Danıştay Kararı 10. Daire 2008/7202 E. 2009/44 K. – T.

10. Daire         2008/7202 E.  ,  2009/44 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2008/7202
Karar No: 2009/44

Temyiz Eden (Davalı) : İstanbul Defterdarlığı Milli Emlak Dairesi Başkanlığı İSTANBUL
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava, … ili, … ilçesi, … Köyü, … mevkiinde bulunan, Hazineye ait … pafta, … parsel sayılı taşınmazın, 16.3.2004-31.12.2004 döneminde işgal edildiğinden bahisle 15.293,06 TL ecrimisil istenilmesine ilişkin 26.3.2007 tarih ve … sayılı ecrimisil ihbarnamesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Olayda, uyuşmazlık konusu yerin, … Kadastro Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında da belirtildiği üzere, 1930 tarihli Anlaşma sonucunda mübadil Rumlardan Devlete intikal eden taşınmazlardan olduğu ve anılan Anlaşma uyarınca, mübadil Rumların Türkiye’de bıraktıkları taşınmazların mülkiyetinin Hazineye ait olduğu tartışmasız olup; Hazineye ait taşınmazın fuzulen işgal edildiğinin tespit edilmesi üzerine ecrimisil istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüyle, idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Davacıdan ecrimisil istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesince verilen ve dava konusu işlemin iptaline ilişkin bulunan kararı, davalı idare temyiz etmekte ve bozulmasına karar verilmesini istemektedir.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … Köyü’nün tamamının, Yunanistan Devleti ile yapılan 1930 tarihli Anlaşma ve bu Anlaşmanın onaylanmasına ilişkin 1725 sayılı Yasa uyarınca Devlete intikal eden yerlerden olduğu, uyuşmazlık konusu parselin kadastro çalışmaları sonucunda Hazine adına tespit edildiği, Kadastro Mahkemesi kararı üzerine tapuda Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu taşınmaz 1930 tarihli Anlaşma sonucunda mübadil Rumlardan Devlete intikal eden taşınmazlardan olup, bu taşınmazın mülkiyetinin Hazineye ait olduğu tartışmasız bulunduğundan, fuzulen işgal edilmesi nedeniyle, 2886 sayılı Yasanın 75.maddesi uyarınca ecrimisil istenilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmazın işgal edilmesi nedeniyle istenilebilecek ecrimisil miktarının saptanmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabul edilerek mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek, işin esasına geçilip, gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul ili, … ilçesi, … Köyü, … mevkiinde bulunan, Hazineye ait … pafta, … parsel sayılı taşınmazın, 16.3.2004-31.12.2004 döneminde işgal edildiğinden bahisle 15.293,06 TL ecrimisil istenilmesine ilişkin 26.3.2007 tarih ve … sayılı ecrimisil ihbarnamesinin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; mülkiyet hanesi boş olan taşınmazın, 13.2.2006 tarihinde Hazine adına tescil edilmesi karşısında, tescil tarihi öncesine ilişkin 16.3.2004-31.12.2004 dönemi için ecrimisil istenilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75. maddesinin 1. fıkrasında; Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden ecrimisil isteneceği; son fıkrasında da, işgal edilen taşınmaz malın, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edileceği hükme bağlanmış; ayrıca, Devlete ait veya Devletin hüküm ve tasarrufundaki taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahalelerin süre şartı aranmaksızın önlenmesi, tasarrufa ilişkin güvenliği ve kamu düzenini sağlamayı amaçlayan 3091 sayılı Yasa kapsamına alınmış, aynı mütecaviz tarafından ikinci defa veya onun yararına başkaları tarafından yapılacak tecavüz veya müdahalelere altı aydan iki yıla kadar hapis cezası getirilmiştir.

