Danıştay Kararı 10. Daire 2007/985 E. 2007/3950 K. 10.07.2007 T.

10. Daire         2007/985 E.  ,  2007/3950 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2007/985
Karar No: 2007/3950

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Sağlık Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava, … İli, … İlçesinde bulunan … pafta, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın özel hastane olarak kullanılması amacıyla taşınmazın maliki olan … Eğitim, Öğretim ve Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ne hastane ön izin belgesi verilmesine ilişkin 12.11.2004 tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı Yasa’nın 2/1-(a) maddesi uyarınca, davanın niteliği ve davacı tarafından ileri sürülen hususlar dikkate alındığında, davacının uyuşmazlık konusu hastane ön izin belgesi verilmesine ilişkin işlemin iptalini isteme konusunda dava açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna varıldığından, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Anayasanın 2.maddesi ve 2577 sayılı Yasanın 2(a) maddesi ile Danıştayın, çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin geniş yorumlanması gerektiği yönündeki içtihatları, davanın niteliği ve ileri sürülen hususlar, davacı Dernek tarafından, taşınmazla ilgili olarak imar planı değişikliklerine ve yapı ruhsatı verilmesi işlemine karşı daha önce açılmış davalar dikkate alındığında, davacı … Derneğinin, uyuşmazlık konusu taşınmaza hastane ön izin belgesi verilmesine ilişkin işlemin iptalini isteme konusunda dava açma ehliyetinin bulunduğu açıktır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, temyiz dilekçesinin tekemmül ettiği görülmekle, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında herhangi bir karar verilmeksizin, gereği görüşüldü:
Dava, … İli, … İlçesinde bulunan … pafta, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın özel hastane olarak kullanılması amacıyla taşınmazın maliki olan … Eğitim, Öğretim ve Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ne hastane ön izin belgesi verilmesine ilişkin 12.11.2004 tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, işletme ruhsatları veya ruhsat öncesinde belirli koşulların varlığı halinde verilen ön izin belgeleri, şahsa yönelik işlemler olup, imar planları gibi toplumu doğrudan ilgilendiren işlemler olmadığından, bu işlemlerle doğrudan ilgisi bulunmayan ve söz konusu ön izin belgesi veya işletme ruhsatları nedeniyle güncel ve meşru bir menfaatinin olumsuz bir şekilde etkilendiğini ispatlayamayan sivil toplum örgütlerinin, bu sıfatları nedeniyle şahsa yönelik işlem halini almış olan işletme ruhsatlarına ve bu ruhsat öncesinde verilen ön izin belgelerine karşı dava açma ehliyetleri bulunmadığı, dava konusu ön izin belgesi verilmesine ilişkin işlemin de, sadece bu belgenin verildiği tüzelkişiliği ilgilendiren birel nitelikli subjektif işlem niteliğinde olması nedeniyle, bu işleme karşı bir sivil toplum örgütü olan davacı derneğin dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
T.C. Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Hukuk devletinde, idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
İdarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetim yoluyla sağlanmasının en etkin araçlarından biri iptal davaları olduğundan, iptal davalarında “menfaat ihlali” olarak tanımlanan subjektif ehliyet koşulunun kişiye bağlı subjektif hak ihlallerinin giderilmesinin yanı sıra idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi kapsamında da belirlenmesi gerekmektedir. Davacı ile iptali istenilen idari işlem arasında kurulabilecek bir ilişki veya ilgi, menfaat ihlali koşulunun varlığı için yeterlidir. Bu itibarla yargısal kararlarda menfaat ihlali koşulu, davacının idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisinin kurulması gerektiği şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca, bir menfaatin, kişisel menfaat sayılabilmesi, iptali istenilen işlemin doğrudan doğruya davacı hakkında alınmasını gerektirmemektedir. Çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin bu durum göz önünde bulundurularak, geniş yorumlanmak suretiyle saptanacağı, Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, … İli, … İlçesinde bulunan … pafta, … parsel sayılı taşınmazın, 18.4.1978 tarihli 1/5.000 ölçekli nazım imar planında ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planında turistik tesis ve rekreasyon alanında kaldığı, 15.1.1999 tarihinde, 1/1.000 ölçekli uygulama imar planında değişiklik yapılarak taşınmazın, sağlık tesis alanı olarak ayrıldığı ve … Eğitim, Öğretim ve Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ne taşınmazda özel hastane yapımı amacıyla 1.7.1999 tarih ve 3-4 sayılı yapı ruhsatı verildiği; davacı Dernek tarafından, imar planı değişikliğine ve yapı ruhsatına karşı … İdare Mahkemesi’nde … ve … esas numaralarına kayden davalar açıldığı, bu arada İstanbul 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 11.11.1999 tarih ve 5385 sayılı kararı ile, uyuşmazlık konusu taşınmazın da içinde bulunduğu bölgenin, üçüncü derece doğal sit alanı olarak tescil edildiği, Koruma Kurulu’nun bu kararı üzerine davacı derneğin açmış olduğu davalarda Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği; ayrıca Maltepe Belediye Başkanlığınca, Koruma Kurulu kararına karşı açılan davada … İdare Mahkemesi’nce, … tarih ve E:… sayılı kararla, Maltepe Belediyesi sınırları içindeki taşınmazların ikinci ve üçüncü derece sit alanı olarak tescil edilmesi yönünden Koruma Kurulu kararının iptal edildiği, bu kararın Danıştay 6. Dairesi’nin 29.5.2003 tarih ve E:2002/1652, K:2003/3386 sayılı kararıyla bozulduğu, Koruma Kurulu’nun 11.11.1999 tarihli kararı üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca, 21.1.2003 tarihinde 1/5.000 ölçekli Kartal-Maltepe Dragos Tepesi ve Yakın Çevresini Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı yapıldığı, bu planda uyuşmazlık konusu taşınmazın özel sağlık tesisi alanı olarak ayrıldığı, davacı Dernek tarafından, dava konusu taşınmazın nazım imar planında özel sağlık tesisi alanı olarak ayrılmasına karşı … İdare Mahkemesinin … esas numarasına kayden dava açıldığı, ayrıca imar planının tümüne karşı … İdare Mahkemesinde açılan davada bu Mahkeme tarafından, … tarih ve E:… sayılı kararla, nazım imar planının tümünün iptal edildiği, bu arada taşınmazın maliki olan … Eğitim, Öğretim ve Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ne, taşınmazda yapılan binanın özel hastane olarak kullanılabilmesi için, ilgili idarelerin görüşleri alınarak, dava konusu 12.11.2004 tarih ve … sayılı özel hastane ön izin belgesi verildiği, daha sonra da 2.1.2006 tarih ve … sayılı işlemle özel hastane ruhsatı verildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yukarıda yer alan yasal düzenlemeler, davanın niteliği ve davacı tarafından ileri sürülen hususlar ve uyuşmazlık konusu taşınmazla ilgili olarak, imar planı değişikliklerine ve yapı ruhsatı verilmesi işlemine karşı daha önce açılmış olan davalar dikkate alındığında, davacının uyuşmazlık konusu hastane ön izin belgesi verilmesine ilişkin işlemin iptalini isteme konusunda dava açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna varıldığından, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dava dosyasının yeniden karar verilmek üzere adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında herhangi bir karar verilmediğinden, … YTL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, 10.7.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.