Danıştay Kararı 10. Daire 2012/3167 E. 2013/4252 K. 08.05.2013 T.

10. Daire         2012/3167 E.  ,  2013/4252 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2012/3167
Karar No : 2013/4252
Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ANKARA
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyizen incelenen kararın bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi : …
Düşüncesi : Temyizen incelenen kararın davanın süre bakımından reddine ilişkin kısmı hukuka uygun bulunduğundan, bu kısma yönelik istemin reddi gerektiği, avukatlık ücretine ilişkin kısmı hukuka aykırı bulunduğundan, bu kısma yönelik istemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, davalının 8.1.2013 tarihli dilekçesinde yer verilen temyizen incelenen kararın “vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına” yönündeki talebin temyiz istemi olarak değerlendirilemeyeceğine karar verilerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
Dava, … adlı kişinin, davacıya olan borcu nedeniyle haciz konulan, … İli, … İlçesi, Liman Başkanlığı bağlama kütüğüne kayıtlı yolcu motorunun üçüncü kişiye satılması sonucu, davacının …’ten olan 83.820,77 TL alacağının yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
Mahkemece, davacının, zararı doğuran idari işlemi en geç …’ten olan alacağının ödenmesi talebiyle davalı idareye başvuru yaptığı 29.7.2010 tarihinde öğrenmiş olduğunun kabulü gerekeceği, buna göre, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesinin atıfta bulunduğu 11. maddesi kapsamında yapıldığı anlaşılan başvurunun altmış gün içinde cevap verilmeyerek zımmen reddedildiği 27.9.2010 tarihinden itibaren altmış gün içinde ve en geç 26.11.2010 tarihinde açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 31.1.2011 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle süre aşımı bakımından reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın süre bakımından reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri, kararın belirtilen kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemektedir.
Kararın avukatlık ücretine ilişkin kısmına gelince:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık ücreti ” başlıklı 164. maddesinin 1. fıkrasında “Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder.”; 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin “Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.” kuralları bulunmaktadır.
Bu kuralların değerlendirilmesinden, idari davaların idareler lehine neticelenmesi halinde avukatlık ücretine hükmolunabilmesinin, takipte bulunma veya duruşmaya katılma şeklinde ortaya çıkacak somut bir hukuki yardımın varlığına bağlı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idarece davaya karşı süresi içinde verilmiş bir savunma bulunmadığı gibi, idarenin vekillerince yapılmış avukatlık ücretine hak kazandıracak nitelikte başkaca bir hukuki yardımın da olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, temyizen incelenen kararın davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmında hukuksal isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin, kısmen reddi ile … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararının davanın süre bakımından reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, kısmen kabulü ile avukatlık ücretine ilişkin kısmının BOZULMASINA, dosyanın bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 8.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.