Danıştay Kararı 10. Daire 2006/2946 E. 2007/5286 K. 20.11.2007 T.

10. Daire         2006/2946 E.  ,  2007/5286 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2006/2946
Karar No: 2007/5286

Temyiz Eden (Davalı) : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı – ANKARA
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özet : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Kaçakçılıkla ilgili mevzuatın amacına uygun olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, anılan kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden, kaçak eşya sıfatıyla el konulan bir araç ve bu aracın kaçak olarak yurda sokulmasına yol açan kişi hakkında kaçakçılık davası sürdüğünden suç delili niteliğinde olduğu tartışmasız olan aracın mahkemece iadesi için karar verilinceye kadar üzerindeki kayıtların silinmemesinde kaçakçılıkla ilgili mevzuatın amacına aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görülerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
Dava, davacının ithal ettiği ve adına tescilli bulunan aracın üzerinde herhangi bir kayıt varsa, bu kaydın kaldırılması istemiyle yaptığı 3.3.2004 tarihli başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlem ile Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü’nün 6.6.2003 tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; davacının ithal ettiği araçla ilgili olarak Gümrük Müsteşarlığı Gümrük Başkontrolörlüğü tarafından düzenlenen 7.4.2003 tarih ve … sayılı soruşturma raporu uyarınca aracın zaptedilmesine karar verilmiş ve tescil kaydı üzerine şerh konulmuş ise de; Mahkemenin ara kararları üzerine gönderilen bilgi ve belgelerden araç üzerine şerh konulmasını gerektirecek bir durumun varlığı tespit edilemediği gibi, davacı hakkında 1918 sayılı Yasa hükümleri uyarınca açılan davanın 4616 sayılı Yasa uyarınca “erteleme” kararı ile sonuçlandığı; davacı hakkında devam ettiği belirtilen “resmi evrakta sahtecilik” suçlamasıyla yürütülen davanın ise, araç üzerine şerh konulmasına ilişkin işleme dayanak oluşturmayacağı göz önüne alındığında, davacı tarafından araç üzerindeki şerhin kaldırılması isteğiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idarece, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Mülga 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun 21. maddesinde; “Kaçak zannı ile tutulan giriş veya çıkış kaçağı eşyanın ve bunların naklinde kullanılan araçların sahip veya taşıyıcıları, eşyanın veya aracın zaptını müteakip;
A) Giriş kaçağı eşya ile her türlü kaçak eşyanın naklinde kullanılan yabancı vasıtanın gümrük idaresince tespit edilecek gümrüklenmiş değerine,
B) Çıkış kaçağı eşya ile her türlü kaçak eşyanın naklinde kullanılan millileşmiş veya yerli nakil vasıtasının, mahallin en büyük mülki amiri veya görevlendireceği memurun başkanlığında gümrük ve hazine yetkilileri ile belediye temsilcisi ve varsa ticaret odası temsilcisinden oluşan heyet marifeti ile tespit edilen FOB değerine,
Muadil bir meblağı depozito ederek veya kanuni faizi de kapsayacak şekilde muteber banka mektubu veya hazine tahvil ve bonolarını teminat göstererek, eşya ve aracın teslimini gümrük idarelerinden veya yetkili ve görevli adli mercilerden isteyebilirler.
Bu istem söz konusu eşya ve aracın, benzer kaçak eşyanın ve aracın sürümünü kolaylaştıracak neviden olup olmadığı, dış ticaret rejimi ve 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve kararlara aykırılık teşkil edip etmediği yönlerinden, gümrük idaresi tarafından incelenerek bu husustaki görüşleri ile birlikte adli mercilere intikal ettirilir. Yukarıdaki esaslarla birlikte eşya veya 47’nci maddeye göre zaptedilen taşıma aracının muhafazasının gerekip gerekmediği de nazara alınarak, kaçak eşya ve aracın teslim edilip edilmeyeceği, hazırlık soruşturması sırasında mahalli asliye ceza mahkemesince evrak üzerinde, duruşma sırasında ise yetkili ve görevli mahkemece eşya ve taşıma aracı ile ilgili olarak yargılama esnasında gerek duyulacak nitelikleri belirtir bir tespit raporunun istihsalini müteakip karara bağlanır.
Teslim istemi doğrudan adli mercilere yapılmış ise, yukarıda belirtilen hususlar hakkında gümrük idaresinin görüşleri alındıktan sonra karar verilir.
Özel olarak kaçak eşya naklinde kullanılmak üzere gizli tertibatla mücehhez olan vasıtalar teslim edilmez.” hükmü yer almaktadır.
İşlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 22. maddesinde; “Kaçak zannı ile tutulan ve ithal veya ihracı kanun veya Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası andlaşma ve sözleşmelerle yasaklanmamış olan eşyanın veya bunların taşınmasında kullanılan araçların sahip veya taşıyıcıları, eşya veya araca el konulmasından itibaren 23 üncü maddenin ikinci fıkrasında belirtilen süreler içinde gümrük idaresi veya mahkemelerce belirlenecek;
a) Giriş kaçağı eşya ile her türlü kaçak eşyanın taşımasında kullanılan yabancı aracın
gümrüklenmiş değerine,
b) Her türlü kaçak eşyanın taşınmasında kullanılan serbest dolaşımdaki kara taşıt araçlarının trafik kaydına tedbir konulmak suretiyle kasko değerinin yarısına, diğer taşıt araçlarının değerine,
c) Çıkış kaçağı eşyanın FOB değerine,
Eşit tutarda teminat göstermesinden sonra, eşya ve aracın teslimini gümrük idarelerinden veya mahkemelerden isteyebilirler.

