Danıştay Kararı 10. Daire 2003/2606 E. 2006/2572 K. 20.04.2006 T.

10. Daire         2003/2606 E.  ,  2006/2572 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2003/2606
Karar No : 2006/2572

Temyiz Eden (Davacılar ) : …
Vekili : …
Karşı Taraf ( Davalı ) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararı hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdari eylemden zarar gören ilgililerin, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri zorunlu olup, bu yönde yapılan başvuru açılacak olan davanın süresine de başlangıç oluşturmaktadır.Başvuru yapıldıktan sonra süreç başlamış olduğundan, maddede öngörülen süre içerisinde dava açılması gerekmektedir.İdareye başvuruları söz konusu olmamak koşulu ile idari yargının görev alanına giren bir tam yargı davası nedeniyle adli veya askeri yargı merciilerine açılan tam yargı davalarında verilen görev yönünden ret kararından sonra, 2577 sayılı Yasanın 9. maddesinde belirlenen30 günlük süre içinde yada dava hakkı ihlal edilenlerin eylemi öğrenmelerinden itibaren bir yıllık (her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde) süre geçmemiş ise idareye başvurularak veya doğrudan anılan Yasanın 13.maddesinde belirlenen süre içerisinde dava açılması mümkün ise de; 2577 sayılı Yasada idareye başvuru yapmadan önceki döneme ilişkin olarak öngörülen 1 ve 5 yıllık sürelerin, idareye başvurularak dava açma süresinin başlatılmasından sonra yeniden dikkate alınmasına olanak bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacıların davalı idareye 1.6.2000 tarihinde başvurarak maddi ve manevi tazminat istediği,istemlerinin cevap verilmeyerek reddedildiği, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü, … Üniversitesi ve … Üniversitesinde görevli üç doktor aleyhine tazminat davası açtıkları dava sonucu, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarihinde kesinleşen kararı ile davanın … Üniversitesi ile ilgili kısmının görev yönünden ,doktorlarla ilgili kısmının husumet nedeniyle reddine, Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgili olarak ise dava dosyasının ayrılmasına karar verildiği, davacıların 2577 sayılı Yasanın 9. maddesinde öngörülen otuz günü geçirerek 12.01.2001 tarihinde bu davayı açtığı bu davanın 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde öngörülen süre içinde de açılmadığı gerekçesiyle temyize konu kararın ile bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, vaktinden önce doğan …’a yanlış tedavi uygulaması sonucu gözlerinin görme yetisini kaybettiğinden bahisle yasal faiziyle maddi ve manevi tazminat verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, davacıların tazminat ödenmesi istemiyle adli yargıda açtıkları davanın görev yönünden reddi yolunda verilen kararın kesinleşmesinden sonra 2577 sayılı Yasanın 9. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içinde bu davanın açılmadığı ancak idari dava açma süresi aşılmadığından, davada süre aşımı bulunmadığı, …’un gözlerinin görme unsurunda eksiklik meydana gelmesinde, davalı idareye bağlı … Hastanesinde yapılan tedavinin etkisinin olup olmadığının tespiti amacıyla dava dosyasının Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderildiği, bu Kurumun 2. İhtisas Kurulunca verilen 27.5.2002 tarihi raporda, …’un her iki gözünde bulunan retrolental fibroplazi hastalığının (ROP), bebeğin vaktinden önce ve düşük doğum tartılı doğmasına bağlı olarak ana karnında gelişmesini tamamlayamaması, retina damarlarının normal konsantrasyonunda da olsa oksijenle temas etmesi halinde , göz içi retina hasarlarının meydana gelebileceğinin tıbben bilindiği, … Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılan tıbbi işlemlerin usulüne uygun olduğu ve bebeğin gözlerinde ortaya çıkan arızanın bakım kusuru veya hatalı tedaviden kaynaklanmadığının bildirildiğinin anlaşıldığı, Rabia Koç’un tedavi ve bakımında davalı idareye yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, dolayısıyla bebeğin gözlerinin zarar görmesinin asıl nedeninin prematüre doğmuş olmasından kaynaklandığı anlaşıldığından, davacılar tarafından talep edilen maddi ve manevi tazminatın kabulüne olanak bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar, anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 9.maddesinde;
“1. Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.
2. Adli veya askeri yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra birinci fıkrada yazılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabilir. “hükmü yer almıştır.
Anılan yasa hükmü, görevsiz yargı yerine başvuru halinde ilgililere görevli yargı yerinde dava açma hakkını tanımakta; süresi içinde dava açılmak şartıyla görevsiz yargı yerinde açılan davanın, görevli yargı merciinde açılmış sayılmasına olanak sağlamaktadır. Ancak görev ret kararı üzerine otuz gün içinde dava açılmaması halinde, anılan yasa hükmünün uygulanamayacağı, ilgililerin diğer yargı merciine açtıkları davanın idari yargıda açılmış sayılamayacağı da açıktır. Dolayısı ile görevsizlik kararı üzerine otuz günlük süre içinde idari yargıda dava açılmamış ise, davanın diğer yargı yerlerinde açılmış olan dava dikkate alınmadan yukarıda anılan madde hükmü uyarınca, doğrudan doğruya tam yargı davası açılması halinde dava açma süresini düzenleyen, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13. maddesinde belirtilen dava açma süresi içinde açılıp açılmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
2577 sayılı Yasnın 13. maddesiyle ise ;”1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.
2. Görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz” düzenlemesi yapılmıştır.
Davanın incelenmesinden, …’un 24.9.1999 tarihinde … SSK Hastanesinde dünyaya geldiği, aynı gün … Hastanesine sevk edildiği, bilateral retrolentral fibroplazi tanısıyla 25.4.2000 tarihinde … Göz Hastanesine sevk edildiği, bu hastanece yapılan incelemeler sonucu retrolental fibroplazi (ROP) hastalığı tanısı konulduğu, davacıların 1.6.2000 tarihinde maddi ve manevi tazminat istemiyle yaptıkları başvurunun cevap verilmeyerek reddedildiği, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü, … Üniversitesi ve … Üniversitesinde görevli üç doktor aleyhine açılan tazminat davası sonucunda, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2000 tarihinde kesinleşen kararı ile davanın … Üniversitesi ile ilgili kısmının görev yönünden ,doktorlarla ilgili kısmının husumet nedeniyle reddine, Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgili olarak ise dava dosyasının ayrılmasına karar verildiği, davacıların 2577 sayılı Yasanın 9. maddesinde öngörülen otuz günlük süreyi geçirerek 12.01.2001 tarihinde bu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Bu durumda, 2000 yılı Nisan ayında …’un görme yetisini kaybettiğini öğrenerek yanlış tedavi (fazla oksijen verilmesi nedeniyle görme kaybına uğranıldığı) nedeniyle zarara uğradıklarından bahisle tazminat verilmesi istemiyle, … Üniversitesi Rektörlüğü’ne 1.6.2000 tarihinde başvuran ve istemlerine altmış gün içinde cevap verilmeyen davacıların, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde öngörülen ikinci altmış günün sonu olan 29.9.2000 tarihine kadar dava açmaları gerekirken, 12.1.2001 tarihinde açtıkları davada süre aşımı bulunmaktadır.
Açıklanan nedenler ile davacıların temyiz isteminin reddiyle 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesinin verilen … tarihli ve E: …, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle sonuç itibariyle ONANMASINA, 20.4.2006 oybirliğiyle karar verildi.