Danıştay Kararı 10. Daire 2004/502 E. 2005/3919 K. 04.07.2005 T.

10. Daire         2004/502 E.  ,  2005/3919 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2004/502
Karar No : 2005/3919

Temyiz Eden (Davalı) : Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı – ANKARA
Karşı Taraf (Davacı) : …
İstemin Özeti : … Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi olan davacı şirketin, idareyle aralarında yapılan idari sözleşmeden doğduğunu ileri sürdüğü alacağının, yasa değişikliği nedeniyle ortadan kalkması nedeniyle oluşan zararının giderilmesine yönelik başvurusunun reddine ilişkin 5.10.2001 tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 3218 sayılı Kanunun değişik 7 nci madde hükmü karşısında, davacı şirketin, idareyle aralarında yapılan idari sözleşmeden doğduğunu ileri sürdüğü zararının giderilmesine yönelik istemini kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabul edilerek mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : … Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi olan davacı şirketin,idareyle aralarında yapılan idari sözleşmeden doğduğunu ileri sürdüğü alacağının,yasa değişikliği nedeniyle ortadan kalkması nedeniyle oluşan zararının giderilmesine yönelik başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptaline dair idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
İdare ile davacı arasında … Serbest Bölgesinin kurulup işletilmesine ilişkin olarak sözleşme imzalandığı 30.10.1989 tarihinde yürürlükte olan 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 7/(b) maddesinde yer alan; “serbest bölgelerden yurt dışına gönderilen malların FOB değerleri üzerinden % 05 oranında ücret alınacağına dair düzenleme, 3.7.2001 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4684 sayılı Kanunla kaldırılmış olup; davacı şirketin sözleşme gereği söz konusu ücretten alması öngörülen % 41 lik paydan mahrum kalmasından dolayı oluştuğu öne sürülen zararın giderilmesi isteminin dava konusu işlem ile reddedildiği anlaşılmaktadır.

