Danıştay Kararı 10. Daire 2007/7903 E. 2010/8150 K. 19.10.2010 T.

10. Daire         2007/7903 E.  ,  2010/8150 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2007/7903
Karar No: 2010/8150

Temyiz Eden (Davalı) : Yüreğir Vergi Dairesi Müdürlüğü/ADANA
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Kanuni temsilcisi olduğu … Ltd.Şti’nin vergi borcu nedeniyle davacı hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına ilişkin Yüreğir Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 12.7.2006 tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesince; 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 22. maddesinde; yurt dışına çıkmaları; mahkemelerce yasaklananlara, memleketten ayrılmalarında genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğu İçişleri Bakanlığınca tespit edilenlere, vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere pasaport veya seyahat vesikası verilmeyeceği, ancak yabancı memleketlere gitmeleri mahkemelerce yasaklananlar dışında kalanlara, zaruri hallerde İçişleri Bakanının teklifi ve Başbakanın onayı ile pasaport veya pasaport yerine geçen seyahat vesikası verilebileceği hükmüne yer verildiği, dosyanın incelenmesinden; davacının, Türk vatandaşı iken Bakanlar Kurulu’nun izniyle 16.8.1995 tarihinde Türk vatandaşlığından çıktığı ve 2001 tarihinde ABD vatandaşlığına geçtiği, davalı Vergi Dairesi Müdürlüğünde kayıtlı bulunan … Ltd.Şti’ne 25.10.1999 tarihinde şirket müdürü olarak atandığı ve bu durumun 8.11.1999 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, anılan şirketin 1998-1999-2000 ve sonrası dönem vergi borcunun bulunduğu, söz konusu vergi borçlarının kesinleştiği ve şirketten tahsil imkanı bulunmaması nedeniyle davacı hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulması üzerine bakılan davanın açıldığı; Pasaport Kanunu’nun ilgili maddesinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına uygulanabilecek bir hüküm olduğu; davacının, kanuni temsilcisi bulunduğu şirketin ödenmeyen vergi borçlarından kaynaklanan sorumluluğunun gereklerini yerine getirmesi için, vatandaşı bulunduğu anılan ülke ile Türkiye Cumhuriyeti arasında vergilendirme ve mali konularla ilgili anlaşmalar çerçevesinde takibi gerektiğinden, davacı adına uygulanan yurt dışına çıkış yasağında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz iateminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Davacının vergi borcu bulunduğundan bahisle yurtdışı çıkış yasağına ilişkin olarak tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada, idare mahkemesince, davanın reddi yolunda verilen kararın, davacı tarafından temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
08.12.2007 günlü, 26724 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 18.10.2007 günlü, E:2007/4,K:2007/81 sayılı kararıyla; 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 3463 sayılı Yasanın 3.üncü maddesi ile değişik 22.maddesinin birinci fıkrasının”….vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere….” ibaresinin iptaline karar verilmiş, iptal edilen ibarenin doğuracağı hukuksal boşluğun kamu yararını ihlal edici nitelikte görülmesi nedeniyle iptal hükmünün, kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülmüştür.
Dava konusu işlemin dayanağını teşkil eden yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararıyla iptal edilmiş olması ve anılan kararla verilen altı aylık yürürlük süresinin dolması nedeniyle idare mahkemesince,belirtilen iptal kararı ve bu kararın gerekçeleri gözönünde bulundurularak uyuşmazlıkla ilgili yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir..
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabul edilerek idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, 19.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.