Danıştay Kararı 10. Daire 2003/6196 E. 2004/5330 K. 04.06.2004 T.

10. Daire         2003/6196 E.  ,  2004/5330 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2003/6196
Karar No : 2004/5330

Temyiz Eden (Davalı) : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu

Vekili : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekilleri : …
İstemin Özeti : Davacı şirkete ait yayın kuruluşu olan … televizyon yayınlarının, 20-28.2.2002 ve 25.3.2002 tarihlerinde “…” ve “…” adlı programlarla 3984 sayılı Yasanın 4/m maddesinde belirtilen yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle 7.5.2002 tarihinden itibaren 1 gün süreyle durdurulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonunda … İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararın davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Bilirkişi raporu ile tespit edilen hususlar gözönünde bulundurulduğunda, çocukların ve gençlerin fizikisel ruhsal ve ahlaki gelişimini olumsuz etkilediği anlaşılan televizyon yayını için verilen ceza yerinde olup, cezanın infaz şekli ise idarenin sorumluluğunda bulunduğundan, cezanın uygulanması sonucunda tesis edilen işlemin hukuka aykırı olması durumunda bunun ayrı bir dava konusu olacağı açıktır. Belirtilen durum karşısında temyiz isteminin kabulü ile usul ve hukuka uygun olmayan mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Davacı şirkete ait yayın kuruluşunda, 20-28-2.2002 ve 25.3.2002 tarihinlerinde yayınlanan programlarda 3984 sayılı yasanın 4/m maddesinde belirdtilen yayın ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle 7.5.2002 tarihinden itibaren 1 gün süreyle televizyon yayımının durdurulmasına dair işlemin iptaline ilişkin idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerden, söz konusu yayınının, çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve ahlaki gelişimini olumsuz etkileyici nitelikte olduğu anlaşıldığından, davalı idarece davacı şirkete ait televizyon yayınının 1 gün geçici süre ile kapatılmasına karar verilmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan yasa hükümlerine ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda, anılan işlemin iptaline dair mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görülerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirkete ait yayın kuruluşu olan … televizyon yayınlarının, 20-28.2.2002 ve 25.3.2002 tarihlerinde “…” ve “…” adlı programlarla 3984 sayılı Yasanın 4/m maddesinde belirtilen yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle 7.5.2002 tarihinden itibaren 1 gün süreyle durdurulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; 21.5.2002 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4756 sayılı Yasanın 2.maddesi ile, işlem tarihinde yürürlükte bulunan 3984 sayılı Yasanın 4/z maddesinin, 16.maddesi ile 33.maddesinin değiştirildiği, ceza hukukunda yer alan ve disiplin hukuku ile diğer idari yaptırımlarda da uygulanması gereken suç ve cezaların yasallığı ilkesi sonucu olay veya işlem tarihindeki Kanunda öngörülen yaptırım ile sonradan yayınlanan Kanun hükümleri birbirinden farklı ise, ilginin lehine olan kanun hükmünün uygulanması gerekeceği, bu kuralın yargı yerince görülmekte olan davalarda da dikkate alınmasının söz konusu ilkenin doğal sonucu olduğu, “…” ve “…” adlı programlarda, 2-2,5 yaşlarında bir erkek çocuğu ile 7 yaşındaki bir kız çocuğuna müzik eşliğinde oryantal dans etirilmesi nedeniyle tesis edilen işlemle ilgili yargılamada cezanın Mahkemece 3984 sayılı Yasanın 4/m maddesine uygunluğunun belirlenebilmesi amacıyla … Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları öğretim üyelerinden oluşan jüriye inceleme yaptırıldığı, “…” ve “…”adlı proğramların çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve ahlaki gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek nitelikte bulunduğu yolunda görüş belirtildiği, Mahkemece hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporunda söz konusu yayının çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel, ruhsal v e ahlaki gelişimini olumsuz etkilediğinin saptandığı, ancak, suç ve cezaların yasallığı ilkesi sonucu dava konusu olayda ihlalin tekrarı halinde izin uygulamasının bir yıla kadar geçici olarak durdurulmasını öngören 3984 sayılı Yasanın 33.maddesinin uygulama imkanı kalmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare, hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğü Mahkeme Kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’da değişiklik yapan 4756 sayılı Kanun, davacı yayın kuruluşunun ihlal ettiği ileri sürülen Kanunun 4/m bendinde yer alan “çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve ahlaki gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek yayın yapılmaması” yolundaki yayın ilkesini ortadan kaldırmamış, biraz daha açarak 4/z bendinde düzenlenmiş; 33.maddesinde de uyarma, ihlale konu yayını durdurma, para cezası, yayın lisansı izni iptali şeklinde müeyyidelerin uygulanacağı öngörülmüştür.
