Danıştay Kararı 10. Daire 2012/8968 E. 2016/865 K. 18.02.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2012/8968 E.  ,  2016/865 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2012/8968
Karar No : 2016/865

Davacı :
Vekili :
Davalı : -ANKARA
Vekili : Av.

Davanın_Özeti : Davalı idarenin 13.2.2012 tarih ve B.23.0.DMP.0.14.03, 145.02-163 sayılı ve 2012 yılı Sulak Alan Faaliyet İzin Belgesi Ücretleri konulu idari işlemin açıklamalar kısmının 4. maddesindeki “bu faaliyetler için verilecek izin belgeleri 2 (iki) yıl süre ile geçerli olup, süre bitiminde yenilenmesi gereklidir” kısmı ile Ek-2 listesinin 2. maddesinde belirtilen “Enerji Endüstrisi, Ulaşım, Altyapı ve Kıyı Yapıları başlıklı 2.1. maddesindeki ” Su Depolama ve Hidroelektrik Santral Projeler”i adı altında 2.1.1 Su Depolama Tesisleri ve 2.1.2. Nehir tipi santraller faaliyet alanlarına ilişkin olarak 25.000 MW üstü 15.000TL , 25.000 MW altındaki 10.000 TL ‘ye ” ilişkin kısmının, yapılan düzenlemenin yasal dayanağı bulunmadığı, sulak alan faaliyet izin belgesi için belirlenen ücretin fahiş miktarda artırıldığı, istenilen ücretin fazla olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın_Özeti : Sulak alanların doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunmasının idarenin görevinde olduğu, bu çerçevede izinler verildiği ve denetimler yapıldığı, sulak alan koruma bölgelerinde yapılmasına müsaade edilen faaliyetlerin izne tabi olduğu ve bu izin belgesi karşılığı alınan bedellerin döner sermaye işletmesine aktarılarak, doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunmasında kullanıldığı, dava konusu düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, davalı idarenin 13.2.2012 tarih ve B.23.0.DMP.0.14.03, 145.02-163 sayılı ve 2012 yıllı Sulak Alan Faaliyet İzin Belgesi Ücretleri konulu idari işlemin açıklamalar kısmının 4. maddesindeki “bu faaliyetler için verilecek izin belgeleri 2 (iki) yıl süre ile geçerli olup, süre bitiminde yenilenmesi gereklidir” kısmı ile Ek-2 listesinin 2. maddesinde belirtilen “Enerji Endüstrisi, Ulaşım, Altyapı ve Kıyı Yapıları başlıklı 2.1. maddesindeki ” Su Depolama ve Hidroelektrik Santral Projeler”i adı altında 2.1.1 Su Depolama Tesisleri ve 2.1.2. Nehir tipi santraller faaliyet alanlarına ilişkin olarak 25.000 MW üstü 15.000TL , 25.000 MW altındaki 10.000 TL ‘ye ” ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
17.05.2005 tarihli, 25818 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nin 3. maddesinde, anılan Yönetmeliğin 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 9.maddesi, 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 13. Maddesi, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununun 4. maddesine dayanılarak; 3958 sayılı Kanunla uygun bulunan 17.5.1994 tarihli ve 21937 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme (Ramsar Sözleşmesi) hükümlerine paralel olarak hazırlandığı belirtilmiştir.
Söz konusu Yönetmeliğin “Amaç” başlıklı 1.maddesinde; Bu Yönetmeliğin amacının özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme (Ramsar Sözleşmesinin uygulanmasına yönelik uluslararası öneme sahip olsun ya da olmasın tüm sulak alanların korunması, geliştirilmesi ve bu konuda görevli kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon esaslarını belirlemek olduğu kurala bağlanmış yönetmelikte 2010 yılında yapılan değişiklikle akarsularla ilgili özel hükümler getirilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun sözkonusu düzenlemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 9. maddesinin birinci fıkrasında, “kırsal ve kentsel alanda arazi kullanım kararına uygun olarak tespit edilen koruma alanları ve bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanım esaslarının yönetmelikle belirleneceği”, 5491 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesinin (e) fıkrasında, “sulak alanların doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunmasının esas olduğu, sulak alanların korunması ve yönetimine ilişkin usul ve esasların ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği” öngörülmüştür.
