Danıştay Kararı 10. Daire 2012/8455 E. 2015/4050 K. 05.10.2015 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2012/8455 E.  ,  2015/4050 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2012/8455
Karar No : 2015/4050

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı)
Vekili :
İstemin_Özeti : … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E…., K…. sayılı kararın hukuka aykırı olduğundan 2577 sayılı Kanun’un 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17/2. maddesi uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek, işin esası incelenip gereği görüşüldü:
Dava; … uyruklu olan ve Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak istemiyle yaptığı başvurunun, 5901 sayılı Kanunun 10 ve 16.maddelerine uygun olmadığından bahisle reddine ilişkin 2/2/2011 tarih ve 10897 sayılı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince, davacının Türk vatandaşı olan eşi …. ile evlilik ve aile birliği içinde birlikte yaşadığı, bu evlilikten bir çocuğunun olduğu, evliliğin aile birliği içerisinde devam etmediğine yönelik somut bir tespitin bulunmadığı, eşi …. ile birlikte ortak banka hesaplarının bulunduğu, üzerine taşınmaz devrinin olduğu, birlikte aynı arabada kaza geçirdikleri, dolayısıyla aile birliği içinde yaşadıkları, davacı hakkında açılan davanın ise, bir iftira nedeniyle oluştuğu, bu davada beraat ettiği ileri sürülmekte ise de, mevzuat hükümleri gereği davacının Türkiye içinde kamu düzenini ve asayişi bozucu, örf ve adetle bağdaşmayan nitelikte eylemlerinin olduğu, nitekim aile birliği içinde birlikte yaşadığını belirttiği eşi … ile birlikte fuhuşa aracılık ettiğinden bahisle hakkında dava açıldığı, dava sonucunda …. Ağır Ceza Mahkemesinin… tarih ve E…., K…. sayılı kararı ile davacının eşi …hakkında suç örgütüne üye olmak, fuhuşa aracılık etmek suçlarından mahkumiyet kararı verildiği; davacı hakkında ise, delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği anlaşılmakla birlikte vatandaşlığa kabul konusunda devletin egemenlik hakkı ve takdir yetkisinin bulunduğu, bu kapsamda dava konusu işlemin davalı idarece kamu düzenine ve kamu yararına uygun olarak tesis edildiği sonucuna varılmakla, davacının, Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hakkında beraat kararı verilmesine karşın Mahkemece bu hususun gözardı edilerek eylemlerinin sübut bulduğundan hareketle karar verildiği, davacının ikametgah süresinin kısaltılmasına ilişkin işleme karşı açılan davada verilen mahkeme kararının Dairenin 2010/4519 esas sayılı davasında yürütmesinin durdurulduğu, hiçbir sabıkası bulunmayan davacının aile birliği içerisinde yaşadığı, 2 yaşında bir çocuğu olduğu, Ege Üniversitesinde yükseköğrenim gördüğü, idarenin takdir yetkisini keyfi şekilde kullandığı, davacının çalışma izni başvurularının da reddedildiği öne sürülerek anılan idare mahkemesi kararının temyizen incelenip bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
12/6/2009 tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesinde, “Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranır.” hükmü bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, Rusya uyruklu olan ve 6/3/2007 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvuru üzerine, davacı hakkında idarece yapılan inceleme ve araştırmalar sonucu, 1986 doğumlu olan davacının, 23/7/2007 tarihinden 22/3/2008 tarihine kadar geçerli ikamet tezkeresi aldığı, daha sonra bu tezkerenin 23/3/2008 tarihinden 22/3/2010 tarihine kadar yenilendiği, evliliğinden bir müşterek çocuklarının bulunduğu, evliliğe ait ortak meskenlerinin olduğu, aynı adreste evlilik birliği içerisinde yaşadıkları, komşuluk münasebetlerinin bulunduğu tespitlerine yer verildiği; ancak davacı ve eşinin, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, bu örgüte üye olmak, örgüt faaliyeti çerçevesinde insan ticareti yapmak, fuhuş yaptırmak, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından …Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması gerekçe gösterilerek, 5901 sayılı Kanunun 16.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yazılı, “Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama” şartını taşımadığından bahisle başvurunun reddi yönünde işlem tesis edildiği, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacının, 6/3/2007 tarihinde resmi nikahla Türk vatandaşı ile evlendiği ve evliliğinin başvuru tarihi itibariyle devam ettiği, davacının Türk vatandaşı eşi ile müşterek bir çocuklarının bulunduğu, davacının Türkiye’de yükseköğrenime devam ettiği, yapılan ön inceleme ve araştırma sonucunda, davacı ve eşinin evliliğe ait ortak meskenlerinin olduğu, aynı adreste evlilik birliği içerisinde yaşadıkları, komşuluk münasebetlerinin bulunduğu tespitlerine yer verildiği; diğer taraftan, davacı ve eşinin, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, bu örgüte üye olmak, örgüt faaliyeti çerçevesinde insan ticareti yapmak, fuhuş yaptırmak, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından…Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davacının beraatine karar verildiği görülmekte olup, hakkında ceza yargılaması beraat ile sonuçlanan ve bu tarihten sonra Türkiye’de bulunan davacının, bu süre içerisinde kamu düzenine ve milli güvenliğe zarar verecek davranışlarda bulunduğu, suç işlediği veya yasa dışı faaliyetler içinde yer aldığı yönünde herhangi bir tespit yapılmadığından, 5901 sayılı Kanunun 16.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yazılı şartı taşımadığı gerekçesiyle Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptali gerekirken davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E…., K…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 5/10/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.