Danıştay Kararı 10. Daire 2007/4932 E. 2010/5301 K. 11.06.2010 T.

10. Daire         2007/4932 E.  ,  2010/5301 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2007/4932
Karar No: 2010/5301

Temyiz Eden (Davacılar) : …
Vekili : …
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı): Sağlık Bakanlığı / ANKARA
Temyiz Eden(Davalı Yanında Müdahale İsteminde Bulunan): …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının esas yönünden, … tarafından ise davalı idare yanında müdahale istemi kabul edilerek usul yönünden bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Taraflarca savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi: Dava, davacılardan …’in, … Hastanesinde 21.9.2000 tarihinde yapılan ameliyatta tedavisi sırasında sağ yerine sol kolunun ameliyat edilmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 50.000,00 TL manevi tazminatın ve 120.000,00 TL yasal faizin ödenmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı idare yanında müdahil tarafından, anılan kararın usul yönünden temyizi istenildiğinden, öncelikle bu istemin yerinde olup olmadığının karara bağlanması gerekmektedir.
Görülmekte olan davanın, yanında katılmak istediği tarafın aleyhine sonuçlanması durumunda, yanında katılmak istediği tarafın kendisine rücû etmesi veya hukuki durumunu etkileyen bir tasarrufta bulunabilecek olması halinde, üçüncü kişinin hakkı veya borcundaki etkilenmeden söz edilebilir. Davaya müdahale yoluyla, hakkı veya borcu davanın sonucuna bağlı olan üçüncü kişinin, yanında katıldığı tarafla birlikte yargılamaya katkı sağlaması bu nedene dayanmaktadır.
Olayda; davalı idare yanında müdahale isteminde bulunan …’ın, davacılardan …’in, … Hastanesinde 21.9.2000 tarihinde yapılan ameliyatta tedavisi sırasında sağ yerine sol kolunu ameliyat eden doktor olması ve bu davanın davalı Sağlık Bakanlığı aleyhine sonuçlanması halinde, Sağlık Bakanlığı’nca doktor …’a rücu edilecek olması karşısında; davalı idare yanında müdahale isteminde bulunan …’ın müdahale istemi kabul edilip, savunması alınarak dosyanın usule uygun tekemmül ettirilmesi suretiyle davanın karara bağlanması gerekirken, davalı yanında müdahale istemi kabul edilmeksizin verilen temyize konu kararda usule uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, usule aykırı olarak verilen temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde bulunmadığından istemin reddi gerekmektedir.
Davacının tazminat miktarına karşı ileri sürdüğü temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Davacının hükme esas tazminat miktarlarına uygulanan faizin başlangıç tarihine ilişkin iddialarına gelince;
Maddi ve manevi zararın giderilmesi için takdiren hükmedilecek miktara, idareye başvuru tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca faiz yürütülmesi gerekirken, mahkemece maddi ve manevi tazminata dava tarihi itibariyle faiz uygulanmasında yasaya uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddi, davacının temyiz isteminin kısmen reddi, kısmen kabulü ile, idare mahkemesi kararının, hükmedilen maddi ve manevi tazminata uygulanan yasal faizin başlangıç tarihi yönünden bozulması gerektiğinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, davacılardan …’in, …Hastanesinde 21.9.2000 tarihinde yapılan ameliyatı sırasında sağ yerine sol kolunun ameliyat edilmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen 50.000,00 TL manevi tazminatın ve 120.000,00 TL yasal faizin ödenmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; … Asliye Ceza Mahkemesince Adli Tıp Kurumuna yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporda, …’in sağlam olan kolunun yanlışlıkla ameliyat edilmesinden dolayı ameliyatı yapan hekimin 8/8 oranında kusurlu olduğu belirtildiğinden, hizmet kusuru ilkesi uyarınca olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabın giderilmesi amacıyla 12.000 TL manevi tazminat isteminin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte kabulü, fazlaya ilişkin tazminat ve faiz isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Davacı ve davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğundan bahisle anılan idare mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımlarının esas yönünden, davalı idare yanında müdahil tarafından ise, davaya müdahale isteminin reddedilmesi nedeniyle anılan kararın usul yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

İdare Mahkemesince; …’ın, davalı idare yanında müdahale istemi, … tarih ve E:… sayılı kararla reddedilmiştir. Müdahale isteminin reddine ilişkin karar, niteliği itibariyle nihai karar olmayıp, ara kararı niteliğinde olduğundan temyiz edilememekle birlikte; söz konusu kararın nihai kararla birlikte temyiz edilmesine engel bulunmamaktadır. Dolayısıyla, davalı idare yanında müdahil tarafından, anılan kararın usul yönünden temyizi istenildiğinden, öncelikle bu istemin yerinde olup olmadığının karara bağlanması gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde; üçüncü kişilerin davaya katılması konusunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 53. maddesinde, “Hakkı veya borcu bir davanın neticesine bağlı olan üçüncü şahıs, iki taraftan birine iltihak için davaya müdahale edebilir.” 54. maddesinde, ”Müdahale talebi muhakeme bitinceye kadar dermeyan olunabilir ve davayı asliyenin cereyanı talik olunur.” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı Yasa hükmünün yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili hükmünün, idari yargılama usulüyle bağdaştığı ölçüde uygulanacağı kuşkusuzdur. Üçüncü kişinin, görülmekte olan bir davaya taraflardan biri yanında katılabilmesi; davacı ya da davalı konumunda olmamasına karşın, tarafı olmadığı bir davanın sonucundan etkilenme olasılığının varlığı halinde mümkündür. Görülmekte olan davanın, yanında katılmak istediği tarafın aleyhine sonuçlanması durumunda, yanında katılmak istediği tarafın kendisine rücû etmesi veya hukuki durumunu etkileyen bir tasarrufta bulunabilecek olması halinde, üçüncü kişinin hakkı veya borcundaki etkilenmeden söz edilebilir. Davaya müdahale yoluyla, hakkı veya borcu davanın sonucuna bağlı olan üçüncü kişinin, yanında katıldığı tarafla birlikte yargılamaya katkı sağlaması bu nedene dayanmaktadır.
Olayda; davalı idare yanında müdahale isteminde bulunan …’ın, davacılardan …’in, … Hastanesinde 21.9.2000 tarihinde yapılan ameliyatı sırasında sağ yerine sol kolunu ameliyat eden doktor olması ve bu davanın davalı Sağlık Bakanlığı aleyhine sonuçlanması halinde, Sağlık Bakanlığı’nca doktor …’a rücu edilecek olması karşısında; davalı idare yanında müdahale isteminde bulunan …’ın müdahale istemi kabul edilip, savunması alınarak dosyanın usule uygun tekemmül ettirilmesi suretiyle davanın karara bağlanması gerekirken, davalı yanında müdahale istemi kabul edilmeksizin verilen temyize konu kararda usule uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, idare mahkemesince, dosyada bulunan Adli Tıp Raporu yanında, müdahale isteminde bulunan tarafın savunmaları da değerlendirilip, olayın oluş şekli ve zararın niteliği dikkate alınarak yeniden bir karar verileceği tabiidir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesi uyarınca taraflar temyiz istemlerinin ve davalı idare yanında müdahilin temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın, yeniden bir karar verilmek üzere anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, 11.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.