Teminatla iade istemi gümrük idaresine yapılmış ise gümrük idaresince, eşya veya taşıma araçlarına ilişkin kamu davası açılmış olması halinde ilgili mahkemeden, açılmamış olması halinde Cumhuriyet savcılığından suç delili olarak saklanmasına gerek bulunmadığına dair karar verilmesi istenir.

Teminatla sahiplerine teslim edilen eşya veya taşıma araçlarının müsaderesine karar verilmesi halinde, eşya veya taşınmaz araçların iadesi istenir. İadesinin sağlanamaması durumunda alınan teminat Hazineye irat kaydedilir.”, 23. maddesinde; “Bu Kanuna göre teslim alınan eşya veya taşıma aracı, bunlara ilişkin zoralım kararı kesinleştikten sonra Gümrük Kanunu hükümlerine göre tasfiye idaresince tasfiyeye tâbi tutulur.

Zoralımı kesinleşmemiş eşya veya taşıma araçlarının yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre tasfiyesinde, eşya veya taşıma araçlarına ilişkin kamu davası açılmış olması halinde ilgili mahkemece, açılmamış olması halinde ise Cumhuriyet savcılığınca suç delili olarak saklanmasına gerek bulunmadığına dair karar verilmesi istenir. …”, Geçici Madde 3 de; “21.12.2000 tarihli ve 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıvermeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca verilen erteleme kararlarına konu kaçak eşya hakkında da 23 üncü madde hükümleri uygulanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanununun 4. maddesinin 1. fıkrasında ; “23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsî hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı on yılı geçmeyen suçlardan dolayı … ise, davanın açılması veya kesin hükme bağlanması ertelenir; varsa tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verilir. Bu suçlarla ilgili dosya ve deliller, her bir suçun dava zamanaşımı süresinin sonuna kadar muhafaza edilir.” kuralına yer verilmiştir.
Yukarıdaki Yasa hükümlerinden anlaşılacağı üzere, kaçak zannı ile el konulan eşyanın, sahip veya taşıyıcılarına, diğer koşulları taşımaları halinde gümrük idaresince Mahkemeden veya Cumhuriyet Savcılığından “suç delili olarak saklanmasına gerek bulunmadığına” dair karar verilmesi durumunda teminat karşılığı iade edileceği; zoralımı kesinleşmemiş eşyanın tasfiyesinde de ilgili mahkemece; dava açılmaması durumunda Cumhuriyet Savcılığından, suç delili olarak saklanmasına gerek bulunmadığına dair karar alınması öngörülmüştür. Bu bağlamda idarece el konulan aracın üzerine konulmuş şerhlerin kaldırılmasının da (dava konusu olayda “trafikten men” şerhi konulmuş), bu kapsamda değerlendirilmesi, araç hakkında Mahkemeden veya Cumhuriyet Savcılığından alınmış, suç delili olarak saklanmasına gerek bulunmadığı yolunda bir kararın olup olmadığının gözönüne alınması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 7.4.2003 tarih ve … sayılı Soruşturma Raporunda; Bazı Şahsi ve Ticari Mahiyette Eşyanın Bedelsiz İthaline İlişkin 97/9237 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 3/A maddesi uyarınca; yurtta bir takvim yılında 6 aydan fazla kalmamış olmaları kaydıyla, yurt dışında en az 24 ay ikamet ettikten sonra, ikametgahlarını Türkiye’ye nakledenler ile yurtdışındaki milli ve milletlerarası kadrolara atandıkları bu görevlerinden dönen