Danıştay Kararı 10. Daire 2004/446 E. 2005/7597 K. 12.12.2005 T.

10. Daire         2004/446 E.  ,  2005/7597 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2004/446
Karar No : 2005/7597

Kararın Düzeltilmesini İsteyen ( Davacılar) :…
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : Danıştay Onuncu Dairesince verilen 9.4.2003 tarih ve E:2002/4438, K:2003/1261 sayılı kararın; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava konusu olayda, tazmini istenilen zararı doğuran eylemin 2.3.2000 tarihinde davacılar tarafından öğrenildiği açık olup, bu tarih itibariyle açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :…
Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesine uygun bulunan karar düzeltme istemi yerinde görüldüğünden, 9.4.2003 tarih ve E:2002/4438, K:2003/1261 sayılı Dairemiz kararı kaldırılarak davacılar temyiz istemi yeniden incelenip gereği görüşüldü:
Dava, davacıların murisinin 31.5.1992 tarihinde …’da silahlı saldırı sonucunda ölmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen toplam 57.000.000.000.- lira maddi ve manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; 2577 sayılı Kanunun 13.maddesi uyarınca zarar doğuran eylemi öğrenme tarihinden itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içerisinde idareye başvurularak ön karar alınması gerekirken, 31.5.1992 tarihinde gerçekleşen ölüm olayından itibaren Kanunda öngörülen süre içinde idareye başvurulmadığı, bu itibarla yasal başvuru süresinden sonra 12.4.2000 tarihinde yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine 1.8.2000 tarihinde açılan davanın süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, hukuka aykırı olduğundan bahisle anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerekli olduğu, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği hükme bağlanmıştır. Yukarıda aktarılan Kanunun 13. maddesinde öngörülen sürelerin, idarenin tazmin borcunu doğurabilecek nitelikteki eyleminin ve bu eylemden kaynaklanan zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı açıktır.
İdarenin tazmin borcunun doğabilmesi için, ilgililer tarafından uğranıldığı ileri sürülen zararın, hizmet kusuru, kusursuz sorumluluk veya sosyal risk ilkesi uyarınca tazmin edilebilir nitelikte olması gerekmektedir. İdari eylemlerden veya terör eylemlerinden kaynaklanan ve ölümle sonuçlanan olaylarda, söz konusu eylemler ile zararlı sonuç (ölüm) genellikle ilgililer tarafından aynı anda öğrenilmekle birlikte; kimi zaman bu eylemlerin idariliği veya sosyal risk ilkesi kapsamında değerlendirilebilecek bir terör eylemi olup olmadığı bazen çok sonra, değişik araştırma, inceleme ve hatta ceza yargılaması sonucu ortaya çıkmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıların eşi ve babası olan …’ın, 31.5.1992 tarihinde … İli, … İlçe Merkezinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldüğü, … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısının 1.3.2000 tarihli yazısında, … Emniyet Müdürlüğünce 27.2.2000 tarihinde yapılan operasyonda yakalanan ve … terör örgütü üyesi olan …’ın … İlçesinde adıgeçen örgüt adına gerçekleştirdiği eylemlerle ilgili olarak yer gösterme yapılmasının istenilmesi üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen yer gösterme tutanağında, sanık tarafından gösterilen yere gelindiği ve sanık tarafından davacılar murisi …’ın diğer örgüt mensupları ile birlikte öldürüldüğünün ifade edildiği, … Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığınca hazırlanan 1.5.2001 tarihli iddianamede ise, 31.5.1992 tarihinde … İlçesi, … Caddesi üzerinde … isimli şahsın öldürülmesi talimatını … kod adlı … adlı şahsın verdiği, eylemin ise … ve … tarafından gerçekleştirildiği hususlarının yer aldığı, davacılar ise, dava dilekçesine ekli 2.3.2000 tarihli … Gazetesi’nde yer alan haber üzerine babalarının … terör örgütü mensuplarınca öldürüldüğünü öğrendikleri, uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle 12.4.2000 tarihinde davalı idareye başvurdukları, istemlerinin davalı idarece zımnen reddi üzerine 1.8.2000 tarihinde sosyal risk ilkesi uyarınca uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle tam yargı davası açtıkları anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacılar tarafından uğranıldığı ileri sürülen zararın terör eyleminden kaynaklandığının 2.3.2000 tarihi itibariyle öğrenildiği açık olup, bu tarihten itibaren 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde öngörülen bir yıllık süre içinde 12.4.2000 tarihinde yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine 1.8.2000 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmektedir.
İdare Mahkemesince, ölüm olayının (zararın) gerçekleştiği 31.5.1992 tarihi esas alınmak suretiyle davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin olarak verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesine uygun bulunan davacılar temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 12.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.