Danıştay Kararı 10. Daire 2013/1289 E. 2016/1252 K. 09.03.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2013/1289 E.  ,  2016/1252 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2013/1289
Karar No : 2016/1252

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin_Özeti : … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava; Dış İlişkiler Müdürlüğü’nde şef olarak görev yapan davacının, davalı idare ile … arasında yapılan sosyal denge sözleşmesinden dayanışma aidatı ödeyerek faydalanma isteminin reddine ilişkin 24.11.2011 tarih ve 870 sayılı işleminin iptali ve bu işlemden kaynaklanan parasal kayıplarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Konya 2. İdare Mahkemesi’nce; davalı idare ile … arasında yapılan sosyal denge sözleşmesinin 17/ı maddesinde, çalışma usul ve esaslarına dair yönetmelikleri yayınlanmayan birim çalışanlarının, bu sözleşme kapsamındaki yardımlardan yararlandırılmayacağına ilişkin hüküm gereği, davacının başvurusunun çalıştığı birimin çalışma usul ve esaslarına dair yönetmeliğin yayımlanmadığından bahisle reddedildiği, 5393 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belediye birimlerinin çalışma usul ve esaslarına dair yönetmeliğin hazırlanması ve kabulünün davalının görevi ve yetkisi dahilinde olduğu, davalının kendi sorumluluğunda bulunan bir hususun yerine getirilmemesinin personellerin hak kaybına sebep gösterilemeyeceği, sözleşmenin bu hükmünün hukuka aykırı olması ve davalının sözleşme imzalarken kullandığı takdir yetkisini eşitlik ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak kullanması nedeniyle, davacının sosyal denge sözleşmesinden yararlanma talebinin anılan sözleşme maddesi uyarınca reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının idareye başvuru tarihinden itibaren yararlanamadığı sosyal denge sözleşmesine dayalı parasal haklarının işleyecek yasal faiziyle birlikte hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, anılan İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ”Kapsam” başlıklı 1. maddesinde; bu Kanunun; Genel ve Katma Bütçeli Kurumlar, İl Özel İdareleri, Belediyeler, İl Özel İdareleri ve Belediyelerin kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, kanunlarla kurulan fonlarda, kefalet sandıklarında veya Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüklerinde çalışan memurlar hakkında uygulanacağı, 2. maddesinde; bu Kanunun, Devlet memurlarının hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini, ilerleme ve yükselmelerini, ödev, hak, yüküm ve sorumluluklarını, aylıklarını ve ödeneklerini ve diğer özlük işlerini düzenlediği, 146. maddesinde ise; bu Kanunun birinci maddesi, birinci fıkrası kapsamına giren memurların aylık, ücret, ödenek, hizmetle ilgili her çeşit ödeme ve bunların şekil ve şartları bakımından bu Kanundaki hükümlere, aynı maddenin ikinci fıkrası kapsamına giren memurların özel Kanunlardaki hükümlere tabi olacağı, memurlara kanun tüzük ve yönetmeliklerin ve amirlerin tayin ettiği görevler karşılığında bu Kanunla sağlanan haklar dışında ücret ödenemeyeceği kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda anılan Kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; memur statüsü esaslarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile belirlendiği, belediyelerde çalışan memurların da anılan Kanun kapsamında yer aldığı, Devlet memurlarına 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda sağlanan haklar dışında herhangi bir ücret ödenmeyeceği, öte yandan sosyal denge sözleşmesinin imzalandığı tarihte toplu iş sözleşmesi hakkının yalnızca işçiler için tanındığı, memurlara sağlanan sendikal haklar kapsamında mali haklar konusuna yer verilmediği açıktır.
İşlem tarihi itibarıyla memur sendikaları ile belediye başkanlıkları arasında, belediye memurlarına, 657 sayılı Kanunda belirlenen mali haklar dışında ek ödeme yapılması sonucunu doğuran bir sözleşme yapılmasına olanak bulunmaması; ayrıca, mevzuatta “sosyal denge yardımı” adı altında herhangi bir mali hakka yer verilmemesi karşısında; davacıya “sosyal denge yardımı” adı altında ödeme yapılmasına yasal imkan bulunmamaktadır.
Diğer yandan, 12.9.2010 tarihli halkoylamasıyla kabul edilen 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 1982 Anayasasında bazı değişiklikler yapılmıştır.
Buna göre, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 53. maddesinde yapılan değişiklikle memurlar ve diğer kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkına sahip olduğu, Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde tarafların Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabileceği, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarının kesin olduğu ve toplu sözleşme hükmünde olduğu, toplu sözleşme hakkının kapsamının, istisnalarının, toplu sözleşmeden yararlanacakların, toplu sözleşmenin yapılma şeklinin, usulünün ve yürürlüğünün, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılmasının, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkilinin, çalışma usul ve esasları ile diğer hususların kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Anayasa değişikliğine paralel olarak 11.4.2012 tarih ve 28261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6289 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun adı “Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu” olarak değiştirilmiş ve yapılan değişikliklerle toplu sözleşme yapılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemiştir.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun Geçici 14. maddesi ile, 15.3.2012 tarihinden önce yapılan sözleşmeler yönünden bir takım düzenlemeler getirilmekte ise de; yargılama idari işlemlerin tesis edildikleri tarih itibarıyla yapıldığından anılan maddenin dava konusu sosyal denge sözleşmesine uygulanması mümkün değildir.
Bu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekirken; dava konusu işlemin iptali ile tazminat isteminin kabulü yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, …. 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve …. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 9.3.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.