4856 sayılı Yasanın 13. maddesinin (c) bendinde de, sulak alanların korunması, geliştirilmesi ile ilgili işlemleri yapmak, (e) bendinde, uluslararası koruma sözleşmeleri ile belirlenen yörelerdeki korunma ve kullanma esaslarını çevre mevzuatı dikkate alınarak tespit etmek ve yeni düzenlemeler yapmak Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
28.12.1993 günlü, 3958 sayılı Yasayla onaylanması uygun bulunan ve 15.03.1994 günlü, 94/5434 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanarak 17.05.1994 tarih ve 21937 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkındaki Sözleşmenin 1.maddesinde, bu sözleşmenin amacı bakımından, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, bütün sular, bataklık, sazlık ve türbiyerlerin sulak alanlar olduğu, 2. maddesinde, her Akit Tarafın, ülkesi toprakları içindeki elverişli sulak alanları, bundan böyle “Liste” adıyla tanımlanacak ve 8.madde uyarınca kurulacak Büro tarafından tutulacak olan “Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Listesi”ne dahil edilmek üzere tayin edeceği, her sulak alan hudutlarının kesinlikle belirtileceği ve aynı zamanda haritaya çizileceği, özellikle su kuşları yaşama ortamı olarak önem taşıdığı yerlerde, sulak alanlara mücavir olan akarsu ve deniz kıyı alanlarıyla, ada veya gel-git hareketinin çekilme devresinde derinliği altı metreyi geçen ve sulak alanlar dahilinde yer alan deniz sularıyla birleştirilebileceği, 3. maddesinde, Akit Tarafların, Listeye dahil ettirdikleri sulak alanların korumasını geliştireceği ve ülkelerindeki diğer sulak alanların mümkün olduğu kadar akıllıca kullanılmasını sağlayacak şekilde formüle edeceği ve uygulayacakları, 4. maddesinde, Her Akit tarafın, listeye dahil olsun veya olmasın, sulak alanlarında tabiatı koruma alanları ayırarak sulak alanlarının ve su kuşlarının korunmasını geliştireceği ve yeterli inzibati tedbirleri alacağı öngörülmüştür.
26.8.2010 tarih ve 27684 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sulak Alanların Korunması Korunması Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle 17/5/2005 tarihli ve 25818 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği”nin 4 üncü maddesindeki “Sulak Alan” ve “Tampon Bölge” tanımları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki tanımlar eklenmiştir.
“Sulak Alan: Doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gelgit hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyeler ile bu alanların kıyı kenar çizgisinden itibaren kara tarafına doğru ekolojik açıdan sulak alan kalan yerleri,”
“Tampon Bölge: Sulak alan havzasının coğrafi durumu, topoğrafik özellikleri ve arazinin mevcut kullanım durumuna göre; sulak alan ekosistemini korumak maksadı ile ayrılan ve sulak alanın su toplama sınırını geçmemek veya topoğrafik, coğrafik olarak bir sınır değeri bulunmayan düz alanlarda varsa ekolojik etkilenme bölgesinden yoksa sulak alan bölgesinden itibaren azami 2500 metreyi geçmemek üzere ayrılan bölgeyi,”
“Akarsu Koruma Bandı: Akarsuyun coğrafi durumu, topoğrafik özellikleri ve arazinin mevcut kullanım durumuna göre; akarsularda suyun karaya değdiği noktadan itibaren kara tarafına doğru kumul, çakıl, taşlık, kayalık, sazlık, bataklık, çalılık ve turbalık gibi tabii yaşam ortamlarının oluşturduğu bölgeyi,
Daimi Akarsu: Sıcak ve kurak mevsimlerde kurumayan ve yıl genelinde daimi akıma sahip akarsuyu,
Mevsimsel Akarsu: Kış dönemlerinde akışa geçen ve yıl boyunca daimi akımı haiz olmayan akarsuyu,
Kuru Dere: Su akışı olmayan arazi üzerindeki düşük kotların oluşturduğu vadiyi,”ifade ettiği kurala bağlanmıştır.
Yönetmeliğin 23. maddesinde;” Mevsimsel ve daimi akarsularda sulak alan koruma bölgeleri belirlenmez. Bu alanlarda koruma ve kullanım esasları aşağıda belirtilmiştir. Mevsimsel ve daimi akarsuların akarsu koruma bantlarında yer alan faaliyetlerin gerçekleştirilmesi Genel Müdürlüğün iznine tabiidir. Bu alanlarda ek-1 ve ek-2 listelerinde yer alan faaliyetler için Bakanlıkça belirlenecek başvuru formu ile Bakanlığa müracaat edilir, müracaatın uygun görülmesi halinde başvuru sahibine izin belgesi verilir. kuralı yer almıştır.
