Danıştay Kararı 10. Daire 2012/9017 E. 2015/4047 K. 05.10.2015 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2012/9017 E.  ,  2015/4047 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2012/9017
Karar No : 2015/4047

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin_Özeti : Babası Türk vatandaşı olan davacının, babasının Türk vatandaşı olması nedeniyle Türk vatandaşlığına alınması istemiyle 5901 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun, mülga 403 sayılı Kanunun 1. maddesi kapsamında doğum yoluyla vatandaşlığı kazanamadığından bahisle reddine ilişkin 18/7/2011 tarih ve 64808 sayılı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işlemin iptali istemiyle açılan davada; davacı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinin babasıyla arasında kimlik bilgileri değerlendirilerek bağ kurulduğuna dair tespit kararı olduğu, vatandaşlığın her türlü delillerle ispat edilebileceği ileri sürülmüş ise de; 5901 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 63. maddesinde, ” Ana veya babadan dolayı Türk vatandaşı iddiasında bulunan kişi iddiasını kanıtlayacak her türlü bilgi ve belge ibraz edebilir…” hükmüne yer verildiği, olayda ise, davacının tıbbi raporlara dayanmayan kimlik bilgileri karşılaştırılarak Mahkemece verilen tespit kararı sunduğu görülmüş olup, davacının Türk vatandaşı babanın çocuğu olduğu yönündeki iddiasını kanıtlayacak başkaca belge de ibraz edilemediğinden ve davacının ibraz ettiği bilgi ve belgeler çerçevesinde Türk vatandaşı babanın çocuğu olduğunu kanıtlayamadığından davacının, 5901 sayılı Kanun kapsamında Türk vatandaşlığına alınma talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen … 13. İdare Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; Mahkeme kararı bulunmasına karşın idarece keyfi uygulama yapıldığı, ayrıca hukuk müşavirlerinin yasal görevlerini yerine getirmesi nedeniyle aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği ileri sürülerek 2577 sayılı Kanunun 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17/2. maddesi uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek, işin esası incelenip gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile … 13. İdare Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA 5/10/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.