10. Daire 2009/144 E. , 2009/3183 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2009/144
Karar No: 2009/3183
Temyiz Eden (Davalı) : Maliye Bakanlığı/ ANKARA
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Yeminli mali müşavir olan davacı tarafından, Gelirler Başkontrolörünce hakkında yeterli inceleme yapılmaksızın vergi kaçakçılığına iştirak suçu işlediğinden bahisle suç duyurusunda bulunulması nedeniyle duyduğu elem ve üzüntü karşılığı 10.000 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda,… İdare Mahkemesince; Gelirler Başkontrolörünce düzenlenen raporda, davacının, yeminli mali müşavirliğini yaptığı şirkete ait gerçeğe aykırı fatura ve belgeleri tasdik etmek suretiyle şirketin yersiz KDV iadesi almasına sebep olduğu, bu suretle vergi kaçakçılığı suçuna iştirak ettiğinden bahisle hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiği yolunda görüş belirtildiği, davalı idarece anılan rapora dayanılarak davacı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasını takiben, davacının söz konusu şirkete ilişkin herhangi bir inceleme ve teyit raporu düzenlemediğini belirterek davalı idareye başvurduğu, başvuru üzerine yapılan incelemede, davacının söz konusu olayda herhangi bir teyid vermediğinin saptanarak, Gelirler Başkantrolörlüğünce yapılan hata sonucu takibi istenen davacı hakkındaki şikayetten vazgeçildiği; bununla birlikte anılan suçun takibinin şikayete bağlı olmaması nedeniyle devam eden yargılama sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davacının beraatine karar verildiği, anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay … Ceza Dairesinin .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla kararın bozulmasına, kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği; buna göre, haksız yere suç duyurusunda bulunulmak suretiyle davacının yargılanmasına sebep olunmasında hizmet kusuru bulunan idarenin, davacının duyduğu üzüntü ve elem nedeniyle uğradığı manevi zararı gidermekle yükümlü bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacıya takdiren 2.000 TL manevi tazminatın ödenmesi, fazlaya ilişkin isteminin reddi yolunda verilen kararın, kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince; dosyanın tekemmül ettiği görülmekle yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Dava konusu olayda idarenin hizmet kusuru olarak nitelendirilen “haksız yere suç duyurusunda bulunma” işleminin, gerçekte bu konuda idare adına yetki kullanan kamu görevlilerinin kişisel kusurlarından doğduğu tartışmasızdır.
Anayasanın 129. maddesinin 5. fıkrasında; memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasanın gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılabileceği şeklinde emredici bir kurala yer verilmiştir.
Anayasanın sözü edilen maddesindeki “kendilerine rücu edilmek kaydıyla” ibaresi; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlar nedeniyle idare aleyhine açılan davalarda tazminata hükmedilmesi halinde, idarenin ödemek zorunda kaldığı tazminatı yasal yollara başvurarak ilgili kamu görevlisinden tahsil etme zorunluluğunu ifade etmekte olup; davacıların, bu anayasal zorunluluk nedeniyle dava dilekçelerinde ayrıca ve mutlaka rücu talebinde bulunmaları gerekmemektedir.
Buna göre; dava konusu olayda, Vergi Usul Kanunu’nun 134 ve devamı maddelerinde yer alan vergi inceleme yetkisine sahip Gelirler Başkontrolörü … tarafından, anılan Yasanın 367. maddesine dayanılarak düzenlenen suç duyurusu raporunun eksik incelemeye dayalı olması nedeniyle davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğu anlaşıldığından; davalı idarenin, adı geçen kamu görevlisine, hizmeti kusurlu yürütmesi nedeniyle Anayasanın yukarıda yer verilen 129. maddesi hükmü uyarınca adli yargıda dava açmak suretiyle rücu etmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenle, temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesinin … tarih, E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, 27.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.