Danıştay Kararı 10. Daire 2003/4745 E. 2005/2591 K. 18.05.2005 T.

10. Daire         2003/4745 E.  ,  2005/2591 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2003/4745
Karar No : 2005/2591

Temyiz Eden(Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacının gümrük komisyonculuğu karnesinin daimi olarak geri alınmasına ilişkin davalı idarenin 1.8.2002 tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda …. İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Olayda, gümrük komisyoncu karnesinin düzenlendiği aşamada, davacının gerçek dışı beyanı ve hilesi sözkonusu olmadığı gibi, idarenin işlemin dayanağı yasa kuralını uygularken açık hataya düştüğünden de söz edilemez.
Bu itibarla davacının elde ettiği hakkın, hukuka uygun olarak elde edilmiş bir hak olarak kabulü ile kazanılmış hak ve idari istikrar ilkesi uyarınca korunması gerekmektedir.
İdare mahkemesince dava konusu işlemin, aktarılan gerekçe ile iptali gerekirken, davanın reddi yolunda verilen temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava. davacının gümrük komisyonculuğu karnesinin daimi olarak geri alınmasına ilişkin davalı idarenin 1.8.2002 tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, davacının gümrük idaresinde geçen hizmet süresinin sadece 7 yıl 8 ay 19 gününün bilfiil gümrük idarelerinde gümrük mevzuatı uygulanarak işlem yapılan birimlerde geçtiğinin anlaşıldığı, bu haliyle 1615 sayılı Yasanın 167.maddesinde belirtilen şekilde sınavsız gümrük komisyonculuğu karnesi verilebilmesi için aranan gümrükte fiilen 10 yıl çalışmış olma koşulunu taşımayan davacı adına, 11.1.1990 tarihinde düzenlenen gümrük komisyonculuğu karnesinin daimi olarak geri alınmasına ve iş takibinin önlenmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mülga 1615 sayılı Gümrük Kanunu’nun gümrük komisyoncusu olabilmenin şartlarının sayıldığı 167. maddesinin 6. fıkrasında da, gümrükte en az onbeş yıl çalışıp da bunun üç yılını başmemurluk veya aynı derecede muadil memurlukta veya muayene memurluğunda geçirenlerden gümrük tatbikat kursundan mezun olanlarla, keza gümrükte on yıl çalışmış ve daha yüksek görevde bulunmuş olanların tahsil ve sınav kaydına tabi olmadıkları kuralı bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, gümrük idaresinde 10 yıldan fazla çalışan ve bu sürenin bir bölümünü başmemurluktan daha yüksek görevlerde geçiren davacı adına 11.1.1990 tarihinde gümrük komisyoncu karnesi düzenlendiği, aradan 13 yıla yakın zaman geçtikten sonra yapılan denetim sonucunda, gümrükte çalıştığı 10 yıllık sürenin, sadece 7 yıl 8 ay 19 gününün bilfiil gümrük idarelerinde gümrük mevzuatı uygulanarak işlem yapılan birimlerde geçtiği, dolasıyla davacının yasada aranan koşulu taşımadığından bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 günlü, E:1968/8, K:1973/14 günlü kararında; idarenin sakat ve dolayısıyla hukuka aykırı işlemine idare edilenin gerçek dışı beyanı veya hilesi sebep olmuşsa veyahut geri alınan idari tasarruf yok denilebilecek bir illetle malülse yahut idare edilenin kolayca anlayabileceği kadar açık bir hata mevcutsa ve idareyi haberdar etmemişse, memurun iyi niyetinden sözetmeye olanak bulunmadığı ve bu nedenle de idarenin yokluk, açık hata, ilgilinin gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın işlemin geri alınabileceği kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, mevzuat hükmünün yoruma ihtiyaç göstermeyecek kadar açık olduğu, idare edenlerin kasıt ya da ihmal içinde olmadıkları sürece, hükmü uygularken hataya düşmelerinin beklenemeyeceği hallerde, maddi olaya ve mevzuatın açık hükmüne aykırı davranılmış ve bu durum da işlemi yok denilecek kadar sakatlamış ise, idarenin açık hatasından söz edilebilir.
Uyuşmazlık konusu olayda,, davacının gümrük idaresinde çalıştığı sürenin 10 yılın üzerinde olduğunda ve bu sürenin bir bölümünün başmemurluktan daha üst görevlerde geçtiğinde çekişme yoktur. Bu sürenin, bilfiil gümrük idarelerinde gümrük mevzuatı uygulanarak işlem yapılan birimlerde geçmesi gerektiği hususu ise, yasa kuralının “amaç” yönünden yorumlanması suretiyle ulaşılan bir sonuçtur.
Yukarıdaki değerlendirmelere göre, gümrük komisyoncu karnesinin düzenlendiği aşamada, davacının gerçek dışı beyanı ve hilesi sözkonusu olmadığı gibi, idarenin işlemin dayanağı yasa kuralını uygularken açık hataya düştüğünden de söz edilemeyeceğinden, davacının elde ettiği hakkın; hukuka uygun olarak elde edilmiş bir hak olarak kabulü ile, kazanılmış hak ve idari istikrar ilkesi uyarınca korunması gerekmektedir.
İdare mahkemesince dava konusu işlemin, aktarılan gerekçe ile iptali gerekirken, davanın reddi yolunda verilen temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 18.5.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi