Danıştay Kararı 10. Daire 2011/37 E. 2011/1621 K. 27.04.2011 T.

10. Daire         2011/37 E.  ,  2011/1621 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2011/37
Karar No: 2011/1621

Temyiz Eden (Davalı) : … Genel Müdürlüğü – …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Sözleşmeli personel statüsünde kamu görevlisi olduğu anlaşılan davacıya, güvenlik ve koruma görevini ifa ederken yaralandığı olay nedeniyle 2330 sayılı Yasa kapsamında tazminat ödenmesi gerektiğinden başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, dava konusu işemin iptali yolunda verilen kararın anılan gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesince, davacının yaralanmasına sebep olan olayın 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında değerlendirilmesi sonucunda, davacıya nakdi tazminat ödenmesi gerektiği belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de; kamu görevlisi olduğu anlaşılan davacıya 2330 sayılı Yasa kapsamında tazminat ödenmesi gerekmekte olup, mahkeme kararının anılan gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görülmekle davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
Dava; … Garında koruma ve güvenlik görevlisi olarak görev yapan davacının, 17.1.2010 tarihinde Gar önünde yapılan … işçilerine destek mitinginde darp edilerek yaralanması olayı nedeniyle kendisine nakdi tazminat ödenmesi yolunda yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince, nakdi tazminat ödenebilmesi için ölüm ya da yaralanma olayının anılan Yasanın 1’inci maddesinde sayılan görev ve hizmetlerin etkisiyle meydana gelmesi gerekmekte ise de, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un 15’inci maddesinin son fıkrasında yer verilen hüküm uyarınca, 2330 sayılı Yasanın 1’inci maddesinde sayılan görev ve hizmetlerin tesiri ile meydana gelmemiş olsa bile, kamu kurum ve kuruluşlarında 5188 sayılı Yasada yazılı görevleri yerine getirirken yaralanan veya sakatlanan özel güvenlik görevlilerine 2330 sayılı Yasa hükümlerine göre hesaplanacak tazminatın ödenmesi gerektiğinden, davalı idarede koruma ve güvenlik görevlisi olarak görev yapan ve 5188 sayılı Yasa’da yazılı görevleri yerine getirirken yaralandığı sabit olan davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, anılan idare mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, Yasanın amacı; barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men takip ve tahkikle görevli olanların bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin saptanması olarak belirlenmiş olup; 2. maddesinde, bu Yasanın içgüvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevlendirilen Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelini, Silahlı Kuvvetler mensuplarını, Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarını, Çarşı, mahalle ve kır bekçilerini, orman memurları ve personeli ile Gümrük Muhafaza memurlarını; güven ve asayişi ihlal eden eylemlere ve kaçakçılığa ilişkin olayların soruşturma ve kovuşturma işlemlerini yürüten adli ve askeri hakimleri, Cumhuriyet savcı ve yardımcılarıyla askeri savcı ve yardımcılarını; güven ve asayişi ihlal eden eylemlerin önlenmesi esnasında güvenlik kuvvetleriyle birlikte olay mahallinde bizzat görev yapan mülki idare amirlerini; ceza ve tutukevlerinin iç ve dış güvenliğini sağlamakla görevli bulunan personeli; güven ve asayişin korunmasında hizmetlerinden yararlanılması zorunlu olan ve yetkililerce kendilerine bu amaca yönelik görev verilen kamu görevlileri ve sivilleri; iç güvenlik ve asayişin korunmasında veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki ile ilgili olarak güvenlik kuvvetlerine kendiliklerinden yardımcı olmuş ve faydalı oldukları yetkililerce tevsik edilmiş şahısları; Devlet güçlerini sindirme amacına yönelik olarak yapılan saldırılara maruz kalan kamu görevlilerini; yukarıdaki bentlerde sayılanların yaptıkları görevler veya yardımlar sebebiyle saldırıya maruz kalan eş, füru, ana, baba ve kardeşlerini kapsadığı hükmüne yer verilmiştir.
