Danıştay Kararı 10. Daire 2005/6371 E. 2008/9627 K. – T.

10. Daire         2005/6371 E.  ,  2008/9627 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2005/6371
Karar No: 2008/9627

Davacı : …
Vekili : …
Davalılar : 1- Başbakanlık-ANKARA
2-İçişleri Bakanlığı-ANKARA
Davanın Özeti : Davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin 2.7.2001 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararının; Alman vatandaşı olabilmek için 12.2.1999 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıktığı ve bu tarihten sonra Alman vatandaşı olduğu, 2000 yılında Alman vatandaşlık Yasasında yapılan değişiklikle bazı istisnalar dışında çifte vatandaşlığa izin verilmediği, bu durumun tespit edilmesi halinde Alman vatandaşlığını kaybedeceği, yeniden Türk vatandaşlığına alınması yolunda bir başvurusunun olmadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Davalı İdarelerin Savunmasının Özeti : Davacının başvurusu üzerine 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 8. maddesi uyarınca yeniden Türk Vatandaşlığına alınması yolundaki dava konusu kararda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Yeniden Türk vatandaşlığının kazanılabilmesi için, başvuru dilekçesi yeterli olmayıp, ikamet şartı hariç Yasanın 6. maddesinde sayılan koşullara sahip olunması gerekmektedir. Dolayısıyla Yasanın 6. maddesinde sayılan koşullara davacının sahip olup olmadığı yönünde bir inceleme ve araştırma yapılmadan, başvuru dilekçesi üzerine davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, dava konusu kararın iptali gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava, davacının Türk Vatandaşlığına alınmasına ilişkin 2.7.2001 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davacının,Alman Vatandaşlığı’na geçmek amacıyla, Türk Vatandaşlığından çıkmak için yaptığı başvuru üzerine 12.2.1999 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Türk Vatandaşlığından çıkarıldığı, daha sonra yeniden Türk Vatandaşlığına geçmek için yaptığı başvurusunun Hannover Başkonsolosluğunun 17.11.1999 tarih ve 6345 sayılı yazısıyla, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne intikali üzerine, dava konusu olan 2.7.2001 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, yeniden vatandaşlığa alındığı ancak Alman vatandaşlık mevzuatında yapılan değişiklikle, çifte vatandaşlığın kabul edilmemesi nedeniyle,davacı tarafından,en son Türk Vatandaşlığına alınmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında, davacının en son tarih itibariyle alındığı Türk Vatandaşlığından çıkmak için idareye yaptığı herhangi bir başvurunun bulunmaması nedeniyle, açılan bu davanın hukuka uygun olup olmadığının, Türk Vatandaşlık mevzuatı açısında “yeniden vatandaşlığı alınma”nın koşulları ve “vatandaşlığa alınmanın iptali” ile sınırlı olarak incelemek gerekir.
403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan “Yeniden Vatandaşlığa alınmanın” düzenlendiği 8.maddesinde, 35 inci madde hükmü saklı olmak koşuluyla, bu Kanuna göre Türk Vatandaşlığını kaybetmiş olanların, Bakanlar Kurulunca, ikamet şartı aranmaksızın yeniden vatandaşlığa alınabileceği öngörülmüş, aynı Yasanın “Vatandaşlığa alınmanın iptali” başlıklı 24.maddesinde ise, vatandaşlığa alınma, ilgilinin yalan beyanı veya önemli hususları gizlemesi sonucu vuku bulmuş ise, vatandaşlığa alınma kararının Bakanlar Kurulunca iptal edileceği, ilgilinin bir Türk Vatandaşlığına alınmasından başlayarak beş yıl geçtikten sonra iptal kararı verilemeyeceği belirtilmiştir.
Dava konusu olayda, davacının Alman Vatandaşlığına geçmek için, önce Türk Vatandaşlığından çıkması ve Alman Vatandaşlığını kazanması üzerine, yeniden Türk vatandaşı olmak için yaptığı başvuru sonucu Türk Vatandaşlığına alınmasına ilişkin dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı, tamamen davacının isteği doğrultusunda Yasa hükümlerine uygun olarak tesis edilmiş olup, söz konusu vatandaşlığa alınmada 403 sayılı Yasanın 24.maddesinde belirlenen iptal koşullarından herhangi birisi de bulunmadığından, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında herhangi bir hukuka aykırılık görülmemektedir.