Ramsar Sözleşmesi’nin uygulanmasına yönelik, uluslararası öneme sahip olsun veya olmasın tüm sulak alanların korunması, geliştirilmesi ve bu konuda görevli kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon esaslarını belirlemek amacıyla çıkarılan Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinde ve Ramsar Sözleşmesi’nde doğal veya yapay sulak alanların davalı idarece korunacağı ve bu konuda gerekli tedbirlerin alınacağı açıkça belirtilmektedir.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan ve 17.05.2009 tarih ve 27231 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevre ve Orman Bakanlığı Döner Sermayeli İşlemeler Yönetmeliğinin 5.maddesinin 1.fıkrasının m bendinin 2 nolu alt bendinde :9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununa dayanılarak yayımlanmış yönetmelikler ve eklerinde belirlenmiş başvuru, izin, kontrol ve benzeri belgeleri bedeli mukabilinde ilgililere vermek döner sermaye işletmelerinin faaliyet alanları arasında sayılmıştır.
Dava konusu işlem tarihinden sonra 18.10.2012 tarih ve 28445 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve Çevre ve Orman Bakanlığı Döner Sermayeli İşletmeler Yönetmeliğini yürürlükten kaldıran Döner Sermayeli İşletmeler Yönetmeliğinin 6.maddesinin (h) bendinde de; Doğa koruma ve biyolojik çeşitlilikle ilgili mevzuatla belirlenmiş başvuru, izin, kontrol ve benzeri belgeleri bedeli mukabilinde ilgililere vermek işletmenin faaliyet alanları arasında sayılmıştır.
Yukarıda bahsolunan Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği ile sulak alan koruma bölgelerinde yapılmasına müsaade edilen faaliyetlerin izne tabi tutulması ve Döner Sermayeli İşletmeler Yönetmeliğinde yer alan ve yukarıda metnine yer verilen hüküm uyarınca verilen izin karşılığında bir bedel ödenmesi gerektiğinin açık bir şekilde hükme bağlanması karşısında akarsuları ticari amaçla kullanan ve akarsuların doğal akışını bozanların doğaya olan etkilerine ve kapasite olarak büyüklüğüne göre belirlenen dava konusu fiyatlandırma işleminde ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği ile tarafı olduğumuz Ramsar Sözleşmesi’nde yer alan kurallar uyarınca doğal alanların kontrollü kullanımını sağlayabilmek amacıyla faaliyetler için verilecek izin belgelerinin 2 (iki) yıl süre ile geçerli olduğu ve süre bitiminde yenilenmesi gerektiği yönündeki yönündeki davalı idarenin 13.2.2012 tarih ve B.23.0.DMP.0.14.03, 145.02-163 sayılı ve 2012 yıllı Sulak Alan Faaliyet İzin Belgesi Ücretleri konulu idari işlemin açıklamalar kısmının 4. maddesinde yer alan düzenlemede yukarıda bahsolunan yönetmeliğin amacına ve ruhuna ve Ramsar Sözleşme hükümlerine aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava; davalı idarenin 13.2.2012 tarih ve B.23.0.DMP.0.14.03, 145.02-163 sayılı ve 2012 yılı Sulak Alan Faaliyet İzin Belgesi Ücretleri konulu idari işlemin açıklamalar kısmının 4. maddesindeki “bu faaliyetler için verilecek izin belgeleri 2 (iki) yıl süre ile geçerli olup, süre bitiminde yenilenmesi gereklidir” kısmı ile Ek-2 listesinin 2. maddesinde belirtilen “Enerji Endüstrisi, Ulaşım, Altyapı ve Kıyı Yapıları başlıklı 2.1. maddesindeki ” Su Depolama ve Hidroelektrik Santral Projeler”i adı altında 2.1.1 Su Depolama Tesisleri ve 2.1.2. Nehir tipi santraller faaliyet alanlarına ilişkin olarak 25.000 MW üstü 15.000TL , 25.000 MW altındaki 10.000 TL ‘ye ” ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
