Danıştay Kararı 10. Daire 2012/5497 E. 2015/4039 K. 05.10.2015 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2012/5497 E.  ,  2015/4039 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2012/5497
Karar No : 2015/4039

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin_Özeti : Annesi Türk, babası … vatandaşı olan davacının, annesinin Türk vatandaşı olması nedeniyle Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yaptığı başvurunun, 403 sayılı Kanunun Ek Geçici 2.maddesi kapsamında başvuru süresi geçirildiğinden bahisle reddine ilişkin 10/2/2011 tarih ve 13796 sayılı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davada; davacının yurtdışında evlilik birliği içerisinde Türk anadan doğduğu tartışmasız olup, 12/6/2009 tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 7. maddesinin 1. bendi uyarınca davacının Türk Vatandaşı olma talebinin kabul edilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; mülga edilen 403 sayılı Türk Vatandaşı Kanunu’nda değişiklik yapılarak 13/2/1981 tarih ve 2383 sayılı Kanunla getirilen Ek Geçici 2. maddesi uyarınca davacının talebi ret edilmiş ise de, davacının, vatandaşlık talebinde bulunduğu 17/1/2011 tarihinde, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun yürürlükte bulunduğu, 403 sayılı Türk Vatandaşı Kanunu’nun Ek Geçici 2. maddesi yürürlükten kaldırıldığından davalı idarenin bu iddiasına itibar edilmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E…., K…. sayılı kararının; davacının, 403 sayılı Kanunun Ek Geçici 2.maddesi uyarınca ergin olduktan sonra üç (3) yıl içerisinde vatandaşlık başvurusunda bulunmadığı, 5901 sayılı Kanunun ise davacı hakkında uygulanma olanağı olmadığı, vatandaşlığa alınma hususunda mevzuatın kişilere kesin bir hak tanımadığı, idarenin takdir hakkı bulunduğu ileri sürülerek 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Davacı başvurusunun yapıldığı 17/1/2011 tarihi ve işlem tarihi olan 10/2/2011 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5901 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucu karar verilmesi gerekirken, mülga 403 sayılı Kanun uyarınca tesis olunan işlemde hukuka uygunluk bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının sonucu itibariyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, Annesi Türk, babası … vatandaşı olan davacının, annesinin Türk vatandaşı olması nedeniyle Türk vatandaşlığına alınması istemiyle yaptığı başvurunun, 403 sayılı Kanunun Ek Geçici 2.maddesi kapsamında başvuru süresi geçirildiğinden bahisle reddine ilişkin 10/2/2011 tarih ve 13796 sayılı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, davacının yurtdışında evlilik birliği içerisinde Türk anadan doğduğu tartışmasız olup, 12/6/2009 tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 7. maddesinin 1. bendi uyarınca davacının Türk Vatandaşı olma talebinin kabul edilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; mülga 403 sayılı Türk Vatandaşı Kanunu’nda değişiklik yapılarak 13/2/1981 tarih ve 2383 sayılı Kanunla getirilen Ek Geçici 2. maddesi uyarınca davacının talebi ret edilmiş ise de, davacının, vatandaşlık talebinde bulunduğu 17/1/2011 tarihinde, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun yürürlükte bulunduğu, 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun Ek Geçici 2. maddesi yürürlükten kaldırıldığından davalı idarenin bu iddiasına itibar edilmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek anılan idare mahkemesi kararının temyizen incelenip bozulmasına karar verilmesini istemektedir.
Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 1. maddesinde, “Türkiye içinde veya dışında Türk babadan olan ya da Türk anadan doğan çocuklar doğumlarından başlayarak Türk vatandaşıdırlar.” hükmüne; 7. maddesinde, “Aşağıdaki hallerde 6. maddenin (b) ve (c) bentlerindeki şartlar aranmaksızın yabancılar, istekleri üzerine, nın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyle Türk vatandaşlığına alınabilirler.
a) Türk vatandaşlığını herhangi bir şekilde kaybetmiş olanların sonradan doğmuş reşit çocukları,
b) Bir Türk vatandaşı ile evli olanlarla, bunların reşit çocukları,
c) Türk soyundan olanlarla, eşleri ve reşit çocukları,
ç) Bir Türk vatandaşı ile evlenme kararıyla Türkiye’de yerleşmiş olanlar,
d) Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren sosyal, ekonomik alanlarda veya bilim, teknik veyahut sanat alanlarında olağanüstü hizmeti geçmiş veya hizmeti geçeceği düşünülen kimseler,
e) Vatandaşlığa alınması Bakanlar Kurulunca zaruri görülenler.” hükmüne; Ek Geçici 2. maddesinde ise, “22/5/1964 tarihinden bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Türk anadan doğan ve doğumla Türk vatandaşlığını kazanmayan küçükler ana, baba ya da yasal temsilcilerinin başvurmaları halinde analarına bağlı olarak doğumlarından başlayarak Türk vatandaşı olurlar.
Ana, baba veya yasal temsilcilerinin başvurmamaları halinde çocuğun Türk Medeni Kanununa göre reşit olmasından itibaren 3 yıl içinde seçme yolu ile Türk vatandaşlığını kazanma hakkı saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
12/6/2009 tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 47. maddesinin birinci fıkrası ile 403 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 7. maddesinde, “Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır.
Türk vatandaşı ana ve yabancı babadan evlilik birliği dışında doğan çocuk Türk vatandaşıdır.
Türk vatandaşı baba ve yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan çocuk ise soy bağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi halinde Türk vatandaşlığını kazanır.” hükmüne; 10. maddesinde ise, “Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Ancak, aranan şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden,.. vatandaşı olan davacının Türk vatandaşı annesinden dolayı Türk vatandaşlığına geçmek amacıyla yaptığı 17/1/2011 tarihli başvurunun, 403 sayılı Kanunun Ek Geçici 2.maddesi kapsamında başvuru süresi geçirildiğinden bahisle reddi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, gerek davacının başvuru yaptığı 17/1/2011 tarihinde, gerekse de dava konusu işlemin tesis edildiği 10/2/2011 tarihinde yürürlükte bulunan 5901 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması ve bu hususta inceleme ve değerlendirme yapma yetkisi bulunan davalı idarece 5901 sayılı Kanunda öngörülen şartlar yönünden yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucu karar verilmesi gerekirken, davacının başvurusunun mülga 403 sayılı Kanunun Ek Geçici 2. maddesi gerekçe gösterilmek suretiyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, mahkemece söz konusu başvurunun 5901 sayılı Kanunun 7.maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabul edilmesi gerektiğinden bahisle verilen iptal kararında ise sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile …. İdare Mahkemesinin .. tarih ve E…., K…. sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile sonucu itibariyle ONANMASINA 5/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.