Danıştay Kararı 10. Daire 2008/9 E. 2011/3524 K. 20.09.2011 T.

10. Daire         2008/9 E.  ,  2011/3524 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2008/9
Karar No: 2011/3524

Temyiz Eden (Davacılar): …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü / ANKARA
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Meydana gelen tren kazasında kusuru bulunduğu ileri sürülen davalı idare ve makinistler aleyhine açılacak maddi ve manevi tazminat davasına esas olmak üzere adli yardım isteminin kabulüne karar verilmesi istemiyle … tarihinde açılan davanın, … Asliye Hukuk Mahkemesince kabul edilmesi üzerine 4.8.2004 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinde maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle davalı idareye karşı açılan davada 23.12.2004 tarihinde görevsizlik kararı verildiği ve yine bu kararda … Asliye Hukuk Mahkemesinin 7.4.2004 tarihli adli yardım kabul kararına atıfta bulunularak red harcının alınmasına yer olmadığına karar verildiği, dolayısıyla dava açma iradesinin … Asliye Hukuk Mahkemesinde 18.3.2004 tarihinde açılan dava ile ortaya konulduğu ve bu tarih itibariyle yargısal sürecin başladığı dikkate alındığında, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde öngörülen bir yıllık süre içinde dava açıldığının kabulü gerekmektedir.
İdare Mahkemesince, yukarıda yapılan değerlendirme doğrultusunda davanın süresinde açılmış olduğu hususu gözetilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, … İli, … İlçesi, … Caddesi hemzemin geçidi yanında 12.3.2003 tarihinde meydana gelen tren kazasında yaralanan … ve yakınları tarafından uğranıldığı ileri sürülen 110.000 TL maddi, 250.000 TL manevi zararın yasal faziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; … İli, … İlçesi, … Caddesi hemzemin geçidi yanında 12.3.2003 tarihinde meydana gelen tren kazasında yaralanan …’in 13.6.2003 tarihli sağlık kurulu raporu ile %50 oranında işgücü kaybına uğradığının tespit edildiği, bu olayla ilgili olarak adli yardım isteminin kabulüne karar verilmesi istemiyle açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesince 18.3.2004 tarihinde adli yardım isteminin kabulü yolunda verilen karar üzerine 4.8.2004 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinde maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılan davada 23.12.2004 tarihinde verilen görevsizlik kararının Yargıtayca onanmak suretiyle kesinleşmesinden sonra 2577 sayılı Yasanın 9. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içinde görülmekte olan bu davanın açıldığı, davacılar tarafından tazmini istenilen zararın 13.6.2003 tarihli sağlık kurulu raporu ile öğrenildiği dikkate alındığında, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca bir yıllık süre geçtikten sonra 4.8.2004 tarihinde görevsiz yargı yerinde açılan tazminat davasının süresinde olmadığı, her ne kadar davacılar tarafından bir yıllık süre içinde davalı idare ve makinistler aleyhine açılacak tazminat davası ilgili olarak adli yardım kabulüne ilişkin karar verilmesi istemiyle yapılan başvuru kabul edilmiş ise de, görevsiz mahkemece verilen adli yardımın kabulüne ilişkin kararın görevli mahkemeyi bağlamayacağı gibi söz konusu istemle ilgili olarak mahkemeye yapılan başvurunun da 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi kapsamında bir başvuru olarak kabul edilmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 9. maddesinin 1. fıkrasında, çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği; görevsiz yargı merciine başvurma tarihinin, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edileceği; 2. fıkrasında ise, adli veya askeri yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra 1. fıkrada yazılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabileceği kabul edilmiştir.
Aynı Yasanın 13. maddesinin 1. fıkrasında, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren 60 gün içinde dava açılabileceği hükme bağlanmış; aynı maddenin 2. fıkrasında ise, görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, 1. fıkrada öngörülen idareye başvurma şartının aranmayacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, … İli, … İlçesi, … Caddesi hemzemin geçidi yanında 12.3.2003 tarihinde meydana gelen tren kazasında yaralanan …’in 13.6.2003 tarihli sağlık kurulu raporu ile %50 oranında işgücü kaybına uğradığının tespit edildiği, bu olayla ilgili olarak davalı idare ve makinistler aleyhine açılacak maddi ve manevi tazminat davasına esas olmak üzere adli yardım isteminin kabulüne karar verilmesi istemiyle 18.3.2004 tarihinde açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesince 7.4.2004 tarihinde adli yardım isteminin kabulüne karar verilmesi üzerine 4.8.2004 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinde maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılan davada 23.12.2004 tarihinde görevsizlik kararı verildiği ve yine bu kararda … Asliye Hukuk Mahkemesinin 7.4.2004 tarihli adli yardım kabul kararına atıfta bulunularak red harcının alınmasına yer olmadığı hususunun hükme bağlandığı, görevsizlik kararını onayan Yargıtay kararının tebliğ tarihinden itibaren 2577 sayılı Yasanın 9. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içinde görülmekte olan bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, meydana gelen tren kazasında kusuru bulunduğu ileri sürülen davalı idare ve makinistler aleyhine açılacak maddi ve manevi tazminat davasına esas olmak üzere adli yardım isteminin kabulüne karar verilmesi istemiyle 18.3.2004 tarihinde açılan davanın, … Asliye Hukuk Mahkemesince kabul edilmesi üzerine 4.8.2004 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinde maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle davalı idareye karşı açılan davada 23.12.2004 tarihinde görevsizlik kararı verildiği ve yine bu kararda … Asliye Hukuk Mahkemesinin 7.4.2004 tarihli adli yardım kabul kararına atıfta bulunularak red harcının alınmasına yer olmadığına karar verildiği, dolayısıyla dava açma iradesinin … Asliye Hukuk Mahkemesinde 18.3.2004 tarihinde açılan dava ile ortaya konulduğu ve bu tarih itibariyle tren kazası sonucunda uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin yargısal sürecin başladığı dikkate alındığında, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde öngörülen bir yıllık süre içinde dava açıldığının kabulü gerekmektedir.
İdare Mahkemesince, yukarıda yapılan değerlendirme doğrultusunda davanın süresinde açılmış olduğu hususu gözetilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine 20.9.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.