17.5.2005 tarihli, 25818 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nin 1. maddesinde Yönetmeliğin amacı, Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme (Ramsar Sözleşmesi)’nin uygulanmasına yönelik, uluslararası öneme sahip olsun veya olmasın tüm sulak alanların korunması, geliştirilmesi ve bu konuda görevli kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon esaslarını belirlemek olduğu belirtilmiş, 23. maddesinde ” Mevsimsel ve daimi akarsuların akarsu koruma bantlarında yer alan faaliyetlerin gerçekleştirilmesi Genel Müdürlüğün iznine tabiidir. Bu alanlarda ek-1 ve ek-2 listelerinde yer alan faaliyetler için Bakanlıkça belirlenecek başvuru formu ile Bakanlığa müracaat edilir, müracaatın uygun görülmesi halinde başvuru sahibine izin belgesi verilir. Mevsimsel ve daimi akarsuların belediye mücavir alanı içerisinde kalan bölümlerinde Genel Müdürlük uygun görüşü alınarak tüm faaliyetlerin izni ve kontrolü ilgili belediyelerce gerçekleştirilir. Göl, delta ve lagün gibi kıyı sulak alanları haricindeki deniz kıyısı bölümlerinde sulak alan koruma bölgeleri belirlenmez. Bu alanlarda ilgili mevzuat uyarınca uygulama yürüten kurumlar, uluslararası sözleşmelerle ülkemizin korumakla yükümlü olduğu türlerin Bakanlıkça belirlenen ve belirlenecek koruma ilkelerini planlarına işlemekle yükümlüdür. Bu alanlarda yürütülecek tüm faaliyetlerde Bakanlığın uygun görüşü alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan ve 17.5.2009 tarih ve 27231 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevre ve Orman Bakanlığı Döner Sermayeli İşletmeler Yönetmeliğinin 5.maddesinin 1.fıkrasının m bendinin 2 nolu alt bendinde; 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununa dayanılarak yayımlanmış yönetmelikler ve eklerinde belirlenmiş başvuru, izin, kontrol ve benzeri belgeleri bedeli mukabilinde ilgililere vermek döner sermaye işletmelerinin faaliyet alanları arasında sayılmıştır.
Dava konusu 2012 yılı Sulak Alan Faaliyet İzin Belgesi Ücretleri konulu düzenlemenin açıklamalar kısmının 4. maddesinde, ” tampon bölgede yapımına izin verilecek Ek-2 faaliyetleri ile akarsu koruma bandı içerisinde yapımına izin verilecek faaliyetler için verilecek izin belgesi faaliyet başına olarak değerlendirilecek ve her yeni faaliyet için veya mevcut faaliyetlere ilave tesisler için bu izinler yeniden verilecektir. bu faaliyetler için verilecek izin belgeleri 2 ( iki ) yıl süre ile geçerli olup, süre bitiminde yenilenmesi gereklidir. yenileme bedeli ilk izin bedelinin % 50 ‘ si kadar olacaktır. ” düzenlemesine yer verilmiş, Ek-2 listesinin 2. maddesinde belirtilen “Enerji Endüstrisi, Ulaşım, Altyapı ve Kıyı Yapıları başlıklı 2.1. maddesinde ” Su Depolama ve Hidroelektrik Santral Projeler”i adı altında 2.1.1 Su Depolama Tesisleri ve 2.1.2. Nehir tipi santraller faaliyet alanlarına ilişkin olarak 25.000 MW üstü 15.000TL, 25.000 MW altındaki 10.000 TL izin bedeli belirlenmiştir.
Buna göre, sulak alanda bulunan mevsimsel ve daimi akarsuların, akarsu koruma bantlarında yer alan faaliyetlerin gerçekleştirilmesi davalı idarenin iznine tabi olup, verilen izin belgesi karşılığı alınan bedellerin döner sermaye işletmesine aktarılarak, eko sistemin korunması, bozulan alanların rehabilitasyonu ve geliştirilmesi, doğanın ve sulak alanların korunması amacıyla kullanıldığı, kapasite buyüklüğü dikkate alınarak ücretlendirme yapıldığı, doğal alanların kontrollü kullanımını sağlayabilmek amacıyla faaliyetler için verilecek izin belgelerinin 2 (iki) yıl süre ile geçerli olduğu görülmekte olup; Ramsar Sözleşmesi ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği amaçlarına uygun olan dava konusu düzenlemede hukuka ve hakkaniyete aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanağı bulunmayan DAVANIN REDDİNE, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içinde İdari Dava Daireleri Kurulunda temyiz edilebileceğinin taraflara bildirilmesine 18.2.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.