Danıştay Kararı 10. Daire 2012/1539 E. 2015/3678 K. 09.09.2015 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2012/1539 E.  ,  2015/3678 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2012/1539
Karar No : 2015/3678

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin_Özeti :… İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulüyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görülmekle, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek, işin gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, .. Beldesinde 28-29/10/2010 tarihinde yağan yoğun yağmur sonrasında ani şekilde gelen su baskını nedeni ile uğranılan zararın davalı idarenin sorumluluğunda olan menfez ve geçiş kanallarından kaynaklandığından bahisle davalı idarenin kusurlu olduğu iddiaları ileri sürülerek uğranıldığı belirtilen 63.244,00 TL’lik zararın 31/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
…İdare Mahkemesince; mahkemelerince aynı olay nedeniyle açılan E:2011/88 sayılı dosyada verilen ara kararı üzerine Meteoroloji Genel Müdürlüğünce gönderilen belgelerden, 27-28-29/10/2010 tarihlerinde mevsim normallerinin çok üstünde yağan yağmurların “şiddetli yağış” karakteri taşıdığının belirlendiği, dolayısıyla mücbir sebep sonucu oluşan zarardan davalı idarenin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, idare mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu öne sürerek temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edilebilmesi için ortada bir zararın bulunması ve bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması; başka bir deyişle zararla idari faaliyet arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Bu koşullardan birisinin yokluğu halinde idarenin tazmin sorumluluğu ortadan kalkacaktır.
6001 sayılı ‘nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, “Hazırlayacağı programlar uyarınca karayollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarmak, onarımını yaptırtmak, işletmek, işlettirmek.”; (c) bendinde, “Görev alanına giren karayolu ağlarının yapımı, bakımı, onarımı ve diğer hususlar hakkında teknik nitelik ve şartları tespit etmek veya ettirmek ve gerekli şartnameleri hazırlamak.”; (f) bendinde de, “Görev alanına giren işler için gerekli plan, harita, etüt ve proje işleri ile araştırma – geliştirme çalışmaları yapmak veya yaptırmak.” ‘nün görevleri arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçesi, ..Beldesinde D 130 Karayolunun yakınında bulunan işyerinin davacı sigorta şirketi tarafından sigortalandığı, 27-28-29/10/2010 tarihlerinde yörede mevsim normallerinin üzerinde yağış meydana geldiği, bu yağış nedeniyle oluşan sel sularından dolayı işyerinin uğradığı zararda, D 130 Karayolunun yapımı, bakımı, menfez ve kanallarını tekniğine uygun yapmayarak hizmeti kusurlu işlettiği ileri sürülen davalı idarenin sorumluluğu bulunduğundan bahisle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta davacının iddiası, davalı idarenin D 130 Karayolunun yapımı sırasında yağmur nedeniyle oluşacak suların tahliyesini sağlayacak, su baskınını önleyecek gerekli alt yapının (menfez ve su tahliye kanalı gibi) davalı idarece tekniğine uygun ve ihtiyacı karşılayacak nitelikte yapılmadığı yönündedir.
İdare Mahkemesince, meydana gelen yağışların “doğal afet” niteliğinde olduğu, mücbir sebep hali nedeniyle olayda idarenin sorumluluğu bulunmadığı yönünde hüküm kurulmuş ise de; sözü edilen tarihlerde meydana gelen yağışların doğal afet niteliğinde bulunup bulunmadığı teknik bir konu olduğundan, öncelik bu hususun, bilirkişi olarak tayin edilecek bir meteorolog tarafından düzenlenecek rapor dikkate alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
Dava dosyasında yer alan ve adli yargıda açılan tespit davasında tayin edilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacının zararının, karayolunun kenarında yağış sularını boşaltabilecek yeterli açık kanal hendek veya menfezlerin bulunmaması nedeniyle oluştuğu ifade edildiğinden, bilirkişi incelemesi sonucunda anılan yağışların doğal afet niteliğinde bulunmaması veya doğal afet niteliğinde bulunmakla birlikte tahliye kanallarının açık ve yeterli olması halinde, oluştuğu ileri sürülen zararın meydana gelip gelmeyeceği hususunun da, aralarında inşaat mühendisinin de yer aldığı bir bilirkişi heyetince irdelenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, mahkemece eksik inceleme sonucunda davalı idarenin hizmet kusuru bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, aynı olay nedeniyle uğranılan zararın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan başka bir dava sonucunda aynı gerekçeyle davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesi kararının Dairemizin 28.5.2012 tarihli ve E:2012/820, K:2012/2581 sayılı Kararı ile bozulduğu, bozma kararına uyularak verilen … tarihli ve E:.., K:… sayılı Kararla; yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen rapora göre; karayolunun tüm alt ve üst yapısı ile çevresel faktörlerle uyumlu olarak imali ve koordinasyonu yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle nün % 60 oranında; İSU Genel Müdürlüğünün ise, suların menfeze ulaşmasını sağlayan giderlerin gelişigüzel bırakılması, alt yapı sisteminin revizyonunu sağlamada atalet gösterdiğinden bahisle, % 40 oranında kusurlu bulunduğu gerekçesiyle tazminat isteminin kabulüne karar verildiği, bu Kararın da Dairemizin 28.4.2015 tarihli ve E:2014/6138, K:2015/2074 sayılı Kararı ile onandığı anlaşılmakta olup, İdare Mahkemesince yeniden yapılacak yargılama sırasında bu durumun da değerlendirileceği tabiidir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, …. İdare Mahkemesinin … tarihli ve E:.., K:… sayılı Kararının BOZULMASINA, kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 9.9.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.