kamu görevlilerinin, ikametgahlarını naklettikleri son giriş tarihinden en az 6 ay öncesinden beri adlarına kayıtlı ve kullandıkları motorlu özel taşıtlardan bir adedini ithal edebileceklerinin öngörüldüğü; davacının bu hükümler uyarınca ithal ettiği 1985 model otomobili adına 29.4.1997 tarihinde kaydedilmiş gibi gösterdiği, Özbekistan Gümrük İdaresinden alınan yazıda, söz konusu aracın 28.10.1997 tarihinde Özbekistan’a ithal edildiğinin, 14.11.1997 tarihinde ise Özbekistan’dan Türkiye’ye ihraç edildiğinin belirtildiği; bu durumda, davacının, mevzuat hükümlerine aykırı olarak mülkiyet belgesi üzerinde tahrifat yapmak ve aracın satın alındığı tarihi 29.4.1997 olarak göstermek suretiyle, bedelsiz ithalat kapsamında ithalini sağladığı, bu nedenle hakkında 1918 sayılı Kanun uyarınca takibatta bulunulmasının, aracın zaptına karar verilmesinin istenildiği, bunun üzerine de davacının aracının zapt edildiği, davacı hakkında Ceza Mahkemesinde kaçakçılık suçlamasıyla dava açıldığı; … Asliye Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında; davacı hakkında kaçakçılık suçundan açılan kamu davasının 4616 sayılı Yasanın 1/4. Maddesi uyarınca kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine, delillerin saklanmasına (5 yıllığına) karar verildiği; davacının, Trafik Tescil, Müracaat ve İşlem Formunda “araç üzerindeki hak ve menfaatler” bölümünde, aracı hakkındaki “trafikten men” şerhinin kaldırılması istemiyle bakılan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Olayımızda, kaçak eşya sıfatıyla el konulan bir araç ve bu aracın kaçak olarak yurda sokulmasına neden olan kişi hakkında açılan kaçakçılık davası bulunmaktadır. Bu bağlamda anılan araç, aksi yönde Mahkemece verilmiş bir karar olmadığı sürece suç delili niteliğinde olup; bu araç üzerinde karar verme yetkisi (aracın iadesi, aracın delil olup olmadığı, …vb.) bu aşamada Mahkemelere aittir. Başka bir ifadeyle, adli yargı yerince verilmiş bir karar olmadığı sürece, idarenin inisiyatif ya da takdir hakkını kullanarak malı iade yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Mahkemece aracın iadesi için bir karar verilinceye kadarki süreçte, araç üzerindeki kayıtların silinmemesi de Yasanın amacına uygun düşmektedir.
Öte yandan, 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 4. maddesinde; Yasa kapsamındaki suçlarla ilgili dosya ve delillerin her suçun dava zamanaşımı süresinin sonuna kadar muhafaza edileceği öngörülmüş, kaçakçılık davasında da, 4616 sayılı Yasanın 1/4. maddesi gereğince kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine, delillerin aynen saklanmasına karar verilmiş olup, araç üzerindeki şerhin/şerhlerin kaldırılması durumunda Mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmesinin imkansızlaşması söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla, dava konusu işlem, aracın güvence altına alınması amacına uygun bulunmaktadır.
Diğer taraftan; temyiz dilekçesinde, davacının sahtecilik suçundan dolayı 9. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı ileri sürülmekte olup, Mahkemece bu husus da göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine 20.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.