Danıştay Kararı 10. Daire 2009/9560 E. 2013/8793 K. 09.12.2013 T.

10. Daire         2009/9560 E.  ,  2013/8793 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2009/9560
Karar No : 2013/8793

Temyiz Eden (Davacılar): 1- …
2- …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Adalet Bakanlığı/ANKARA
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince, davanın reddi yolunda verilen … gün ve E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Fonksiyonel bakımdan, yasama ve yürütmeden ayrı bağımsız bir organ olan yargının, yargılama süreci ile ilgili işlemleri Anayasa’nın 125. maddesinde öngörülen “idari işlemler” kapsamına girmemektedir. Ancak savcıların yargılama fonksiyonu dışında, yasalarla verilmiş idari görevleri de bulunduğundan, yaptıkları idari görevler nedeniyle ve bu kapsamda tesis edilen işlemlerden dolayı Adalet Bakanlığı’nın sorumlu tutulabileceği açıktır.
Uyuşmazlık konusu olayda davacılar tarafından ileri sürülen hususlar, ölüm olayının soruşturulması safahatına ilişkin olmayıp bu haliyle Cumhuriyet Savcıları yönünden yargılama fonksiyonu dışındaki idari bir göreve ilişkindir.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığı araştırılarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden, temyiz isteminin kabul edilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava; davacılar tarafından, kendilerine haber verilmeksizin, yakınları …’ın kimsesizler mezarlığına gömülmesi ve sonrasında mezarın açılarak cenazenin Diyarbakır’a nakledilip tekrar gömülmesine neden olaylarda, Cumhuriyet Savcılığının gerekli araştırma yapmayarak kendilerini haberdar etmemesi nedeniyle yaşanılan acı ve üzüntü karşılığı toplam 40.000 TL manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; yargılama görevi kapsamında yürüttükleri hizmet nedeniyle Adalet Bakanlığının ajanı konumunda olmayan savcıların verdiği kararlardan dolayı, yürütme fonksiyonu içinde yer alan Adalet Bakanlığının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Anayasa’nın “Genel Esaslar” başlıklı Birinci Bölümünde, egemenliğin kayıtsız şartsız Milletin olduğu ve Türk Milletinin egemenliğini, Anayasa’nın koyduğu esaslara göre Yasama, Yürütme ve Yargı organları eliyle kullanacağı öngörülmüş, 9. maddesinde; yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemeler tarafından kullanılacağı; 125. maddesinin 1. fıkrasında ise, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu; aynı maddenin son fıkrasında da; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu, 140/6. maddesinde de, hâkim ve savcıların idari yönden Adalet Bakanlığına bağlı olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Öte yandan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 159. maddesinde; bir ölümün doğal nedenlerden meydana gelmediği kuşkusunu doğuracak bir durumun varlığı veya ölünün kimliğinin belirlenememesi halinde; kolluk görevlisinin, köy muhtarı ya da sağlık veya cenaze işleriyle görevli kişilerin, durumu derhâl Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmekle yükümlü olduğu, ve bu durumda ölünün gömülmesinin ancak Cumhuriyet savcısı tarafından verilecek yazılı izne bağlı olduğu kurala bağlanmıştır.
Fonksiyonel bakımdan yargı organları, yasama ve yürütmeden ayrı, bağımsız bir organdır. Yargının, yargılama süreci ile ilgili işlemleri, Anayasa’nın 125. maddesinde öngörülen “idari işlemler” kapsamına girmemektedir.
İdari yönden Adalet Bakanlığına bağlı olan, ancak, yargılama görevi kapsamında yürüttükleri hizmet nedeniyle Adalet Bakanlığı’nın ajanı konumunda olmayan savcıların verdiği kararlardan dolayı, yürütme fonksiyonu içinde yer alan Adalet Bakanlığı’nın sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır.
Ancak; savcıların yargılama fonksiyonu dışında, yasalarla verilmiş idari görevleri de bulunduğundan, yaptıkları idari görevler nedeniyle ve bu kapsamda tesis edilen işlemlerden dolayı Adalet Bakanlığının sorumlu tutulabileceği açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacılar yakını …’ın 16.9.2005 tarihinde yüksekten düşme sonucu kaldırıldığı hastanede 17.9.2005 günü saat 03:45 sularında yaşamını yitirdiği, Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla ölen kişinin yaşadığı minibüs içerisinde yapılan aramada nüfus bilgilerine ve cep telefonuna ulaşıldığı, 20.9.2005 günü yapılan ölü muayenesinde de şahsın üzerinden, adres ve telefon bilgilerini ihtiva eden defter ve kimlik bilgilerinin çıktığı, 21.9.2005 günü yapılan otopsi sonrası cenazenin, yakınlarının çıkmaması nedeniyle morga konulduğu, 19.10.2005 günlü savcılık talimatıyla cenazenin defin işlerinin yapılmasının Keçiören Cenaze İşleri Müdürlüğünden istenildiği, davacıların, yakınlarının ölüm haberinden haricen haberdar olmaları üzerine naaşın 21.10.2005 günü kendilerine teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Olayda; yaşamını yitiren …’a ait adres, telefon ve nüfus bilgilerine ulaşıldığı halde, yakınlarının tespiti noktasında gerekli araştırma yapılmayarak cenazenin savcılık talimatıyla kimsesizler mezarlığına gömüldüğü, gerekli araştırma yapılmamasının ise hizmet kusuru teşkil ettiği iddasıyla, ölenin yakınları tarafından, duyulan üzüntü ve acı karşılığı manevi tazminat talep edildiği görülmektedir.
Bu durumda Cumhuriyet Savcılığının yargılama fonksiyonu dışında kalan ve idari görevin icrasından kaynaklanan olayda, davalı idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, yargılama görevi kapsamında yürüttükleri hizmet nedeniyle Adalet Bakanlığının ajanı konumunda olmayan savcıların verdiği kararlardan dolayı, yürütme fonksiyonu içinde yer alan Adalet Bakanlığının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dava dosyasının yeniden karar verilmek üzere adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 9/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.