriner hekimi ve Bakanlıkça görevlendirilen veteriner hekim tarafından yapılan aşı, serum ve ilâç uygulamaları sebebiyle öldükleri otopsi ve lâboratuvar muayeneleri ile tespit edilen hayvanların takdir edilecek kıymetlerinin ise tamamının ödeneceği, sahipleri tarafından hastalıkları haber verilmemiş hayvan sahiplerine tazminat verilmeyeceğinin kurala bağlandığı; bu yüzden, somut olay bakımından, karantina sürecinde kendiliğinden ölen hayvanlar nedeniyle tazminat ödenebilmesi için, hayvan sahipleri tarafından bu hayvanların hastalıklarının zamanında haber verilerek ölümlerin aynı hastalıklar nedeniyle olduğunun hükûmet veteriner hekimince saptanması ve ilgili diğer usûl işlemlerinin yapılmasının sağlanması gerektiği; dava konusu olayda, davacı kooperatife ait 33 adet hayvanın karantina süreci içinde öldükleri anlaşılmakta ise de; söz konusu hayvanların ölümlerine ve gömülmelerine ilişkin tutanakların hükûmet veteriner hekimince düzenlenmediği, 33 adet hayvandan ilk ölümlerin başlaması üzerine bunun idareye ihbar edilerek gerekli önlemlerin ve usûl işlemlerinin yapılmasının sağlanmadığı, son beş adet hayvandan örnek alınması ve muayeneye gönderilmesi için çağrılan hükûmet veteriner hekimlerince düzenlenen tutanakta ise, hayvanların önceden ölmesi ve gömülmesi nedeniyle herhangi bir resmî işlem yapılamadığının belirtildiği; bu durumda, hükûmet veteriner hekimince düzenlenmeyen tutanaklara ve raporlara istinaden (serbest veteriner hekim nezaretinde) gömülen hayvanlar nedeniyle, Devletin 3285 sayılı Kanun ve uygulama yönetmeliğine göre tazminat ödeme sorumluluğu bulunmadığından, uğranıldığı ileri sürülen maddî zararın kusursuz sorumluluk ilkesine göre tazminine olanak bulunmadığı; diğer yandan, kesime gönderilen 77 adet hayvan için ödenen tazminatla, karantina süreci sonunda fiyatların artması nedeniyle ancak 30 adet hayvan satın alınabildiği ve bundan dolayı da zarara uğranıldığı iddia edilmekte ise de; kesime gönderilen hayvanlar için değerinin dörtte üçü oranında ödenecek tazminatın kesim tarihindeki rayiç fiyatlara göre belirleneceği ve bu tarihten sonraki rayiç fiyatların esas alınarak idarenin sorumluluğuna gidilemeyeceği açık olduğundan, davacının bu iddiasına da itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen …. İdare Mahkemesinin …. tarih ve … sayılı kararının, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesinin .. tarih ve …. sayılı kararının ONANMASINA 25/5/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.