Danıştay Kararı 10. Daire 2012/4355 E. 2015/5110 K. 19.11.2015 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2012/4355 E.  ,  2015/5110 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2012/4355
Karar No : 2015/5110

Temyiz Eden (Davacılar) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) : DSİ Genel Müdürlüğü – ANKARA
İstemin_Özeti : 1996 doğumlu davacılar yakınının 21.10.2010 tarihinde … İli, …, …Mahallesi dahilinde yer alan davalı idareye ait sulama kanalında boğularak ölümünde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, uğranıldığı ileri sürülen zarar karşılığı 40.000-TL maddi ve 200.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda; …. İdare Mahkemesince, olay ile ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma No:… sayılı dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, müteveffanın, birkaç arkadaşı ile birlikte balık tutmak için sulama kanalına gittiği, oltayla balık tutmaya çalışırken oltasını sulama kanalına düşürdüğü, oltasını almaya çalışırken ayağının kayması sonucu sulama kanalına düştüğünü, olayın oluşumu dikkate alındığında müteveffanın bakım ve gözetimi ile yükümlü olan ailenin kusurundan dolayı zararın meydana geldiği, olayda idareye izafe edilebilecek hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen Kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacılar yakının boğulduğu sulama kanalının bir kenarında yerleşim yeri olduğu ve yerleşim yeri olan kenarın demir korkuluklarla kapatıldığı, ancak olayın meydana geldiği bölümde korkuluk vb. bir önlem olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı idarenin 4.5.2011 savunmasında olayın meydana geldiği bölümün halka kapalı rekreasyon ve ağaçlandırma alanı olduğunu belirtilmiştir. Mahkemece, olayın meydana geldiği sulama kanalı bölümünün halka kapalı olup olmadığı husunda keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması, şayet olayın meydana geldiği bölümün halka açık olduğunun ve idarece gerekli tedbirlerin alınmadığının tespit edilmesi halinde olayda bakım ve gözetim yükümlülüğü yerine getirmeyen aile ile davalı idarenin müterafik kusur esaslarına göre sorumlu tutulması ve buna göre karar verilmesi gerekirken, keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E…., K…. sayılı kararının ONANMASINA 19/11/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.