Danıştay Kararı 10. Daire 2009/9893 E. 2013/9475 K. 26.12.2013 T.

10. Daire         2009/9893 E.  ,  2013/9475 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2009/9893
Karar No : 2013/9475

Temyiz Eden (Davacılar) : …
Vekilleri : …
Karşı Taraf (Davalı) : İçişleri Bakanlığı – ANKARA
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi :Faillerin, Adana ilinde davacılar murisinin aracına binerek gaspettikleri ve murislerini öldürdükleri 22.10.2006 tarihi akşam satlerine kadar geçen son üç günlük süreç içerisinde, altı ayrı ölümlü saldırı olayı gerçekleştirdikleri, İçişleri Bakanlığı Müfettiişlerinin hazırladığı raporda da belirtildiği üzere, kullandıkları otomobilin eşkali ve kendilerinin kimlikleri bilindiği halde, güvenlik güçlerinin gerekli özeni göstermemesi nedeniyle yakalanamadıkları ve sonraki olayların gerçekleşmesinin engellenemediği hususu dikkate alındığında, davacıların murislerinin öldürülmesiyle devam eden süreçte, idarenin, hizmetin kuruluşunda ve işletilmesindeki ağır hizmet kusuru nedeniyle tazminle yükümlü olduğu sonucuna varılmaktadır.
Belirtilen nedenle, temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, davacıların murisi …’nin 22.10.2006 tarihinde … plakalı otomobili ile Adana İlinde kırmızı ışıkta durduğu sırada arabaya binen silahlı kişilerce kaçırılıp Tarsus-Pozantı otoyolunda öldürülmesi olayında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle 120.000,00 TL. maddi, 90.000,00 TL. manevi olmak üzere toplam 210.000,00 TL. tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; dosyadaki bilgi ve belgeler ile İçişleri Bakanlığı Müfettişlerince iki kişinin 19.10.2006 – 23.10.2006 tarihleri arasında gerçekleştirdiği eylemlerle ilgili olarak düzenlenen 22.11.2006 gün ve … sayılı araştırma raporu ve eki belgelerin birlikte incelenmesinden; işledikleri cinayetler nedeniyle kamuoyunda seri katiller olarak nitelendirilen iki kişinin 19.10.2006 günü saat 23:15 da Bursa ili Gemlik ilçesinde meydana gelen yaralama olayı ile başlayan ve sırasıyla Bursa-Kocaeli-Sakarya-Mersin-Adana Ankara illerinde gerçekleştirdikleri cinayetler sonrasında 23.10.2006 günü saat 04.30’da yakalanmalarına kadar geçen süre içinde İl Emniyet Müdürlüklerince faillerin yakalanmasına ilişkin takibatın yapıldığı, ancak olayların çok yakın zaman aralığında gerçekleşmesi, cinayetlerin görgü tanıklarının olmaması nedeniyle geç anlaşılması ve bu süre içinde katillerin yollarına devam ederek eylemlerini sürdürmeleri ve olayların başlangıcından yakalanmalarına kadar geçen süre içinde üç araç değiştirmeleri nedeniyle yakalanamadıklarının görüldüğü, davacıların murisi …’nin öldürülmesine kadar geçen süre içinde cinayet faillerinin yakalanması konusunda idare ajanlarının mevzuat gereği yerine getirmekle yükümlü oldukları görev ve sorumlulukları yerine getirmediklerine, ihmal veya kasıt olduğuna ilişkin bir tespit bulunmaması nedeniyle idarenin ağır hizmet kusurunun varlığından söz etmeye olanak bulunmadığı, diğer yandan, olayda sosyal risk ve kusursuz sorumluluk ilkelerine göre de tazminat ödenmesi koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan idare mahkemesi kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. İdarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren durumlardan birisi hizmet kusurudur. Genel olarak, idarenin yürütmekle görevli olduğu bir kamu hizmetinin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
Anayasanın 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu; 19. maddesinde herkesin kişi hürriyeti ve güvenliğine sahip olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması Devletin asli görevidir. İdarenin bu görevi yerine getirmek, kamu düzeni ve esenliğini sağlamak üzere kolluk örgütünü kurması, gerekli araç ve olanakları sağlaması, yeterli önlemleri zamanında alması gerektiği açıktır. Ancak, bünyesinde risk taşıyan kolluk hizmetlerinin, önceden haberdar olunan durumlar dışında genel nitelikte önlemler alınarak yürütülmesi doğal olup, ihbar, şikayet veya önceden oluşan bir takım olaylar nedeniyle özel önlemler alınmasını gerektiren durumlar olmadıkça meydana gelen olaylarda idarenin hizmet kusurundan ve tazmin sorumluluğundan söz edilemez.
