Danıştay Kararı 10. Daire 2008/3647 E. 2011/1066 K. 23.03.2011 T.

10. Daire         2008/3647 E.  ,  2011/1066 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2008/3647
Karar No: 2011/1066

Temyiz Eden(Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince davanın süre yönünden reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava; çiftçilik yapan davacının, 1998 yılı kütlü pamuk destekleme priminden yararlandırılmaması yolundaki karar nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararın faiziyle birlikte tazmini istemli başvurusunun reddine ilişkin 9.5.2006 tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü 7.667 TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; kütlü pamuk destekleme başvurusu sırasında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğundan bahisle, hakkında açılan kamu davası sonucunda davacının beraatine karar verildiği; 4.12.2003 tarihinde kesinleşen karar üzerine, 2577 sayılı Yasanın 7. ve 10. maddeleri uyarınca 60 gün içinde davalı idareye başvurulması ya da doğrudan dava açılması gerekirken, bu süre geçtikten çok sonra 29.7.2005 tarihinde idareye yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel yasalarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde altmış gün olduğu; 10. maddesinde, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde dava açabilecekleri kurala bağlanmıştır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 34. maddesinin 3. fıkrasında, ilgili olduğu malî yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde alacaklıları tarafından geçerli bir mazerete dayanmaksızın, yazılı talep edilmediğinden veya belgeleri verilmediğinden dolayı ödenemeyen borçların zamanaşımına uğrayarak kamu idareleri lehine düşeceği öngörülmüştür. Aynı kural, anılan Yasanın yürürlükten kaldırdığı 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu’nun 93. maddesinde de yer almış olup; söz konusu düzenleme yeni yasa döneminde de korunmuştur.
Buna göre, kamu idarelerinden alacaklı olanların, söz konusu alacaklarının ödenmesini, alacağın ait olduğu malî yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde, 2577 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca başvurarak isteyebilecekleri; söz konusu süre içinde ilgili idarelerden talep etmedikleri alacaklarının ise zamanaşımına uğrayacağı hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … Köyü’nde çiftçilik yapan davacının, 1998 yılı kütlü pamuk destekleme priminden yararlandırılması istemli başvurusunun, 20.1.2000 olur tarihli işlemle, gerçeğe aykırı beyanda bulunduğundan bahisle reddedilerek, hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu; dolandırıcılık suçu işlediğinden bahisle hakkında açılan kamu davası sonucunda davacının beraatine karar verildiği; anılan kararın 13.9.2004 tarihinde kesinleşmesi üzerine davacının, 29.7.2005 tarihinde davalı idareye başvurarak, 1998 yılı kütlü pamuk destekleme priminden yaralandırılmaması yolundaki karar nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararın faiziyle birlikte tazminini istediği, başvurusunun 9.5.2006 tarih ve 683 sayılı işlemle reddi üzerine de, 6.7.2006 tarihinde bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının beraati yolunda verilen karar ile yeni bir hukuki durum doğmuş olup; davacı tarafından bu karara bağlı olarak doğduğu ileri sürülen alacağın ödenmesi için, bu kararın kesinleşmesinden itibaren yukarıda metnine yer verilen 5018 sayılı Yasanın 34. maddesi uyarınca 5 yıl içinde başvurulması mümkündür.
Aktarılan hukuki durum çerçevesinde, davacının, beraat kararının kesinleştiği 13.9.2004 tarihinden itibaren 5 yıl içinde, 29.7.2005 tarihinde idareye yaptığı başvurunun reddi üzerine 6.7.2006 tarihinde açtığı davada süre aşımı bulunmadığından; Mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca davacının temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dava dosyasının yeniden bir karar verilmek üzere anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 23.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.