Aynı Yasanın 74. maddesine dayanılarak Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde; Ecrimisil: Bir malın, sahibinin rızası dışında ve onun bu malı kullanmamakla bir zarara uğrayıp uğramayacağı söz konusu edilmeksizin bu maldan işgal, tasarruf veya her ne şekilde olursa olsun yararlanılması sebebiyle şagil tarafından ödenen veya idarece talep edilen tazminat; Fuzuli Şagil ise, kusuru aranmaksızın kendisine ait olmayan ve sahibinin de rızası veya muvafakatı bulunmayan bir malın zilyetliğini eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu maldan tasarrufta bulunan kimseler olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 78. maddesinde; Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz malların milli emlak servislerince bir program dahilinde fiili durumları mahallinde tesbit edilerek, tesbitten önceki sürelere ait işgal ve tasarruf sebebi ile ecrimisil tespit, takip ve tahsilatı yapılacağı, sonraki sürelere ait fuzuli işgal ve tasarrufun devamına meydan verilmeden denetim ve idare altına alınacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … Köyü’nün tamamının, Yunanistan Devleti ile yapılan 1930 tarihli Anlaşma ve bu Anlaşmanın onaylanmasına ilişkin 1725 sayılı Yasa uyarınca Devlete intikal eden yerlerden olduğu, uyuşmazlık konusu … Köyü … sayılı parselin, Kadastro çalışmaları sonucunda Hazine adına tespit edildiği, söz konusu tespite … Köyü tüzel kişiliği tarafından itiraz edildiği, sonrasında 26.2.1979 tarihinde Kadastro Mahkemesinde Hazine aleyhine dava açıldığı, … Kadastro Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 1413 sayılı parselin Hazine adına tespit gibi tesciline karar verildiği, bu karar üzerine 13.2.2006 tarihinde tapuda Hazine adına kaydedildiği, davacı tarafından fabrika binası ve bahçe olarak kullanılmak suretiyle fuzulen işgal edildiğinin tespiti üzerine 16.3.2004-31.12.2004 dönemi için 15.293,06 TL ecrimisil istenilmesine ilişkin işleme karşı bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı idare tarafından, uyuşmazlık konusu yerin, Yunanistan Devleti ile yapılan 1930 tarihli Anlaşma ve bu Anlaşmanın onaylanmasına ilişkin 1725 sayılı Yasa uyarınca Devlete intikal eden yerlerden olduğu iddia edildiğinden ve Kadastro Mahkemesince de, davalı idarenin iddiası ve Kadastro tespitinde Hazine adına yapılan tespit dikkate alınarak uyuşmazlık konusu 1413 sayılı parselin Hazine adına tespit gibi tesciline karar verildiğinden, Yunanistan Devleti ile yapılan 1930 tarihli Anlaşma’nın yorumlanması gerekmektedir.
Anayasa’nın 90. maddesinde; “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
10.6.1930 tarihinde Ankara’da imzalanan “Mübadelei Ahali Hakkında Lozan Muahedenamesiyle Atina İtilafnamesinin Tatbikatından Mütevellit Mesailin Halli İçin Yunanistanla İmza Edilen Mukavelename” 17.6.1930 tarih ve 1725 sayılı Yasayla onaylanıp, 1.7.1930 tarih ve 1534 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu Anlaşmanın 2. maddesinde; mübadil Rumların Türkiye’de bıraktıkları menkul ve gayrimenkul malların tam mülkiyetinin Türk Hükümetine geçeceği kurala bağlanmıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Hazine adına tespit” başlıklı 18. maddesinde; “Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur. Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; mübadil Rumların Türkiye’de bıraktıkları taşınmazların mülkiyeti Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne geçmiş olup, kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmazların, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülkiyeti de kazanılamayacağından, fuzulen işgali halinde ecrimisil istenilebileceği açıktır.
İdare Mahkemesince, uyuşmazlık konusu taşınmazın 13.2.2006 tarihinde Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle, tescil tarihi öncesine ilişkin ecrimisil istenilemeyeceği belirtilmiş ise de; … Kadastro Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında da belirtildiği üzere, uyuşmazlık konusu yerin, 1930 tarihli Anlaşma sonucunda mübadil Rumlardan Devlete intikal eden taşınmazlardan olduğu ve anılan Anlaşma uyarınca, mübadil Rumların Türkiye’de bıraktıkları taşınmazların mülkiyetinin Hazineye ait olduğu tartışmasız olup; Hazineye ait taşınmazın fuzulen işgal edildiğinin tespit edilmesi üzerine ecrimisil istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemektedir.
Öte yandan, ecrimisilin; işgal nedeniyle alınan bir tazminat olduğu, ecrimisil tutarının hesaplanmasında; taşınmazın, mevkii, kullanım şekli, elde edilen gelir, altyapı, ulaşım kolaylığı gibi tüm faktörlerin etkili olduğu dikkate alındığında, İdare Mahkemesince, uyuşmazlığa konu alan için yukarıda belirtilen nitelikleri taşıyan, her bir kullanım biçimine emsal oluşturabilecek taşınmazın kira bedeli dikkate alınarak yapılacak inceleme sonucu düzenlenecek rapor esas alınmak suretiyle bir karar verileceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dava dosyasının yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 21.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.