Dolayısıyla, idarenin, özel güvenlik önlemleri alınmasını gerektirmeyen durumlarda meydana gelen faili meçhul ya da münferit olay sonucu ortaya çıkan zarardan, idarenin genel güvenlik hizmetlerinde kusuru saptanmadıkça, yani ihbar veya olası durumlardan önceden haberdar edilme gibi herhangi bir şekilde bilgilendirildiği halde özel bir önlem almaması sonucu doğan zarar dışında, tazminle sorumlu tutulması mümkün bulunmamaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 21.10.2006 tarihinden (cumartesi) itibaren 5 günlük Ramazan Bayramı tatili başlayacağından İçişleri Bakanlığının yayınladığı 13.10.2006 tarihli genelge uyarınca İl Valiliklerinin 20.10.2006 tarihli onaylarıyla, bütün illerde genel asayişin yanısıra şehiriçi ve şehirdışı trafik önlemlerinin devreye sokulduğu, bu kapsamda, Devlet Karayolları dahil yollarda 30 km. de bir ekip düşecek şekilde 24 saat esasına göre ekiplerin görevlendirildiği, 19.10.2006 tarihinde … İli … İlçesi … Mahallesinde saat 23.15 de … adlı kişinin otomatik av tüfeğiyle … tarafından vurulduğu, vurulan kişinin hastanede polise verdiği ifadede kendisini vuran kişinin adını söylediği, saat 23.35 de polis telsiziyle tüm istasyonlara … plakalı şahin model otonun içinde silahlı yaralama olayına karışan … adlı kişinin kaçtığının anons edildiği, ilk anonsta verilen “gri … oto” bilgisinin yarım saat sonraki ikinci anonsta “beyaz … oto” olarak düzeltildiği, bu anonsların trafik ekiplerine yapılmasına karşın il ve ilçe jandarma komutanlıklarına bildirim yapılmadığı, Gemlik İlçe Emniyet Müdürlüğünce anılan şahsın … İlinde ikamet ettiği tespit edilerek Yalova İl Emniyet Müdürlüğünden yakalanmasının istenildiği, çevre illere bildirim yapılmadığı, bu olaydan 24 saat geçtikten sonra; 20.10.2006 tarihinde saat 23.30 sıralarında, … İlçesine 40 km. mesafedeki, … İli … İlçesi … beldesinde kestane şekeri satıcısı … adlı kişinin av tüfeği ile kafasından vurularak öldürüldüğü, olayın 23.50 sıralarında bir vatandaşın İlçe Jandarma Komutanlığına ihbarı üzerine öğrenilmesi sonrasında tahkikat başlatıldığı, ancak boş bir adet av tüfeği kartuşu dışında herhangi bir iz bulunamadığı, …’teki av tüfeğiyle öldürme olayından haberlerinin olmaması nedeniyle olaylar arasında irtibat kurulamadığı, bu olaydan 6 saat sonra 21.10.2006 tarihinde saat 05.30 sıralarında, yaklaşık 150 km. mesafedeki … İli … Mahallesi … istikametinde … Pişmaniye çalışanı … adlı kişinin sağ gözünden tüfekle vurularak öldürüldüğü, olayın aynı gün saat 07.00 sıralarında bir vatandaşın ihbarı üzerine öğrenilerek tahkikat başlatıldığı, olay mahallinde yapılan incelemede bir delil bulunamadığı, cinayetin hunharca işlenmiş olması nedeniyle kişisel husumetten kaynaklanan bir olay olarak değerlendirilerek lokal inceleme başlatıldığı, … ili Asayiş Şube Müdürü tarafından aynı gün saat 12.00-13.00 sıralarında internet haberlerinden benzer bir olayın Bursa İlinde de gerçekleştiğinin öğrenilmesi üzerine Bursa-Osmangazi ilçesinde meydana gelen olayla ilgili bilgi için Osmangazi ilçe Jandarma Komutanlığı ile irtibata geçildiği, görüşmeler devam ederken, son cinayetten 6 saat sonra aynı gün saat 12.30-13.00 sıralarında, 80 km. mesafedeki … İli … İlçesinde … Petrol istasyonu çalışanının av tüfeği ile vurularak öldürüldüğü ve olayı gören bir çobana da ateş edilerek yaralandığı, saat 13.25 te olay yerine gelen … İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin araştırmalarında, görgü tanıklarından, olayın şüphelilerinin, üzerinde “bak dalgana” yazısı bulunan beyaz … marka