Danıştay Kararı 10. Daire 2008/3145 E. 2012/768 K. 08.03.2012 T.

10. Daire         2008/3145 E.  ,  2012/768 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2008/3145
Karar No: 2012/768

Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı
Davacı : …
Vekili : …
Davalı : İstanbul İl Özel İdaresi – İSTANBUL
(Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü)
İstemin Özeti : Davacı şirket tarafından kasko sigortası yapılmış olan aracın, E-5 Karayolu, Büyükçekmece İlçesi, Güzelce Köyü alt geçidinden, Güzelce Köyü istikametine doğru seyir halinde iken meydana gelen trafik kazası sonucunda araçta oluşan hasar bedelini sigortalısına ödeyen davacı şirketçe, yolda işaretleme eksikliğinin olmasından dolayı meydana gelen kazada, davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek 3.284,94 TL maddi zararın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi Hakimliğince davanın reddi yolunda verilen ve kanun yolları tüketilmek suretiyle kesinleşen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, davacının başvurusu üzerine Danıştay Başsavcılığı tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi :…
Düşüncesi :2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin (1-c) işaretli bendinde davanın yanlış hasım gösterilerek açılması halinde dava dilekçesinin mahkemece tespit edilecek gerçek hasma tebliğine karar verileceğinin kurala bağlandığı, bu kuralın, 2577 sayılı Kanunda sayılan idari dava türlerinin tümü bakımından geçerli olduğu, bu nedenle tam yargı davalarında hasım düzeltilerek dava dilekçesinin mahkemece tespit edilecek gerçek hasma tebliğ edilmesinin önünde yasal bir engel bulunmamaktadır.
İdare Mahkemesi Hakimliğince, yapılan araştırmada uyuşmazlık konusu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği yolun bakım ve onarımına ilişkin sorumluluğun Büyükçekmece İlçe Belediyesine ait olduğu tespit edildiğinden, dilekçenin Belediyeye tevdii yoluna gidilmeksizin, Belediye davalı konumuna alınarak dosyanın tekemmül ettirilmesi ve Belediyenin kazanın meydana gelmesinde hizmet kusurunun bulunup bulunmadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, tam yargı davasında hasım değişikliği yapılmasına olanak bulunmadığı, bu nedenle yoldan sorumlu olan Belediyenin davalı konumuna alınmasına hukuki olanak bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi yolunda verilen kararın, kanun yararına bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, … İdare Mahkemesi Hakimliğinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, Danıştay Başsavcılığı’nca temyizen kanun yararına bozulması istemi incelenerek gereği görüşüldü:

Dava, davacı şirket tarafından kasko sigortası yapılmış olan aracın, E-5 Karayolu, Büyükçekmece İlçesi, Güzelce Köyü alt geçidinden, Güzelce Köyü istikametine doğru seyir halinde iken meydana gelen trafik kazası sonucunda araçta oluşan hasar bedelini sigortalısına ödeyen davacı şirketçe, yolda işaretleme eksikliğinin olmasından dolayı meydana gelen kazada, davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek 3.284,94 TL maddi zararın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi Hakimliğince; dosyadaki bilgi ve belgeler ile ara kararına verilen cevabın incelenmesinden, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği yolun bakım ve onarımına ilişkin sorumluluğun Büyükçekmece İlçe Belediyesine ait olduğunun anlaşıldığı, bu duruma göre davalı idarenin olayda bir sorumluluğunun bulunmadığı, tam yargı davalarında mahkemece, husumetin yöneltildiği idareden başka bir idarenin davalı konumuna alınmasına hukuki olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından; mahkeme kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-c maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek, kanun yararına bozulması isteğiyle Danıştay Başkanlığı’na başvurulmuştur.
Danıştay Başsavcılığı tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; davanın yanlış hasım gösterilerek açılması halinde, dava dilekçesinin mahkemece tespit edilecek gerçek hasma tebliğine karar verileceğinin kurala bağlandığı; bu kuralın, 2577 sayılı Kanunda sayılan idari dava türlerinin tümü bakımından geçerli olduğu, bu nedenle tam yargı davalarında hasım düzeltilerek dava dilekçesinin mahkemece tespit edilecek gerçek hasma tebliğ edilmesinin önünde yasal bir engel bulunmadığı düşüncesiyle davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararı kanun yararına temyiz edilmiştir.
2577 sayılı Yasanın 2. maddesinde, idari dava türleri; iptal, tam yargı ve kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmış; 14. maddesinde, dava dilekçelerinin ilk inceleme sırasında “idari merci tecavüzü” ve “husumet” yönlerinden de inceleneceği ve bu hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; 15. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde ise, davanın yanlış hasım gösterilerek açılması halinde dava dilekçesinin mahkemece tespit edilecek gerçek hasma tebliğine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Aktarılan Yasa kurallarının, 2577 sayılı Yasada öngörülen idari dava türlerinin tümü bakımından geçerli olduğu, başka bir anlatımla sadece iptal davalarında uygulanacak usul kuralları olmadığı gözetildiğinde, tam yargı davalarında da hasım düzeltilerek dava dilekçesinin mahkemece tespit edilecek gerçek hasma tebliğ edilmesine engel yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Ayrıca, tam yargı davasında, yargı yerince davalı konumuna alınan idareye başvuru şartının aranmayacağı da tabiidir. Zira, dava açmadan önce ilgili idareye başvuran ve konunun bir başka idareyle ilgili olduğu kendisine bildirilmeyen davacı, tam yargı davası açma şartını yerine getirmiş olup; yargı yerince davalı konumuna alınan idareye de başvuru şartının aranması, idari yargılama usulüne özgü hasım düzelterek, idari davanın bir an önce sonuçlandırılması kuralıyla bağdaşmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket tarafından kasko sigortası yapılmış olan aracın, E-5 Karayolu, Büyükçekmece İlçesi, Güzelce Köyü alt geçidinden, Güzelce Köyü istikametine doğru seyir halinde iken meydana gelen trafik kazası sonucunda araçta oluşan hasar bedelini sigortalısına ödeyen davacı şirketçe, yolda işaretleme eksikliğinin olmasından dolayı meydana gelen kazada, davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek 3.284,94 TL maddi zararın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü karşı açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi Hakimliğince; yapılan araştırmada uyuşmazlık konusu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği yolun bakım ve onarımına ilişkin sorumluluğun Büyükçekmece İlçe Belediyesine ait olduğunun anlaşıldığı, bu duruma göre davalı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün olayda bir sorumluluğunun bulunmadığı, tam yargı davalarında mahkemece husumetin yöneltildiği idarenin değiştirilerek belirlenecek gerçek hasmın davalı konumuna alınmasına hukuki olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı yapılan itiraz ve kararın düzeltilmesi başvurularının, … Bölge İdare Mahkemesince reddedildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi Hakimliğince, yapılan araştırmada uyuşmazlık konusu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği yolun bakım ve onarımına ilişkin sorumluluğun Büyükçekmece İlçe Belediyesine ait olduğu tespit edildiğinden, adı geçen Belediye davalı konumuna alınarak dava dilekçesinin merciine tevdiine kararı verilmeksizin, dosyanın Belediye husumetiyle tekemmül ettirilmesi ve Belediyenin kazanın meydana gelmesinde hizmet kusurunun bulunup bulunmadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddi yolunda verilen kararın, kanun yararına bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi Hakimliğinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına, kararın birer örneğinin davacıya, İstanbul İl Özel İdaresi Müdürlüğü ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasına, 8.3.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.