Danıştay Kararı 10. Daire 2008/4117 E. 2010/247 K. 29.01.2010 T.

10. Daire         2008/4117 E.  ,  2010/247 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2008/4117
Karar No: 2010/247

Temyiz Eden (Davalı) : Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası – ANKARA
Vekili : …
Diğer Davalılar : 1- Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı 2- Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı – ANKARA
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Taraflarca savunma verilmemiştir
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesince, davacının tazminat istemi hakkında, gümrük çıkış beyannamesinin tescil tarihindeki kur üzerinden hesaplanarak, 8.8.1995 tarihinde ödenmesi nedeniyle geç ödemeden kaynaklanan zararın yasal faiziyle birlikte tahakkuk ettirilmek suretiyle kabul edilerek tazminine karar verildiği, idarenin başkaca bir zararın tazminiyle sorumlu tutulmasına hukuki olanak bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve hukuka uygun bulunan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca duruşma istemi uygun görülmeyerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirketin, 3.9.1987 tarih ve … sayılı Gümrük Çıkış Beyannamesi ile Güney Afrika Cumhuriyeti’ne ihraç edilen … isimli balıkçı gemisi ile ilgili olarak ihraç bedeli üzerinden tahakkuk ettirilen vergi iadesinin ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla hukuka aykırı bulunarak iptal edildiği ileri sürülerek, vergi iadesinin geç ödenmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 8.588,78 TL’nin yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, mevzuatta, vergi iadesi matrahını teşkil eden dövizlerin Türk Lirası’na çevrilmesinde, ihraç edilen malın gümrük çıkış beyannamesinin tescili tarihindeki TC Merkez Bankası döviz alım kurunun esas alınacağı hükümlerinin yer aldığı, yargı kararı dikkate alınmak suretiyle ihracatta vergi iadesinin gümrük çıkış beyannamesinin tescil tarihindeki kur üzerinden hesaplanarak ödenmesi işleminde mevzuata aykırılık bulunmadığı, davacının tazminat istemine yönelik olarak, davacıya yapılan ödemede, gümrük çıkış beyannamesinin tescil tarihi olan 3.9.1987 tarihindeki kur üzerinden hesaplanarak 8.8.1995 tarihinde ödenmesi nedeniyle geç ödemeden kaynaklanan zarara faiz tahakkuk ettirilmek suretiyle tazmin edilmesi gerektiğinin kuşkusuz bulunduğu; mahkemelerince tayin edilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, 3.9.1987 tarihinde ödenmesi gereken 185.000 Amerikan Dolarının 8.8.1995 tarihinde geç ödenmesi nedeniyle 3095 sayılı Yasa uyarınca hesaplanan ve davacının zararını oluşturan 421,24 TL’nin dava açma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazminine, fazlaya ilişkin istem yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı idarelerden TC Merkez Bankası, gümrük çıkış beyannamesinin tescil tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasının mevzuat gereği olduğu, Tebliğin 6. maddesinde ihracatçının vergi iadesinden yararlanması için 5 yıllık süre öngörüldüğü, ancak ödeme için bir süre öngörülmediği, bu itibarla ödemede belli bir süre geçmesinin doğal olduğu; davacı ise, ödemenin yapıldığı tarihteki kur üzerinden ödeme yapılması gerektiği, kur farkından kaynaklanan zararın oluştuğu ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.
Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından 3.9.1987 tarih ve … sayılı Gümrük Çıkış Beyannamesi ile Güney Afrika Cumhuriyeti’ne ihraç edilen gemi ile ilgili olarak ihraç bedeli üzerinden tahakkuk ettirilen vergi iadesinin ödenmemesine ilişkin işlemin, … İdare Mahkemesi’nde açılan davada, Mahkeme’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edildiği, sözü edilen kararın temyiz isteminin süre yönünden reddi üzerine davalı idare tarafından 8.8.1995 tarihinde, 1987 yılı ABD Doları döviz kuru baz alınarak 185.000. ABD Doları’na karşılık olarak 106,00 TL’nin davacıya ödendiği, davacının, belirtilen miktardaki ödeme ile kur farkı ve paranın alım değerindeki düşme nedeniyle zarara uğradığından bahisle, ödeme yapıldığı 1995 yılı kuru baz alınarak 185.000. ABD Doları’na karşılık olarak 8.588,00 TL. maddi zararının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi kararında da ifade edildiği üzere, ihracatta vergi iadelerinin gümrük çıkış beyannamelerinin tescil edildiği tarihteki kur üzerinden ödenmesi mevzuat gereğidir. Ancak bu ödemenin Danıştay içtihatlarıyla dava açma süresine paralel olarak kabul edilen makul süre içinde yapılması zorunlu olup, makul süre içinde ödemenin yapılmaması hizmet kusuru oluşturur. Geç ödeme yaparak hizmet kusuru işleyen idarenin, gecikme nedeniyle uğranılan zararı tazmini gerekir.
İdarenin geç ödemesi nedeniyle oluşan maddi zarar ise, malvarlığında meydana gelen azalma veya çoğalma olanağından yoksunluk olarak tanımlanmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacıya yaptığı ihracat nedeniyle ihracatın yapıldığı 1987 yılında ABD Doları karşılığı ödenmesi gereken tutar, idarece, hizmet kusurlu işletilmek suretiyle 1995 yılında, ödenmiş olup, bu durum ise davacının zarara uğramasına sebep olduğundan, davacıya gümrük çıkış beyannamesinin tescil edildiği 3.9.1987 tarihinden itibaren makul süre olan altmış gün içinde ödenmesi gereken ABD Doları karşılığı Türk Lirasının, 1995 yılındaki ABD Doları karşılığında kur farkı nedeniyle kaybettiği değerin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerekmektedir. Davacı şirketin uğradığı zararın bilirkişi incelemesi yaptırılıp, yukarıda tanımlanan biçimde hesaplanarak ödenmesine hükmedilmelidir.
Ancak, bakılan uyuşmazlıkta … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı, ana para alacağına ilişkin davanın reddi, davanın faize ilişkin kısmının kabulü ile gümrük çıkış beyannamesi tescil tarihi ile ödemenin yapıldığı 8.8.1995 tarihleri arasındaki dönemi için yasal faiz tahakkuk ettirilmesi yolunda verdiği kararın davanın faize ilişkin kısmı Dairemizin 16.3.2004 tarih ve E:2002/31, K:2004/2507 sayılı kararıyla onandığından, mahkemece yeniden hesaplama yapılırken mükerrer ödemeye mahal vermeyecek şekilde bu durumun dikkate alınacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca, temyiz istemlerinin kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dava dosyasının yeniden bir karar verilmek üzere … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine 29.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.