Danıştay Kararı 10. Daire 2009/4657 E. 2013/7310 K. 22.10.2013 T.

10. Daire         2009/4657 E.  ,  2013/7310 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2009/4657
Karar No : 2013/7310

Temyiz Eden (Davacı ) : …
Vekili : …
Karşı Taraf ( Davalı ) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, davacının oğluna, evlilik dışı ilişkisinden olan ve kendisinin bakıp büyüttüğü torununun nüfus kaydı için gerekli işlemlerin başlatılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 12.06.2008 tarih ve 4496 sayılı … İlçe Nüfus Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; çocuğun annesi …’ün … isimli kişi ile evli olduğu, bu duruma göre çocuğun babasının … olduğunun (bu kişi soybağının reddi davası açarak babalık karinesini çürütene kadar) kabulü gerektiği, ayrıca çocuğun annesinin hayatta olduğu bu duruma göre Nüfus Hizmetleri Kanununun 15. maddesi uyarınca çocuğun nüfus kaydı başvurusunun kanunen velisi olan … yada … tarafından yapılması gerektiğinden, davacının bu yönde yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 15. maddesinde, sağ olarak dünyaya gelen her çocuğun, doğumdan itibaren Türkiye’de otuz gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilmesinin zorunlu olduğu, bildirimin veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması halinde, çocuğun büyük ana, büyük baba veya ergin kardeşleri ya da çocuğu yanında bulunduranlar tarafından, doğumu gösteren resmî belgeye dayanarak yapılabileceği gibi sözlü beyana dayalı olarak da yapılabileceği belirtilmiş, 17. maddesinde ise; nüfus müdürlüklerinin süresi içerisinde doğumu bildirilmemiş çocukların veya nüfusa tescil edilmemiş erginlerin varlığını haber aldıkları takdirde; erginlerin kendilerini, çocukların veli, vasi veya kayyımlarını, bunların bulunmaması halinde; büyük ana, büyük baba veya kardeşlerini ya da çocukları yanlarında bulunduranları veya muhtarları beyana davet etmeye yetkili oldukları, verilen süre içerisinde bildirim yapılmaması halinde mülkî idare amirinin göreceği lüzum üzerine kolluk kuvvetlerince bunların zorla getirilmesi için gereken işlem yapılarak çocuğun aile kütüklerine tescilinin sağlanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının oğlu olan …’nin, … isimli kişi ile evlilik dışı ilişkisi sonucunda bir kız çocuğu dünyaya geldiği, bu çocuğa davacının bakmakta olduğu, çocuğun nüfusa kayıt ettirilerek nüfus cüzdanı verilmesi istemiyle davalı idareye 11.02.2008 tarihinde başvuruda bulunan davacının, bu başvurusunun 12.06.2008 tarih ve … sayılı … İlçe Nüfus Müdürlüğü işlemi ile reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden, sağ olarak dünyaya gelen çocuğun nüfus kaydı için bildirimin veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması halinde, çocuğun büyük ana, büyük baba tarafından yapılabileceği, süresi içerisinde bildirilmemiş çocukların veya nüfusa tescil edilmemiş erginlerin varlığını haber aldıkları takdirde kolluk kuvvetlerince, bildirimde bulunabilecek kişilerin zorla getirilmesi için gereken işlem yapılarak, çocuğun aile kütüklerine tescilinin sağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Anılan Kanun hükmüne göre nüfusa tescil edilmemiş kişilerin tescil edilip edilmemeleri konusunda idareye takdir hakkı tanınmamış, aksine tescil konusunda bildirimde bulunabilecek kişilerin zorla getirilmesi için yetki vermiştir.
Kaldı ki, Dairemizin 7.5.2013 tarihli E:2009/4657 sayılı ara kararına cevaben idarece gönderilen bilgi ve belgelerden, davacının torununun 18.1.2010 tarihinde nüfusa tescil edildiği görülmektedir.
Bu durumda, bir müddet annesi bulunamayan, daha sonra ise annesinin kaydettirmek istememesi üzerine nüfusa kaydedilmeyen çocuğun, büyük babası tarafından yapılan başvuru üzerine yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca nüfusa tescil edilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde ve davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca davacının temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 22.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.