Danıştay Kararı 10. Daire 2011/6751 E. 2016/562 K. 28.01.2016 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2011/6751 E.  ,  2016/562 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2011/6751
Karar No : 2016/562

Davacı :
Davalı :
Vekili : Hukuk Müşaviri Aydeniz Ural ( Aynı yerde )

Davanın_Özeti : ‘nın 10.3.2011 tarih ve 2011/3 sayılı, “Bölge Müdürlüklerinin Görevleri Hakkında” konulu Genelgesinin, 1.maddesinin 1. cümlesinin, 2. maddesinin 1. cümlesinin, 4. maddesinin 1. ve 2. cümlelerinin ve 6. maddesinin iptali ile bu düzenlemenin dayanağı olan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6111 sayılı Yasayla değişik 91. maddesinin 2. fıkrasının, 92. maddesinin 2. fıkrasında geçen “işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları” ibaresinin ve aynı maddenin 3. fıkrasında geçen “işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları” ibarelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Savunmanın Özeti : Usule ilişkin olarak davacı derneğin işbu davayı açmakta menfaati olmadığından, davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerektiği, esasta ise; dava konusu genelgenin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6111 sayılı Yasayla değişik 91. ve 92. maddesine uygun olarak hazırlandığı, iş müfettişlerinin asli görevlerine yoğunlaşması ve işçi şikayetlerinin hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasının amaçlandığı, genelgede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; ‘nın 10.3.2011 tarih ve 2011/3 sayılı, “Bölge Müdürlüklerinin Görevleri Hakkında” konulu Genelgesinin, 1.maddesinin 1. cümlesinin, 2. maddesinin 1. cümlesinin, 4. maddesinin 1. ve 2. cümlelerinin ve 6. maddesinin iptali ve bu düzenlemenin dayanağı olan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6111 sayılı Yasayla değişik 91. maddesinin 2. fıkrasının, 92. maddesinin 2. fıkrasında geçen “işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları” ibaresinin ve aynı maddenin 3. fıkrasında geçen “işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları” ibarelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 6111 sayılı Yasayla değişik 91. maddesinin 2. fıkrasında “30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 10 uncu maddesine istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri bölge müdürlüklerince incelenir.” hükmü; 92. maddesinin 2. fıkrasında,“Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri ve işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.” hükmü yeralmıştır.
Davacı Derneğin Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek işin esası incelendi.
Dava konusu genelge, Anılan Yasa hükümlerine paralel nitelikte olduğu gibi, iş müfettişlerinin asli görevlerine yoğunlaşması ve işçi şikayetlerinin hızlı bir şekilde sonuçlandırılması amacına yönelik olması nedeniyle de kamu hizmet gereklerine uygun niteliktedir.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava; ‘nın 10.3.2011 tarih ve 2011/3 sayılı, “Bölge Müdürlüklerinin Görevleri Hakkında” konulu Genelgesinin, 1.maddesinin 1. cümlesinin, 2. maddesinin 1. cümlesinin, 4. maddesinin 1. ve 2. cümlelerinin ve 6. maddesinin iptali ile bu düzenlemenin dayanağı olan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6111 sayılı Yasayla değişik 91. maddesinin 2. fıkrasının, 92. maddesinin 2. fıkrasında geçen “işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları” ibaresinin ve aynı maddenin 3. fıkrasında geçen “işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları” ibarelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Davacının Anayasaya aykırılık iddası ciddi, davalı idarenin usule yönelik itirazları yerinde görülmeyerek uyuşmazlığın esasına geçildi.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 6111 sayılı Yasayla değişik 91. maddesinde” Devlet, çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını izler, denetler ve teftiş eder. Bu ödev na bağlı ihtiyaca yetecek sayı ve özellikte teftiş ve denetlemeye yetkili iş müfettişlerince yapılır. 30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 10 uncu maddesine istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri bölge müdürlüklerince incelenir.” hükmüne, 92. maddesinin ikinci fıkrasında “Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri ve işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.” hükmüne, üçüncü fıkrasında ise; ” Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez.” hükmüne yer verilmiştir.
‘nın 10.3.2011 tarih ve 2011/3 sayılı, “Bölge Müdürlüklerinin Görevleri Hakkında” konulu Genelgesinde, iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikâyetlerinin bölge müdürlüklerince inceleneceği, Bakanlığa, İş Teftiş Kurulu Başkanlığına, iş teftiş grup başkanlıklarına ve Bakanlık çağrı merkezine doğrudan intikal eden işçi şikâyetlerinin, öncelikle şikâyetin yapıldığı yerin bağlı olduğu bölge müdürlüğüne gönderileceği, bölge müdürlüklerinin, işçi şikâyeti başvuru bürosu kurarak bu büroda yeteri kadar personel görevlendireceği, bölge müdürlüklerine intikal eden şikâyetlerin, başvuru tarih ve sırasına göre 15 gün içerisinde incelenip sonuçlandırılacağı, bölge müdürlükleri tarafından yapılan inceleme sonucu neticelenen müracaatların bir tutanağa bağlanacağı, işverenin davetini gerektirmeyen işçi şikâyetlerine ilişkin müracaatların ise yazışma ile sonuçlandırılacağı, inceleme ve yazışma ile sonuçlandırılamayan başvurularla ilgili olarak şikâyetçiye istediği takdirde iş mahkemesine müracaat edebileceğinin bildirileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Bu durumda, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 91. ve 92. maddelerinde 6111 sayılı Yasayla yapılan değişiklik ile birlikte, iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikâyetlerinin incelenmesi için bölge müdürlüklerince açıkça yetki verildiği görülmekte olup; davalı Bakanlığa intikal eden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikâyetlerinin hızlı, zamanında ve etkin bir şekilde sonuçlandırılması amacıyla hazırlanan ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 91. ve 92. maddelerinde 6111 sayılı Yasayla yapılan değişikliğe palelel olarak çıkarılan dava konusu genelge hükümlerinde üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan; 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ya da avukatlar tarafından idarelerin vekili sıfatıyla yürütülen davaların idareler lehine neticelenmiş olması halinde, idareler lehine vekalet ücreti takdir edilecek olmakla birlikte, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca idareler lehine vekalet ücreti takdirinin, ancak bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği 2.11.2011 tarihinden sonra açılan davalarda söz konusu olabileceği, bakılmakta olan davanın ise, 659 sayılı KHK’nın yürürlük tarihi olan 2.11.2011 tarihinden önce açıldığı dikkate alındığında, dava hukuk müşaviri eliyle takip edilmiş olmasına rağmen, davalı idare lehine vekalet ücreti takdir edilmesine gerek görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanağı bulunmayan DAVANIN REDDİNE, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içinde İdari Dava Daireleri Kurulunda temyiz edilebileceğinin taraflara bildirilmesine 28.1.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.