Danıştay Kararı 10. Daire 2003/4163 E. 2005/1669 K. 13.04.2005 T.

10. Daire         2003/4163 E.  ,  2005/1669 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2003/4163
Karar No : 2005/1669

Temyiz Eden (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı- ANKARA
İstemin Özeti : Zabıt katibi olan davacının, 4447 sayılı Yasa ile 3417 sayılı Yasanın 2. ve 3. maddenin yürürlükten kaldırıldığını 1.6.2000 tarihinde itibaren bu Yasanın kapsamında çıkarılacağından bahisle 3417 sayılı Yasa kapsamındaki alacaklarının verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun cevap verilmeyerek reddine ilişkin işlemin iptali ile alacaklarının yasal faiziyle verilmesi istemiyle açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi Anayasa Mahkemesinin 18.11.1998 günlü, E:1997/59, K:1998/71 sayılı kararı ile 3417 sayılı Yasanın tasarruf kesintilerine ilişkin düzenleme yapan 6. maddesinin üçüncü fıkrasının “Yasanın 2. maddesi kapsamından çıkanlar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş , bu karar 16.1.2000 günlü 23935 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış,.Anayasa Mahkemesinin 10.12.2001 günlü E:2000/42, K:2001/361 sayılı kararı ile ise 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasının 18.11.1998 günlü, E:1997/59, K:1998/71 sayılı karar ile iptal edilen bölümü dışında kalan kısmı, eşitlik ve mülkiyet hakkını Anayasaya aykırı bulunarak, söz konusu maddenin dördüncü fıkrasının ise uygulanması olanağı kalmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olup, bu karar da 28.3.2002 tarihli ve 24709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 28.12.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Öte yandan; 3417 sayılı Yasanın kapsamını belirleyen 2 ve tasarruf kesintisi ve Devlet veya işveren katkısı yapılmasına ilişkin 3. maddesi ise 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 62. maddesinin c. bendi ile 1.6.2000 tarihinden geçerli olarak yürürlükten kaldırılmıştır.
29.4.2003 günlü, 25093 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun 1. maddesinde;Kanunun amacı, 9.3.1988 tarihli ve 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarruflarının Değerlendirilmesine Dair Kanun uyarınca açılmış bulunan Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabında biriken paraların tasfiyesi ve bu hesaptan hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslarını belirlenmesi olarak gösterilmiş,2.maddesinde Kanun, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kendilerine 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin birinci ve iptal edilen üçüncü fıkraları gereği ödeme yapılmamış hak sahiplerini kapsayacağı,3. maddesinin (c) bendinde”Hak sahibi” 3417 sayılı Yasanın 6. maddesi birinci ve iptal edilen üçüncü fıkraları uyarınca kendilerine ödeme yapılmayanları ifade eder şeklinde tanımlanmış, 5.maddesinde; hak sahiplerinin hesabında bulunan nemalarının değerleme yöntemi düzenlenmiş, 6.maddesinde; hak sahiplerine, anapara tutarlarının 2003 yılı Nisan ayında defaten ödeneceği, 5’nci madde uyarınca değerlendirilen tutarın ise Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında olmak üzere 2004 yılında dört taksit, 2005 yılında dört taksit ve Mart ve Haziran aylarında olmak üzere 2006 yılında iki taksit olarak toplam on taksitte ödeneceği, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın, ödeme tarihlerini bir ay önce veya bir ay sonra olarak belirlemeye yetkili olduğu, emeklilik veya ölüm halinde taksitlendirmenin devam etmeyeceği ve ilgililere veya kanuni mirasçılarına kalan tutarın defaten ödeneceği, bu Kanun hükümleri gereğince hak sahiplerine yapılacak ödemeler ve bu ödemeler nedeniyle düzenlenecek belgelerin hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulamayacağı, hükme bağlanmış Kanunun 7’inci maddesinde, 3417 sayılı Kanunun mülga 2’nci maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu Kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı kuralları getirilmiş,10. maddesinde ise 3417 sayılı Yasanın yürürlükten kaldırıldığı hükme bağlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi kararlarından sonra, emeklilik ve ölüm halinde toptan ve tahakkuk edecek nemanın 1/3’ünün ödenmesine ilişkin hükümler dışında, 3417 sayılı Yasa kapsamındaki hak sahiplerine,alacaklarının ödenmesine ilişkin yasa kuralı kalmamıştır.
Gerekçesinde de belirtildiği üzere, 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin iptal edilen fıkralarından sonra ortaya çıkan hukuksal durum ve Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının tasfiyesine ilişkin düzenleme yapmak üzere çıkarılan 4853 sayılı Yasanın amacı ve yayımından önceki aşamalar dikkate alındığında,Yasa ile konulan kuralların Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekçelerine paralel olması gerekmektedir.