2330 sayılı Yasa’nın 10. maddesine dayanılarak çıkarılan Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 2. maddesinde, Yönetmelik kapsamına giren personel sayıldıktan sonra, söz konusu Yönetmeliğin, belirtilen personelin bu görev ve yardımlarından dolayı veya görev ve yardımları sona ermiş olsa bile yaptıkları bu görev ve yardımlar nedeniyle ya da devlet güçlerini sindirme amacına yönelik saldırı sonucu, derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma ve hastalık sonucu ölmeleri halinde Kanunda belirtilen hak sahiplerine verilecek nakdi tazminat ile dul ve yetimlerine bağlanacak aylıkların; sakat kalmaları halinde kendilerine verilecek nakdi tazminat ile bağlanacak aylığın; yaralanmaları halinde ise kendilerine verilecek nakdi tazminatın esaslarını kapsayacağı; anılan Yönetmeliğin 13. maddesinde ise; Yönetmelikte belirtilen tazminatların ödenip ödenmemesi hususunun, ilgili bakanlık veya kurumca belirlenecek personel, maliye, hukuk ve sağlıkla görevli birim amirleriyle konu ile ilgili diğer yetkililerden oluşan bir komisyon tarafından inceleneceği ve komisyon kararlarının ilgili bakanlık veya kurumun en üst amiri veya bunların yetkili kılacağı merci tarafından onaylanacağı kurala bağlanmıştır.
5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un 1. maddesinde, bu Yasanın amacının, kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu; 3. maddesinde, kişilerin silahlı personel tarafından korunması, kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimi kurulması veya güvenlik hizmetinin şirketlere gördürülmesi özel güvenlik komisyonunun kararı üzerine valilik iznine bağlı olduğu, toplantı, konser, sahne gösterileri ve benzeri etkinliklerde; para veya değerli eşya nakli gibi geçici veya acil hallerde, komisyon kararı aranmaksızın, vali tarafından özel güvenlik izni verilebileceği, Kişi ve kuruluşların talebi üzerine, koruma ve güvenlik ihtiyacı dikkate alınarak, güvenlik hizmetinin istihdam edilecek personel eliyle sağlanmasına, kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimi kurulmasına ya da bu hizmetin güvenlik şirketlerine gördürülmesine izin verileceği; 15. maddesinde, bu Yasada yazılı görevleri yerine getirirken yaralanan, sakatlanan özel güvenlik görevlilerine veya ölen özel güvenlik görevlisinin kanuni mirasçılarına, iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen miktar ve esaslar çerçevesinde tazminat ödeneceği; ancak, genel hükümlere göre daha yüksek miktarda tazminat ödenmesine mahkemelerce hükmedilmesi halinde, iş sözleşmesine veya toplu iş sözleşmesine dayanılarak ödenen tutarların mahsup edileceği, birinci fıkra hükümleri gereğince ödenecek tazminatın, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında ödenmesi gerekecek diğer tazminatlarla ilişkilendirilmeyeceği; kamu kurum ve kuruluşlarında bu Kanunda yazılı görevleri yerine getirirken yaralanan, sakatlanan özel güvenlik görevlilerine veya ölen özel güvenlik görevlilerinin kanuni mirasçılarına; iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi veya 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerinde belirtilen tazminat miktarlarından hangisi yüksek ise o miktarın ödeneceği hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca, 2330 sayılı Yasanın içgüvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevlendirilenler hakkında uygulanacağı; 5188 sayılı Yasanın ise özel güvenlik görevlilerine ilişkin düzenlemeler getirdiği görülmektedir. 5188 sayılı Yasanın 15. maddesiyle, özel güvenlik görevlisi çalışanına işveren tarafından ödenecek tazminatın hesaplanmasında, iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi uyarınca ödenecek meblağdan fazla olması halinde, 2330 sayılı Yasa uyarınca ödenecek miktarın esas alınacağı belirlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davalı idarede 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca sözleşmeli personel statüsünde koruma ve güvenlik görevlisi olarak görev yapan davacının, 17.1.2010 tarihinde … Garı’nda görevli olduğu sırada Gar önünde toplanan miting katılımcılarından iki kişinin Gar önüne yazmak istedikleri yazıya müdahale etmesi üzerine 15-20 kişilik bir grup tarafından darp edildiği, darp sonucu yaralanan davacıya toplamda 11 gün iş göremezlik raporu verildiği, davacının olay nedeniyle kendisine nakdi tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddi üzerine bakılan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacının 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun uyarınca özel güvenlik görevlisi olarak çalışmadığı, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca sözleşmeli kamu görevlisi olarak görev yaptığı görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan hususlar ve mevzuat hükümleri çerçevesinde, davalı idarede güvenlik ve koruma görevini yerine getirirken yaralanan ve kamu görevlisi olan davacıya, 2330 sayılı Yasa kapsamında nakdi tazminat ödenmesi gerekirken, nakdi tazminat isteminin reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, … TL yürütmenin durdurulması harcının isteği halinde davalı idareye iadesine, 27.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.