otomabil kullandıklarının ve aracın daha önce Akyazı İlçesinde görüldüğünün öğrenilmesi üzerine, Akyazı İlçe Jandarma Komutanlığından sorulmasıyla, aracın … plakalı beyaz renk … marka araç olduğunun ve ilçede iki kardeş tarafından kullanıldığının öğrenildiği, ilçede bu kişilere ulaşılmaya çalışılırken , saat 14.00 te kaçan aracın plakasının Sakarya Emniyet Müdürlüğüne, bağlı ilçelere ve Düzce İl Jandarma ve Emniyet Müdürlüğü’ne bildirildiği, Jandarma tarafından bulunan araç sahibinin sorgulanması sonucunda, aracı kiralayan ve kullanan, araçtaki ikinci kişi olan …’ın kimliği’nin öğrenildiği, bunun üzerine 21.10.2006 tarihinde saat 20.30 sıralarında, aranılan aracın plakasının ve beyaz … olduğu bilgisinin Kocaeli haber merkezine, ildeki bütün istasyonlara, çevre illere ve Kocaeli Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürlüğüne bildirildiği, saat 21.30 daki anonsta beyaz aracın üzerinde “dalgana bak” yazısının bulunduğu ek bilgisinin verildiği, … plakalı aracın sahibinden alınan bilgilerden, şahısların Diyarbakır istikametine doğru seyahat halinde olduğunun anlaşılması üzerine 22.10.2006 günü saat 00.03’de Emniyet Genel Müdürlüğü ile Umum Emniyet Müdürlüklerine ve özellikle geçiş güzergahında bulanan Aksaray – Adana – Osmaniye – Gaziantep – Şanlıurfa – Diyarbakır Emniyet Müdürlüklerine telefon ve e-postayla bilgi verildiği, ancak aracın eşgali bildirilirken üzerindeki siyah kalın şeritten söz edilmediği, bu e-postanın 01.00 de Bölge Trafik Müdürlüğü’ne de fakslandığı ve asayiş ekiplerine anons edildiği, ayrıca Sakarya İl Jandarma Komutanlığınca da, saat 01:03 te, tüm il jandarma komutanlıklarına il emniyet müdürlüklerine de bildirilmek üzere öldürme olayına karışan …’ın … plakalı araçla Niğde, Adana, Aksaray, Adana istikametine doğru seyir halinde olduğu belirtilerek yakalanması mesajının bildirildiği, 22.10.2006 tarihinde saat 07.45’de … ili .. ilçesi, … Beldesinde … üzerindeki … Market’in sahibinin bıçaklanarak ve başına piknik tüpüyle vurularak öldürüldüğü, 09.00’da olayın faillerinin Beyaz … veya … marka araçla kaçtıklarının ihbar edildiği, olayın önceki cinayetlerden farklı şekilde işlenmesi nedeniyle önceki cinayetlerle bağlantı kurulamadığı, 22.10.2006 tarihinde saat 18.30 sıralarında Mersin İlinden bir vatandaşın 155 Polis imdat’ı arayarak … plakalı aracı Mersin Merkezde gördüğünü ihbar ettiği, saat 09.00 ile 12.30 arasında Mersin Erdemli-Adana- Hatay Erzin arasında 200 km yol katederek Erzin Mahmutlar Beldesi yakınlarında saat 12.30’da aracı yakarak, otobanın karşı şeridine geçip otostopla Adana İline döndükleri, saat 14.00 ile 18.00 arasında il içinde dolaştıkları ve tüfeğin kırılmış olan dipçiğini tamir ettirdikleri, saat 18.00 da, Adana da kırmızı ışıkta bekleyen davacıların murisi …’nin kullandığı … plakalı lacivert … marka araca zorla binerek aracı gasp ettikleri, 22.10.2006 günü saat 19.30-20.00 sıralarında Mersin İli Tarsus İlçesi Pozantı yolunda davacıların murisi …’yi av tüfeğiyle vurmak suretiyle öldürdükleri ve cesedi TEM otoyolu emniyet şeridine attıktan sonra … plakalı araçla kaçtıkları, 23.10.2006 tarihinde saat 01.30’da Adana-Ankara Karayolunda …’na 9 km mesafede bulunan … Petrol İstasyonunda çalışan iki kişiyi de av tüfeğiyle öldürdükleri, … plakalı aracı da E-5 karayolu üzerinde saat 03:40 sıralarında yaktıktan sonra kaçtıkları, otostop yaparak bölgeden uzaklaşmak isterlerken Kızılcahamam İlçe Jandarma Komutanlığı Trafik Timi tarafından 23.10.2006 günü saat 04.30’da yakalandıkları anlaşılmıştır.