4853 sayılı Yasa ile istemleri üzerine kendilerine tasarruf kesintileri ödemiş olanlar bu Yasa kapsamında hak sahibi sayılmamış ve Yasanın yayınından önce açılan davalar ve icra takipleri hakkında uygulanacak kural açısından ayrım getirilmeden bu Yasa hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış,böylece istemleri üzerine kendilerine tasarruf kesintileri ödemiş olanların mülkiyet hakları gözetilmeyerek ve hak sahibi sayılan diğer kişilerle aralarında haklı bir nedene dayanmaksızın farklı durum yaratılarak eşitliğe aykırı düzenleme yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, 4853 sayılı Yasa kapsamında sayılmayan davacının açıldığı bu davanın, 4853 sayılı Kanunun 2. maddesinin ve 3. maddesinin (c) bendinin de yer alan “iptal edilen üçüncü” ibaresinin Anayasaya aykırılığının itiraz yolu ile ileri sürülerek Anayasa Mahkemesine başvurması ile verilecek karardan sonra incelemesi gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz isteminde bulunan davacının 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun 6.maddesinin Anayasaya aykırı olduğuna ilişkin iddiası ciddi bulunmamıştır.
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, zabıt katibi olarak çalışan davacının; 3417 sayılı Yasa kapsamındaki alacaklarının verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile alacaklarının yasal faiziyle verilmesi istemiyle açılmıştır.
Ankara 11. İdare Mahkemesince, Anayasa Mahkemesinin 10.12.200 günlü,E:2000/42 ,K:2001/361 sayılı kararı ile; 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 18.11.1998 günlü E:1997/59,K:1998/71 esas sayılı kararı ile iptal edilen bölümü dışında kalan kısmı ile anılan maddenin dördüncü fıkrasının iptal edildiği, bu kararın yürürlüğe gireceği (28.12.2002) tarihten önce idareye başvuran davacının, 3417 sayılı Yasa kapsamındaki alacaklarını istediği,ancak 4853 sayılı Yasa yürürlüğe girerek, zorunlu tasarruf hesabının ödeme planını belirlediği ve Yasanın 7. maddesinde devam eden davalar hakkında da bu Yasanın uygulanacağı hükmünün getirildiği, davanın konusu kalmadığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı; anılan kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun’un 6. maddesinin ikinci fıkrasında; en az 15 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri takdirde biriken tasarruf kesintileri, Devlet ve işveren katkıları ile bunların nemasının toplamının 3/5’inin ödeneceği, üçüncü fıkrasında, en az 6 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri taktirde sadece biriken tasarruf kesintilerinin ödeneceği, 6. maddesinin dördüncü fıkrasında ise, ikinci ve üçüncü fıkralara göre ödeme yapılanların tasarruf kesintisi, Devlet veya işveren katkıları Bağ-Kur kapsamında olanlar bakımından ,tasarruf tutarları ve Devlet katkıları ile nemanın ödenmeyen kısmının, 3’üncü madde uyarınca … Bankası Ankara Merkez Şubesinde açılacak hesaba nema olarak kaydedileceği ve bunların bu Kanunda belirtilen imkanlardan, işe yeni başlayanlar gibi değerlendirilmek suretiyle yeniden yararlanabilecekleri, son fıkrasında ise; en az iki yıl tasarrufta bulunanlara istemleri halinde, tasarruf kesintileri, Devlet veya işveren katkıları toplamı üzerinden tahakkuk edecek nemasının 1/3’ünün her yıl ödeneceği belirtilmiştir.