Olayda yeni yürürlüğe giren Kanun hükümlerinden doğan bir durum söz konusu olup; mevcut sözleşmede bu gibi durumlarda tazminat ödenmesini öngören herhangi bir hüküm yeralmadığından davacının tazminat talebinin reddine dair işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda,işlemin iptaline dair mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz talebinin kabulüyle idare mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, … Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi olan davacı şirketin, idareyle aralarında yapılan idari sözleşmeden doğduğunu ileri sürdüğü alacağının, yasa değişikliği nedeniyle ortadan kalkması nedeniyle oluşan zararının giderilmesine yönelik başvurusunun reddine ilişkin 5.10.2001 tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; 3218 sayılı Kanun uyarınca davalı idare ile davacı şirket arasında imzalanan ve işletme süreci içerisinde mevzuat değişikliğinden kaynaklanan gelir kaybı ve ihtilaf nedeniyle sözleşme değişikliğine gidildiği açık olup, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinin ilgili idareler nezdinde devam etmesinin zorunluluk arz ettiği, her ne kadar olaya 3218 sayılı Kanunda yapılan değişikliğin uygulanması hukukun bir gereği ise de, taraflar arasında kamu gücüne dayanılarak yapılan sözleşme gereğince sözleşme ile tanınan mali yükümlülüğün tarafları bağladığı ve genel hukuk prensiplerinden olan “akte vefa ” ilkesinin kabulü gerekeceği, olayda, davalı idare ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin devam edeceği açık olup, anılan sözleşme ve değişikliğinde de serbest bölge gelirinin Kanunda yapılan değişiklik uyarınca azaltılabileceği yönünde bir hükme yer verilmediği görüldüğünden, bu sözleşmeyi içerdiği hükümleri esas alarak imzalayan davacı şirketin sözleşme hükümlerinin uygulanması yolundaki başvurusunun reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, İdare Mahkemesince verilen kararın hukuka aykırı olduğu iddiasıyla temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 20.6.2001 tarihli 4684 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle değişik ” Serbest Bölgelerin Gelir ve Harcamaları” başlıklı 7 nci maddesinde; “Serbest bölgelerden elde edilen gelirlerden;
a.- Faaliyet ruhsatı ve izin belgesi karşılığı tahsil edilecek ücretler,
b.- Yurt dışından bölgeye getirilen mallar ile bölgeden Türkiye’ye çıkarılan malların CIF değeri üzerinden peşin olmak üzere binde beş oranında ödenecek ücretler,
c.- Serbest Bölgeyi işleten gerçek veya tüzel kişilerle yapılacak sözleşmeler uyarınca tahsil edilecek tutarlar,
d.- Bölge faaliyetlerinden sağlanan diğer gelirler,
İlgili idare tarafından sözleşme gereği tüzel kişilere yapılan gelir payı aktarmaları düşüldükten sonra Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası nezdinde açılacak bir özel hesaba yatırılır…”hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 30.10.1989 tarihinde Müsteşarlık ile davacı … arasında “… Serbest Bölgesi’nin … – … Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi Anonim Şirketi Tarafından Kurulup İşletilmesine Dair Sözleşme” imzalanarak bölgenin kurulup işletilmesinin 30 yıl süre ile anılan şirkete verildiği, Sözleşmenin 3 üncü maddesine göre kira gelirlerinin %37’sinin ve … Serbest Bölgesinin işletilmesi sonucu serbest bölgeleri tesis ve geliştirme fonuna kiralar dışında kaydedilen gelirlerin %30’unun anılan şirkete ödeneceğinin öngörüldüğü, şirketin 1991 – 1994 yıllarına ait kira borçlarından doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle Serbest Bölgeler Tesis ve Geliştirme Fonundan aktarılması gereken %30’luk payların ödenmesinin Müsteşarlıkça durdurulduğu, Fonu denetlemekle görevli Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanlığı’nın “Serbest Bölgeleri Tesis ve Geliştirme Fonu”nun hesap ve işlemlerine ilişkin raporlarında belirtilen temenni doğrultusunda 27.10.1994 tarihinde şirket aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığı, bu arada Bütçe Kanunu ile 1994 yılı başından itibaren geçerli olmak üzere Serbest Bölgeler Kanununun 7/b maddesinde yapılan değişiklikle serbest bölgeden yurt dışına gönderilen malların FOB değerleri üzerinden alınan %05 oranındaki ücretin kaldırıldığı, Anayasa Mahkemesinin 17.6.1995 tarihinde verdiği yürütmenin durdurulması kararına kadar bu hükmün uygulandığı(1994 yılı ile 17.6.1995 tarihine kadar), Serbest Bölgeler Kanununda değişikliğe gidildiği, Bütçe Kanunu ve Yönetmelik değişikliğinden kaynaklanan gelir kaybı olduğu iddiası ile davacı şirketinde davalı idare aleyhine dava açtığı, Müsteşarlık ile şirket arasında çıkan anlaşmazlığın hukuki ve mali yönden çözümü yanında, gerek serbest bölgelerin başarısı gerekse ülke ekonomisine serbest bölge ile sağlanan katkıların yara almaması ve 3. şahıslar nezdinde oluşacak olumsuz izlenimin engellenmesini teminen taraflar arasında anlaşmaya varılarak açılan davalardan vazgeçilmesi için protokol imza edilmesi hususunda Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü’nün 7.8.1995 tarihli olurla yetkili kılındığı ve anılan Protokolün 20.6.1996 tarihinde Müsteşarlık ile davacı şirket arasında imzalandığı, ayrıca buna uygun düzenlemelerin yapılabilmesi için Devlet Bakanlığından onay alındığı, bir devlet alacağından vazgeçilmesi ve açılan davadan karşılıklı olarak sulh yoluyla feragat işleminin Maliye Bakanlığı’nın 21.10.1996 tarihli oluru ile uygun görüldüğü, mali anlaşmazlığın giderilmesi için sözleşme değişikliğine gidildiği, Sözleşmenin 3 üncü maddesinde; “Serbest Bölgeleri Tesis ve Geliştirme Fonuna kiralar dışında kaydedilen gelirlerin (Bölgeye getirilen malların CIF ve bölgeden çıkan malların FOB bedelleri üzerinden alınan %05’ler, Banka ve Sigorta Şirketlerinden alınan %05’ler, giriş izin belgesi ücretleri, açık alan ruhsat ücretleri) de %41’i şirkete verilir.”kuralına yer verilerek, şirketin fondan alacağı payın %41’e yükseltildiği, bu fona bölgeden çıkarılan malların FOB bedelleri üzerinden alınan %05’lik payın da dahil edildiği, bu kez 4684 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 9 uncu maddesi ile 1.1.2002 tarihinden geçerli olmak üzere Serbest Bölgeler Kanununun “Serbest Bölgeleri Tesis ve Geliştirme Fonu” başlıklı 7 nci maddesi değiştirilerek, başlığının “Serbest Bölgelerin Gelir ve Harcamaları” şeklinde değiştirildiği ve fonun gelirleri arasında yer alan bölgeden çıkarılan malların FOB bedelleri üzerinden alınan %05’lik pay, bölgeden Türkiye’ye çıkarılan malların CIF değeri üzerinden peşin olmak üzere binde 5 oranında ödenecek ücretle sınırlandırıldığı, bu düzenleme üzerine davacı şirketin 13.9.2001 tarihli dilekçeyle idareye başvurarak, Serbest Bölgeler Kanununun 7 nci maddesi uyarınca 2002 yılı başından itibaren serbest bölgelerden yurt dışına çıkarılan malların FOB değeri üzerinden binde 5 oranında ücret alımı durdurulmuş olup, bu nedenle gelirlerinde ciddi bir azalma olacağından bahisle, haftalık veya aylık dönemlerde gerçekleşen bölgeden yurtdışına mal hareketi üzerinden hesaplanacak %41’lik … payının fon hesabından tarafına aktarılması ile reel gelir kaybının karşılanmasını talep ettiği, isteminin davalı idarenin 5.10.2001 tarihli işlemiyle, sözleşmede bölgenin işletilmesinden doğan gelirlerin miktarı belirtilmediği gibi, gelirlerdeki artış veya azalış halinde söz konusu oranda değişikliğe gidileceğine ilişkin herhangi bir hükmede yer verilmediği ileri sürülerek reddedildiği, red işlemi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
4684 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ile Serbest Bölgeleri Tesis ve Geliştirme Fonu tasfiye edilerek Serbest Bölgeler Özel Hesabı oluşturulmuş ve bu değişiklik kapsamında da serbest bölgelerden yurtdışına mal çıkışlarında alınan binde beşlik pay kaldırılmıştır. Dolayısıyla, davacı firma ile yapılan sözleşmenin Kanuna aykırı hale gelmiş bulunan hükmünün, Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanabilirliği kalmamıştır. Bu durumda, Kanunun açık hükmü karşısında idarenin yurdışına gönderilen mallar üzerinden almadığı binde beş oranındaki payın davacı şirkete ödenmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca mevzuat değişikliğinden kaynaklanan gelir kaybını gidermek amacı ile özel hukuku hükümlerin tabi sözleşmedeki şartların değiştirilmesi de idarenin takdir yetkisi içinde bulunmaktadır.
Kaldıki, mevcut sözleşmede bu gibi durumlarda tazminat ödenmesini öngören herhangi bir hükümde yer almamıştır.
Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı Yasanın 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 4.7.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.