Danıştay Kararı 10. Daire 2003/3897 E. 2006/875 K. 07.02.2006 T.

10. Daire         2003/3897 E.  ,  2006/875 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2003/3897
Karar No : 2006/875

Temyiz Eden (Davacı ) : …
Vekili : …
Karşı Taraf ( Davalı ) : …
İstemin Özeti :Davacı idare tarafından, … İli, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan zemini … Vakfından mukataalı tapunun … ada, … sayılı parselinde kayıtlı taşınmaz üzerinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu silinen vakıf şerhinin tapu kayıtlarına tekrar işlenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesince, davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Mukataalı vakıf taşınmaz mallarının Hazinece iskan amacıyla tahsis edilmesine hukuki olanak bulunmadığından, vakıf şerhinin tapu kaydına işlenmesi yönündeki istemin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığından temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi :13.6.1935 günlü Resmi Gazetede yayımlanan ve 45.maddesi gereğince neşri tarihinden altı ay sonra yürürlüğe giren 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 30.maddesinde “Bu Kanun hükümleri yürümeğe başladıktan sonra mukataalı veya icareteynli gayrimenkullerin tavizleri tamamen vakfa verilmiş olmadıkça o mallar üzerindeki temliki tasarruflar tapu dairelerince tescil olunamaz.” kuralına yer verildiğinden, mukataalı taşınmazların taviz bedeli tümüyle tahsil olunmadan mülkiyetin nakline ilişkin tapu işlemlerinin yapılamayacağı ve taşınmazın mukataalı olma niteliğini sürdüreceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazın satıldığına ilişkin kanıtlayıcı belgelerin vakıf arşivlerinde ve tapu kayıtlarında bulunmadığı, ancak Temmuz 1941 tarihi itibariyle 2510 sayılı İskan Kanununun 30.maddesine göre Hazineye tahsis kaydının mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
2510 sayılı Kanunun 5098 sayılı Kanunla değişmeden önceki metninde “1 ve 2 numaralı mıntıkalara yerleşenlere borçlu ve borçsuz iskan yoluyla verilen gayrimenkuller on yıl müddetle hiç bir suretle satılamaz, bağışlanamaz, terhin edilemez, haczolunamaz. Tapularına o yolda kayıt düşürülür. Hükümetin izniyle Ziraat Bankasına terhin caizdir.” kuralı yer almaktadır. (Düstur 3.tertip, 15.cilt, sayfa 467) Bu Yasa hükmünün mukataalı vakıf taşınmazlarının niteliğini değiştirici bir etkisinin bulunmadığı ve esasen vakıf taşınmazlarının tahsise konu edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Bu itibarla, dava konusu taşınmazın vakıflar idaresince satışının yapılmamış olması bakımından, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, … İli, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan zemini … Vakfından mukataalı tapunun … ada, … sayılı parselinde kayıtlı taşınmaz üzerinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu silinen vakıf şerhinin tapu kayıtlarına tekrar işlenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, yeni kadastro çalışmalarının çok öncesinde uyuşmazlık konusu taşınmazın Temmuz 1941 tarihinde 2510 sayılı İskan Kanununun 30. maddesi uyarınca Hazinece iskana verildiği, davacı idarenin onayı üzerine vakıf kaydının tapu sicilinden terkin edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
Davacı idare tarafından anılan idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2510 sayılı İskan Kanununun yürürlüğe girdiği 21.6.1934 tarihinden sonra 13.6.1935 tarih ve 3027 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 6 ay sonra yürürlüğe giren 2762 sayılı Vakıflar Kanununda, mukataalı vakıf taşınmaz mallarının Hazinece 2510 sayılı İskan Kanunu uyarınca muhacir, mülteci, göçebe ve naklolunan çiftçi ve sanatkârlara iskan amacıyla verileceğine veya tahsis edileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.
Aksine 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 30. maddesinde, bu Kanun hükümleri yürürlüğe başladıktan sonra mukataalı ve icareteynli gayrimenkullerin tavizleri vakfa verilmiş olmadıkça o mallar üzerindeki temliki tasarruflar tapu dairelerince tescile alınamaz kuralına yer verilmiştir.
Kaldı ki uyuşmazlık konusu … ada … parsel sayılı taşınmaz, Vakıflar Kanununun yürürülüğe girdiği tarihten sonra Temmuz 1941 tarihinde 2510 sayılı İskan Kanununun 30. maddesi uyarınca Hazinece iskan amacıyla verilmiştir. Bir başka anlatımla, Vakıflar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce vakıf taşınmazının iskan amacıyla tahsis edilmediği açıktır.
İdare Mahkemesince, davacı idarece verilen onay üzerine uyuşmazlık konusu taşınmazın vakıf kaydının tapu sicilinden terkin edildiği gerekçesine de yer verilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dava dosyasında bu hususa ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Bu durumda, yukarıda yapılan açıklama ve değerlendirmeler de dikkate alınmak suretiyle gerekli inceleme ve araştırma yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uygun bulunan davacı idare temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine 7.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.