Kamu görevlisi iken istifaen görevinden ayrılan, bu nedenle de 3417 sayılı Kanunun kapsamını belirleyen 2. maddesi dışına çıkan ve tasarruf kesinti süresi 6 yıldan az olan bir davacının açtığı davada yapılan itiraz üzerine, Anayasa Mahkemesinin 18.11.1998 günlü, E:1997/59, K:1998/71 sayılı kararı ile 3417 sayılı Yasanın tasarruf kesintilerine ilişkin düzenleme yapan 6. maddesinin üçüncü fıkrasının “Yasanın 2. maddesi kapsamından çıkanlar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olup, bu karar 16.1.2000 günlü 23935 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Tasarruf kesintisi süresi 6 yıldan fazla olan ve görevinden istifaen ayrılan bir başka davacının açtığı davada yapılan itiraz üzerine ise Anayasa Mahkemesinin 10.12.2001 günlü, E:2000/42, K:2001/361 sayılı kararı ile bu kez 3417 sayılı Kanunun 6. maddesinin;
A-İkinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline,
B-Üçüncü fıkrasının 18.11.1998 günlü, E:1997/59, K:1998/71 sayılı kararla iptal edilen bölümü dışında kalan kısmının Anayasa ‘ya aykırı olduğuna ve iptaline,
C-İkinci ve üçüncü fıkralarının iptali nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan dördüncü fıkrasının 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesinin ikinci fıkrası gereğince iptaline,
D-İptal edilen kuralların doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa’nın 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince iptal hükmünün kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş, 28.3.2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan bu karar,28.12.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir
Öte yandan; 3417 sayılı Yasanın kapsamını belirleyen 2 ve tasarruf kesintisi ve Devlet veya işveren katkısı yapılmasına ilişkin 3. maddesi ise 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 62. maddesinin c. bendi ile 1.6.2000 tarihinden geçerli olarak yürürlükten kaldırılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin ,hak sahiplerinin; tasarruf kesintisi, Devlet veya işveren katkısı ve nemasını isteyebilmelerini, belirli sürelerde tasarrufta bulunma zorunluluğuna bağlayan yasal düzenlemeleri yürürlükten kaldıran yukarıda anılan kararları sonucu,hak sahiplerinin üzerlerinde mülkiyet hakkına sahip oldukları tasarruf kesintileri,Devlet katkıları ve nemasını belirli sürelerde tasarruf etme şartına bağlı olmaksızın isteyebilme hakları doğmuştur.
Dosyanın incelenmesinden;zabıt katibi olarak çalışan ve aylığından 3417 sayılı Yasa uyarınca kesinti yapılan davacının , 3417 sayılı Yasa kapsamından 4447 sayılı Yasa ile çıkarıldığından bahisle , tasarruf kesintisi, Devlet katkısı ve nemasının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddi üzerine bu işlemin iptali ile kesinti, Devlet katkısı ve nema tutarının tamamının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır.
Bu davanın açılmasından sonra,29.4.2003 günlü, 25093 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ,4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun 1. maddesinde;Kanunun amacı, 9.3.1988 tarihli ve 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarruflarının Değerlendirilmesine Dair Kanun uyarınca açılmış bulunan Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabında biriken paraların tasfiyesi ve bu hesaptan hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslarını belirlenmesi olarak gösterilmiş,5.maddesinde;hak sahiplerinin hesabında bulunan nemalarının değerleme yöntemi düzenlenmiş, 6.maddesinde; hak sahiplerine, anapara tutarlarının 2003 yılı Nisan ayında defaten ödeneceği, 5’nci madde uyarınca değerlendirilen tutarın ise Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında olmak üzere 2004 yılında dört taksit, 2005 yılında dört taksit ve Mart ve Haziran aylarında olmak üzere 2006 yılında iki taksit olarak toplam on taksitte ödeneceği, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın, ödeme tarihlerini bir ay önce veya bir ay sonra olarak belirlemeye yetkili olduğu, emeklilik veya ölüm halinde taksitlendirmenin devam etmeyeceği ve ilgililere veya kanuni mirasçılarına kalan tutarın defaten ödeneceği, bu Kanun hükümleri gereğince hak sahiplerine yapılacak ödemeler ve bu ödemeler nedeniyle düzenlenecek belgelerin hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulamayacağı, hükme bağlanmış Kanunun 7’inci maddesinde, 3417 sayılı Kanunun mülga 2’nci maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu Kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı kuralları getirilmiş,10. maddesinde ise 3417 sayılı Yasanın yürürlükten kaldırıldığı hükme bağlanmıştır.
Hak sahiplerinin; tasarruf kesintisi, Devlet veya işveren katkısı ve nemalarını alabilmeleri için belirli sürelerde tasarruf etme zorunluluğu kalkmış olmakla birlikte, 3417 sayılı Yasayı yürürlükten kaldıran ve “Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabını” tasfiye eden 4853 sayılı Yasanın 6. maddesi ile anılan hesapta bulunan anaparanın ve nemasının hak sahiplerine ödeme planı belirlenmiş olup, 3417 sayılı Yasa kapsamında bulunan alacakları için dava açan hak sahiplerine de 4853 sayılı Yasanın 7.maddesi hükmü gereği anılan Yasanın 6. maddesinde belirtilen plan dahilinde ödeme yapılması gerekmektedir.
Hak sahiplerine, hesaplarında bulunan tutar ödenirken varsa daha önce yapılan ödemelerin dikkate alınması ve mükerrer ödemeye neden olunmaması gerektiği de açıktır.
Bu durumda; İdare Mahkemesince yukarıda anılan Anayasa Mahkemesi kararları ve 4853 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde ve davacının faiz talebi olduğu da gözönüne alınarak karar verilmesi gerekirken, davanın konusu kalmadığı yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının anılan Mahkemeye gönderilmesine, 13.4.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.