Kaldı ki 21.5.2002 tarih ve 24761 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4756 sayılı Kanunun 30.maddesinde, bu Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiş ve bunun dışında, Kanunun yürürlüğe girmesinden önce tesis edilmiş ve çeşitli nedenlerle icra edilmemiş RTÜK kararlarının artık uygulanamayacağı veya ilgili yayın kuruluşlarının durumunun bu Kanun değişikliği çerçevesinde yeniden değerlendirileceği yolunda bir hükme de yer verilmemiştir
Bu durumda; Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 4756 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce aldığı dava konusu kararın, suç ve cezaların yasallığı ilkesi sonucu 3984 sayılı Yasanın uygulama imkanı kalmadığı gerekçesiyle Mahkemece iptal edilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, davacı kuruluşun 20.2.2002 ve 25.3.2002 tarihlerinde yayınladığı “…” adlı programla, 28.2.2002 tarihinde yayınladığı “… adlı programda 2-2,5 yaşlarında bir erkek çocuğu ile 7 yaşındaki bir kız çocuğuna müzik eşliğinde oryantal dans ettirdiğinden 3984 sayılı yasanın 4/m maddesini ihlal edip etmediği hususunda Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda sunulan raporda; “ruhsal ve fiziksel gelişimlerini tamamlanmamış, değerlendirme ve yargılama ölçüleri oturmamış çocuklar üzerinde televizyon programlarının etkileri çok daha yoğun olup, gerek çocuklara izletilecek programlar, gerekse program içinde çocukların yer almasının, üzerinde çok titizlikle durdurulması ve buna ilişkin kurallara koşulsuz uyulması gereken bir durum olduğu, erişkinler için hazırlanmış bir programa değişik nedenlerle bir çocuk çıkarıldığında bu programı artık çocukların da izleyebileceğinin unutulmaması gerektiği, bu nedenle programın çekim saati kadar yayın saatlerinin de önem kazandığı, programın içeriğinin, sözlü – sözsüz iletişim biçiminin çocuğun yaşına, konumuna uygun bir biçimde olmasına özen gösterilmesi gerektiği, bu nedenle 28.2.2002 tarihinde yayınlanan “…” adlı programın yayın saati ve konuşmaların içeriği açısından çocukların izlemesi yönünden uygun görülmediği; çocukların dans, güzel sanatlar, spor, müzik gibi etkinliklere yönlendirilmesinin istenilen, yüreklendirilmesi gereken bir yaklaşım olduğu, bu yönlendirme yapılırken çocuğun içinde bulunduğu fiziksel ruhsal ve zihinsel gelişim düzeyleri, yetenekleri ve etkinlik alanının özelliklerinin gözönünde tutulması gerektiği, oryantal müzik eşliğinde yapılan göbek dansını uygulama yerlerinin genellikle içkili gazinolar ve gece kulüpleri olduğu, bu dansın uygulama biçiminde yoğun erotik öğeler mevcut olup,Kültür Bakanlığı Halk Oyunları gösterilerinde de göbek dansı figürlerinin varolduğu ancak, bu tür gösterilerin bir sanat etkinliği niteliği taşıdığı, erotik öğeler barındırmadığı ve sahnede sergilendiği, izlenen yayından da edinilen kanıya göre, göbek dansı gösterisinde bulunan çocuğun bu dansı yapan kişileri ve özel yaşantılarını yoğun bir biçimde izlediği, ailesi ve çevresindeki kişilerce de onları taklit etmesi ve benzemeye çalışmasının desteklendiği, bu durumun çocuğun özellikleri gereği kimlik ve kişilik gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği, cinsel taciz ile ilgili tacizde bulunan kişilerle yapılan çalışmalarda henüz gelişimini tamamlamamış ve kendini koruyabilme yetkisi bulunmayan çocukların giysi, erotik dans, gelişim dönemine uygun olmayan özdeşmiş figürleri taklit etme gibi cinsel uyarı niteliği taşıyabilen davranışlarının tacizi kışkırtıcı yönünün olduğu belirtilmekte olup, küçük bir çocuğun örnek aldığı kişinin hangi davranışını benimseyeceğini, hangisinden arınık olması gerektiğini ayırt edemeyeceği, bu nedenle çocuğun bir erişkinle özdeşim kurma konusunda aşırı yönlendirilmesine hazır olmadığı, ne istediğini tam bilmediği bir dönemde kendisine dayatıldığında ciddi sorunlar yaşandığı açıklamalarından sonra sonuç olarak; “…” ve “…” adlı progamların çocukların ve gençlerin ve fiziksel, zihinsel, ruhsal ve ahlaki gelişimini olumsuz yönde etkilecek nitelikte bulunduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bu durumda, sözkonusu yayının, çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel ruhsal ve ahlaki gelişimini olumsuz etkilediği anlaşıldığından, davalı idarece davacı şirkete ait televizyon yayınının 1 gün geçici bir süreyle kapatılmasına karar verilmesinde hukuka ve yasa hükmüne aykırılık bulunmamaktadır.
Ayrıca, dava konusu uyuşmazlık, verilen cezanın hukuka uygun olup olmadığına ilişkin olup, yeni Kanunla televizyon kapatma cezası kaldırılmış ve eski Kanun yürürlükten kalktığından uygulama imkanı kalmamış ise de, idarece yeni Kanun gözönünde bulundurulmak suretiyle verilen cezanın infazının gerçekleştirilmesi durumunda, bu hususun, işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla hukukiliğini etkilemeyeceği açıktır.
Açıklanan nedenler ile, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K;… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesi uyarınca bozulmasına, yeniden karar verilmek üzere dava dosyasının anılan Mahkemeye gönderilmesine, 4.6.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.