Danıştay Kararı 10. Daire 2011/131 E. 2015/4136 K. 08.10.2015 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2011/131 E.  ,  2015/4136 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2011/131
Karar No : 2015/4136

Davacı :
Davalı :
Vekili :

Davanın Özeti : Davacının A sınıfı İş Güvenliği Uzmanlık Belgesi verilmesi isteğinin reddine ilişkin 1.2.2010 tarih ve 5684 sayılı davalı idare işleminin ve anılan işlemin dayanağı olan 15.8.2009 tarih ve 27320 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik’in 4. maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (ı) bentlerinin; hukuka aykırı olduğu iddiasıyla iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Dava konusu düzenleyici işlem yürürlükten kaldırıldığından, düzenleyici işlem hakkında karar verilmesine yer olmadığı, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, davacının A sınıfı İş Güvenliği Uzmanlık Belgesi verilmesi isteğinin mimarlık bölümü mezunu olması nedeniyle reddine ilişkin 1.2.2010 tarih ve 5684 sayılı davalı idare işleminin ve anılan işlemin dayanağı olan 15.8.2009 tarih ve 27320 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasının (d) ve(ı) bentlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
15.8.2009 tarih ve 27320 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik, 27.11.2010 tarih ve 27768 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İş Sağlığı Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinin 22. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesine 23.7.2010 tarih ve 6009 sayılı Yasanın 48. maddesiyle eklenen dördüncü fıkra ile 27.11.2010 tarih ve 27768 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev , Yetki , Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 4/d ve 6. maddelerinde; mühendis ve teknik elemanlarının yanısıra mimarların da iş güvenliği uzmanı olabileceği düzenlendiğinden, savcılığımızca yapılan istem yazısı üzerine davalı idarece gönderilen cevabi yazıda davacının 31.01.2013 tarihli başvurusu üzerine 31.01.2013 tarihli ve 12698 sayılı A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi düzenlendiği anlaşılmış olup; buna göre uyuşmazlığın konusunun kalmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, konusu kalmayan uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava; davacının A sınıfı İş Güvenliği Uzmanlık Belgesi verilmesi isteğinin reddine ilişkin 1.2.2010 tarih ve 5684 sayılı davalı idare işleminin ve anılan işlemin dayanağı olan 15.8.2009 tarih ve 27320 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik’in 4. maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (ı) bentlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
15.8.2009 tarih ve 27320 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri İle Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik”, davalı idarece 27.11.2010 tarih ve 27768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği”nin 22. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Daha sonra 30.6.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6331 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” ile konu yeniden düzenlenmiş, anılan Kanun’un 37. maddesiyle dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 81. maddesi de yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin yürürlükten kaldırılması nedeniyle uygulanma olanağı kalmadığından davanın konusuz kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Davacının A sınıfı İş Güvenliği Uzmanlık Belgesi verilmesi isteğinin reddine ilişkin işleme yönelik olarak;
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.
İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır.
İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.
İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur.
Bu Kanunda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.
(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/18 md.) Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin en az yüzde ellisine sahip oldukları ortaklıklarda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya diğer kanun hükümleri çerçevesinde, hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince, yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmış olmalarına dayanarak;
a) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait kadro veya pozisyonlara atanmaya,
b) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait işyerlerinin kadro veya pozisyonlarında çalışanlar için toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanmaya, hak kazanamazlar.
(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/18 md.) Sekizinci fıkrada belirtilen işyerlerinde yükleniciler dışında kalan işverenler tarafından çalıştırılanlar ile bu işyerlerinin tâbi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde kendi nam ve hesabına sözleşme yaparak üstlendiği ihale konusu işte doğrudan kendileri çalışanlar da aynı hükümlere tâbidir. Sekizinci fıkrada belirtilen kurum, kuruluş veya ortaklıkların sermayesine katıldıkları ortaklıkların kadro veya pozisyonlarında çalışan işçilerin, ortak durumundaki kamu kurum, kuruluş veya ortaklıkların kadro veya pozisyonlarına atanma ya da bu kurum, kuruluş veya ortaklıklarda geçerli olan malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanma talepleri hakkında da sekizinci fıkra hükümleri uygulanır. Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere;
a) İşe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluşları ve ortaklıklarına bırakılması,
b) Hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde ya da geçici işçi olarak aynı iş yerinde daha önce çalışmış olanların çalıştırılmasına devam olunması, yönünde hükümler konulamaz.” hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanuna dayanılarak çıkarılan 15.8.2009 tarihli ve 27320 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri İle Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinde ” … İş güvenliği uzmanı: İş sağlığı ve güvenliği konularında görev yapmak üzere Genel Müdürlük tarafından yetkilendirilen mühendis veya teknik elemanı … Teknik eleman: Üniversitelerin fizik ve kimya bölümlerinden lisans düzeyinde mezun olanlar ile teknik öğretmenler ve iş sağlığı ve güvenliği bölümü mezunlarını… İfade eder. ” şeklinde tanımlanmış, ” İş güvenliği uzmanlığı belgesi” başlıklı 56. maddesinde “İş güvenliği uzmanlığı belgesinin sınıfları aşağıda belirtilmiştir:
a) (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi;
1) İş sağlığı ve güvenliği alanında en az üç yıl teftiş yapmış iş müfettişlerine istekleri halinde,
2) Genel Müdürlük ve bağlı birimlerinde iş sağlığı ve güvenliği alanında en az sekiz yıl görev yapmış iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarına istekleri halinde,
3) (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az beş yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyerek eğitim kurumları tarafından düzenlenen iş güvenliği uzmanlığı eğitim programlarına katılanlardan Genel Müdürlükçe yaptırılan (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendis veya teknik elemanlara, … Ek-13’de belirtilen örneğine uygun olarak Genel Müdürlükçe verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
27.11.2010 tarih ve 27768 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik’te ise iş güvenliği uzmanının; İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevlendirilmek üzere Bakanlıkça belgelendirilmiş mühendis, mimar veya teknik eleman olarak tanımlandığı görülmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, 4857 sayılı İş Kanunu’nda iş güvenliği uzmanlığı tanımına yer verilmediği, işlem tarihinde yürürlükte olan 15.8.2009 tarihli ve 27320 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri İle Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin (ı) bendinde mimarlar teknik elemanlar arasında sayılmamış ise de, davacının iş güvenliği alanında en az üç yıl süreyle teftiş yapmış iş müfettişi olmak şartını sağlaması nedeniyle anılan Yönetmeliğin 56.maddesi uyarınca isteği halinde tarafına “A sınıfı iş güvenliği uzmanlığı” belgesi verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın 15.8.2009 tarih ve 27320 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik’in 4. maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (ı) bentleri yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, davacının A sınıfı İş Güvenliği Uzmanlık Belgesi verilmesi isteğinin reddine ilişkin 1.2.2010 tarih ve 5684 sayılı davalı idare işlemin İPTALİNE, aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderinin davanın açılmasına sebep olan davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyizen başvurulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 8.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.