Danıştay Kararı 10. Daire 2006/1678 E. 2009/3553 K. – T.

10. Daire         2006/1678 E.  ,  2009/3553 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2006/1678
Karar No: 2009/3553

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : İçişleri Bakanlığı-ANKARA
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Yasanın 6. maddesinde öngörülen 5 yıllık ikamet şartına ilişkin, kural olarak başvuru tarihinin esas alınması gerekmekte ise de, vatandaşlık hususunda yapılan başvuruların makul süre geçtikten sonra cevaplandırılması durumunda işlem tarihinin esas alınması gerektiği ve işlem tarihi itibariyle de davacının Yasa ‘da öngörülen 5 yıllık ikamet şartını taşıdığı sabit olduğundan aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamakta olup; davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, sözkonusu maddede yazılı nedenlerden hiç birisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava; davacının, Türk vatandaşlığına alınması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 11.5.2004 tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun, genel olarak vatandaşlığa alınma şartlarını düzenleyen 6. maddesinde, başvuru sahibinin, başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye`de 5 yıl ikamet etmiş olması gerektiğinin hükme bağlandığı; davacının, 1995 yılından sonra 15 kez yurt dışına çıkış yaptığından, Uygulama Yönetmeliğinin 13. maddesi uyarınca 28.8.1998 tarihinden önceki döneme ilişkin Türkiye’de ikamet sürelerinin kesintiye uğradığı; bu durumda, davacının, Türk vatandaşlığına alınma istemiyle başvuru yaptığı 5.6.2003 tarihinden geriye doğru Türkiye’de 5 yıl ikamet etme şartını taşımadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan İdare Mahkemesi kararının, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 6. maddesinde, Türk vatandaşlığına alınmasını isteyen kişinin,
a) Kendi milli kanununa, vatansız ise Türk Kanununa göre reşit,
b) Müracaat tarihinden geriye doğru Türkiye`de 5 yıl ikamet etmiş,
c) Türkiye`de yerleşmeye karar verdiğini davranışı ile teyit etmiş,
ç) İyi ahlak sahibi,
d) Genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden hastalığının bulunmaması,
e) Yeteri kadar Türkçe konuşabilmesi,
f) Türkiye`de kendisinin ve geçimi ile yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlıyacak gelire veya mesleğe sahip olması gerektiği; bu şartları taşıyan yabancıların Bakanlar Kurulu kararı ile Türk Vatandaşlığına alınabilecekleri,kuralına yer verilmiştir.
403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Yabancının ikameti” başlıklı 13. maddesinde, bu Yasanın ve bu Yönetmeliğin çeşitli maddelerinde geçen “bir yabancı için ikamet” ifadesinden, Türk yasalarına uygun olarak Türkiye’de oturmanın anlaşılması gerektiği belirtildikten sonra, maddenin (a) bendinde; Türkiye’de Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre ikametgah sahibi olmadan sadece yasalara uygun olarak oturan yabancının, ister ayrı ayrı zamanlarda ister toplu olarak bir defada yurt dışına çıkması ve kalmasının, beş yıl içinde toplam olarak altı ayı geçmemek şartı ile ikamet süresini kesmeyeceği; ancak Türkiye dışında geçirdiği altı ayı geçmeyecek zaman diliminin ikamet süresinden düşüleceği; (b) bendinde ise, Türkiye’de, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre ikametgah sahibi olan yabancının tedavi, öğrenim veya herhangi bir mücbir sebeple yurt dışına çıkması veya böyle bir sebeple Türkiye dışında kalması hallerinde dışarıda geçen zamanın toplamı altı ayı geçse dahi ikamet süresinin kesilmiş olmayacağı ve daimi ikametgahı Türkiye’de bulunduğu için dışarıda geçen sürenin ikamet süresinden indirilmeyeceği; bu gibilerin ikametgahlarını yurt dışına nakletmeleri halinde (a) bendi uyarınca işlem yapılacağı düzenlenmiştir.
Anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, Türk vatandaşlığına alınmasını isteyen yabancının, başvuru tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıl Türkiye ikamet etmesi gerektiği; ikamet süresinin, bu süreçte en fazla 6 aylık kısmının yurt dışında geçirilmesi durumunda kesilmeyeceği ve ancak Türkiye dışında geçirilen sürenin ikamet süresine ekleneceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu haliyle, Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapılan başvurularda, ikamet şartıyla ilgili olarak aranılacak temel husus, “başvuru tarihinden geriye doğru 5 yıl ikamet” şartı olmakla birlikte; Anayasanın 16. maddesindeki, temel hak ve hürriyetlerin, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabileceği; 74. maddesindeki, vatandaşların ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancıların, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahip olduğu; kendileriyle ilgili başvurmaların sonucunun, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirileceği yönündeki anayasal kurallar ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesindeki; ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, İdarece, altmış gün içinde bir cevap verilmezse, isteğin reddedilmiş sayılacağına ilişkin kuralın birlikte değerlendirilmesinden; 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 6. maddesinde düzenlenen ve vatandaşlığa kabul için aranan Türkiye’de ikamet süresinin hesabında başvuru tarihini esas alan kuralın; ancak idarece gecikmeksizin, diğer bir ifade ile bu konuda makul sürede cevap verildiği durumlarda uygulanabileceğinin; başvuruların hukuken kabul edilebilir nitelikte bulunmayan sebeplerle sürüncemede bırakılması durumunda, kuraldan ayrılmanın mümkün olduğunun kabulü gerekmektedir. Çünkü; yasa koyucu sözü edilen beş yıllık ikamet süresini, Türk vatandaşlığını kazanmak için başvuruda bulunan yabancı’nın Türkiye’yi yaşamak istediği yer olarak benimsediğine ve topluma uyum sağladığına ilişkin göstergelerden biri olarak değerlendirmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 1960 yılında Ankara’da doğduğu, 1978 yılına kadar kesintisiz olarak 18 yıl Türkiye’de kaldığı, 1978 yılında eğitim amacıyla Almanya’ya gittiği, 1993 yılında tekrar Türkiye’ye döndüğü, 1995 yılından sonra 28.8.1998 tarihine kadar (ziyaret, turistik, ailevi sebeplerle) kısa sürelerle toplam 15 kez yurt dışına çıktığı, 5.6.2003 tarihinde Türk vatandaşlığına alınma istemiyle davalı idareye başvuruda bulunduğu, davalı idarece 27.4.2004 tarihli işlemle başvurusunun reddedildiği; bu işlemin, 11.5.2004 tarih ve … sayılı işlemle davacıya bildirilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, başvuru tarihi olan 5.6.2003 tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıllık Türkiye’de ikamet şartının, 28.8.1998 tarihi itibariyle ( yaklaşık 4 yıl 10 ay ) kesildiğinden bahisle davacının Türk vatandaşlığına alınma istemi reddedilmiş ise de, ikamet süresinin kesildiği 28.8.1998 tarihinden dava konusu işlemin tesis edildiği 27.4.2004 tarihine kadar geçen sürede Yasanın öngördüğü 5 yıllık ikamet şartı yerine getirilmiş olup; yaklaşık 5 yıl 8 aylık süre boyunca davacı Türkiye’de ikamet etmiş; davalı idarece, 5.6.2003 tarihinde yapılan başvuru Hukuk Devleti ve idarenin güvenirliği ilkelerine aykırı olarak yaklaşık 8 ay sebepsiz yere cevapsız bırakılarak, 27.4.2004 tarihinde dava konusu işlem tesis edilmiştir.
Bu durumda, Türk Vatandaşlığını kazanmak için idareye başvurduğu tarihte olmasa bile, başvurunun idarece cevaplandırılacağı tarihte (işlem tarihinde) geriye doğru kesintisiz beş yıl Türkiye’de ikamet etme şartını taşıdığı konusunda tartışma bulunmayan davacının başvurusunun lafzi bir yorumla, salt başvuru tarihinde beş yıllık ikamet şartını taşımadığı gerekçesiyle reddedilmesi, Yasa’nın 6. maddesinde güdülen amaca aykırı olduğundan, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolundaki kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … tarih, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 29.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.