Öte yandan, davacının Türk Vatandaşlığından çıkmak için herhangi bir başvuruda bulunması halinde, idarece tesis edilecek olumsuz bir işleme karşı açılacak davada, davacının vatandaşlıktan çıkma talebinin “vatandaşlıktan çıkmanın koşulları” açısından hukuka uygunluğunun değerlendirileceği kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü
Dava, davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin 2.7.2001 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Vatandaşlık; genel olarak Devlet ile kişi arasında kurulan hukuki bir ilişki olarak tanımlanmaktadır. Bu ilişkiye taraf olan Devlet ile kişi arasında karşılıklı hak ve borçlar doğuran bir hukuki bağ kurulmaktadır. Vatandaşlığın; kişinin hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesindeki bu önemi nedeniyle her kişinin bir vatandaşlığa sahip olması ve bu vatandaşlıktan keyfi olarak yoksun bırakılmaması hakkı, insan hak ve özgürlükleri arasında kabul edilmiştir. Bu nedenle Anayasa ve Türk Vatandaşlığı Kanununda, vatandaşlığın kazanılması, vatandaşlıktan çıkma veya çıkarılma belirli koşullara bağlanmış, bu hususlara ilişkin hukuki tasarruflara karşı yargı yoluna başvurabilme olanağı tanınmıştır. Bu itibarla Devletin, sözü edilen tasarruflarda bulunurken ilgili kişinin vatansızlık da dahil herhangi bir mağduriyete uğramaması için gerekli dikkat ve özeni göstermesi ve gerekirse kişiyi konuyla ilgili olarak bilgilendirmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Türk vatandaşı olan davacının, Alman vatandaşı olabilmek için, 12.2.1999 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıktığı, 20.4.1999 tarihinde çıkma izin belgesi, 17.11.1999 tarihinde de çıkma belgesinin Hannover Başkonsolosluğunca davacının eşine tebliğ edildiği, çıkma belgesinin tebliğ edildiği tarihte, yani 17.11.1999 tarihinde davacının yeniden Türk vatandaşı olabilmek için adı geçen konsolosluğa başvurduğu, 2.7.2001 tarih ve … sayılı dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden Türk vatandaşlığına alındığı, davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınması yolunda yapmış olduğu başvuru tarihinden, yeniden Türk vatandaşlığına alındığı tarihe kadar yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen, bu başvuruya idarece bir cevap verilmediği ve bu sürede davacının da başvurusunu yenilemediği, davacının başvuru tarihindeki isteminin halen geçerli olup olmadığının öğrenilmesi yönünde idarece yapılmış bir araştırma veya bu hususta davacıya yapılmış bir tebligatın da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden de anlaşıldığı üzere, davacının Alman vatandaşlığını kazanmak için zorunlu olarak Türk vatandaşlığından çıktığı hususunda bir duraksama bulunmamaktadır. Nitekim davacı Alman vatandaşlığını kazandıktan hemen sonra 17.11.1999 tarihinde yeniden Türk vatandaşlığına alınması yönünde konsolosluğa başvurmuştur. Davacının Türk vatandaşlığından çıkması, Alman vatandaşlığını kazandıktan hemen sonra yeniden Türk vatandaşlığına alınması yönünde konsolosluğa başvurması, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, 2000 yılında Alman vatandaşlık yasasında yapılan değişiklikle bazı istisnalar dışında çifte vatandaşlığa izin verilmemesinin bir sonucudur.
İdarenin, Alman vatandaşlık yasasında yapılan değişikliği de dikkate alarak, yeniden Türk vatandaşı olmak isteyen davacının yapmış olduğu başvurunun kabul edilmesinin doğuracağı sonuçlar hakkında davacıyı bilgilendirmediği, yeniden Türk vatandaşlığına alınması yolundaki başvurunun yapıldığı tarih ile yeniden Türk vatandaşlığa alındığı tarih arasında yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen, bu süre içinde davacıya herhangi bir cevap vermediği ve davacının da başvurusunu yenilemediği, davacının başvuru tarihindeki isteminin halen geçerli olup olmadığının öğrenilmesi yönünde bir araştırma yapmadığı veya bu hususta davacıya yapılmış bir tebligatın da bulunmadığı dikkate alındığında, davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin 2.7.2001 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu kararında, belirtilen hususlar nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer yandan, 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 8. maddesine göre, yeniden Türk vatandaşlığının kazanılabilmesi için, başvuru dilekçesi yeterli olmayıp, ilgililerin ikamet şartı hariç Yasanın 6. maddesinde sayılan koşullara sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla Yasanın 6. maddesinde sayılan koşullara davacının sahip olup olmadığı yönünde bir inceleme ve araştırma yapılmadan, sadece başvuru dilekçesine dayanılarak davacının yeniden Türk vatandaşlığına alınmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararında bu yönüyle de hukuka uyarlık görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 2.7.2001 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu kararının İPTALİNE, aşağıda dökümü gösterilen … YTL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen … YTL. avukatlık ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, 31.12.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.