19.10.2006 – 23.10.2006 tarihleri arasında gerçekleşen bu olaylarda “asayiş zaafiyeti” yaşandığı iddialarının araştırılmasıyla görevlendirilen İçişleri Bakanlığı Müfettişlerince, yapılan araştırma ve incelemeler sonucu düzenlenen 22.11.2006 tarih ve … sayılı araştırma raporunda; Bursa İli çevresinde 24 saate yakın zaman geçiren eşkali ve plakası belli olan aracın takip ve aramaya alınmadığı, çevre illere bilgi verilmediği, Bursa ve Gemlik Emniyet Müdürlüklerinin olaya ciddi ve hassasiyetle yaklaşmaları halinde müteakip olayların baştan önlenmesinin kuvvetle muhtemel olduğu, Gemlikteki olayın İl ve İlçe Jandarma Komutanlıklarına bildirilmemesi nedeniyle Osmangazi’ deki öldürme olayı hakkında jandarmanın isabetli değerlendirme yapamadığı, 22.10.2006 tarihinde, haklarında her türlü eşkal, araç ve marka bilgileri bilindiği halde ve yaklaşık 12 saat süreyle bulundukları Mersin ve Adana güzergahında, 4- 4,5 saatte 200 km. lik yolda gündüz saatlerinde seyrettikleri, üstelik yüzlerce aracın içinden belirgin şekilde ön kaput ve arka bağaj kapagı yarım metre kalınlığında siyah bantla boyanmış olmasına rağmen her 30 km. de görev yaptığı varsayılan trafik veya asayiş ekiplerince görülmemiş olmasının dikkat çekici olduğu, Kocaeli’de cep telefonu numaraları tespit edilen …’ın telefonunun teknik takibi için 22.10.2006 tarihinde sabah saatlerinde başlanılan izin prosedürünün akşam saat 18.00 da sonuçlanabildiği ve dinleme sisteminin kurulabilmesi için Telekominikasyon İletişim Başkanlığı’na bildirildiği, oysa 21.10.2006 tarihinde saat 20:30 da telefon numarasının öğrenilmesiyle sinyal takibinin yapılabilmiş olması halinde faillerin adım adım takip edilebileceği ve yakalanmalarının mümkün olabileceği, yaralama ve öldürme olaylarının lokal değerlendirilerek sadece bazılarında çevre illere bildirilmesiyle yetinildiği, olay saati ve olaya elkoyma saati arasındaki süreye göre her istikamette ulaşılabilecek illere bildirilmesi gerektiği, elde edilen bilgilerin ayrıntılı olarak mesajlara geçirilmediği, Bursa, Kocaeli, Sakarya ve Mersin Tömük’te işlenen cinayetlerde kullanılan beyaz … aracın ön kaput ve arka bagaj kapağındaki yarım metre genişliğindeki siyah boya banttan hiç bahsedilmeyerek aracın en önemli belirgin özelliğinin belirtilmediği, bazı illerde muhabere ve takiplerin, haber merkezlerinde görevli personel nezdinde cereyan ettiği, bağlı istasyon ve ekiplere anons edilmesiyle yetinildiği, sıralı amirlerin müdahil olmaması nedeniyle görevde gerekli hassasiyetin gösterilmediği, nöbet değişimlerinde bilgilerin nöbeti devralanlara gerekli şekilde aktarılmadığı, otoyollarda gerek trafik gerekse asayiş denetimi yönünden yetersiz kalındığı yolundaki tespit ve sonuçlara varıldığı dikkate alındığında; hizmetin kuruluşunda ve işletilmesinde hizmet kusuru bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, olayların yukarıda aktarılan seyrinde ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere, faillerin, Adana İlinde davacılar murisinin aracına binerek gaspettikleri ve murislerini öldürdükleri 22.10.2006 tarihi akşam satlerine kadar geçen son üç günlük süreç içerisinde, altı ayrı ölümlü saldırı olayı gerçekleştirdikleri, İçişleri Bakanlığı Müfettiişlerinin hazırladığı raporda da belirtildiği üzere, kullandıkları otomobilin eşkali ve kendilerinin kimlikleri bilindiği halde, güvenlik güçlerinin gerekli özeni göstermemesi nedeniyle yakalanamadıkları ve sonraki olayların gerçekleşmesinin engellenemediği hususu dikkate alındığında, davacılarının murislerinin öldürülmesiyle devam eden süreçte, idarenin, hizmetin kuruluşunda ve işletilmesindeki hizmet kusuru nedeniyle tazminle yükümlü olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı ve tazminle sorumlu tutulacağı başka sebebin de ortaya konulamadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacıların 2577 sayılı Yasanın 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 26/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.