Danıştay Kararı 10. Daire 2002/521 E. 2003/4772 K. 05.12.2003 T.

10. Daire         2002/521 E.  ,  2003/4772 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2002/521
Karar No : 2003/4772

Temyiz Eden (Davalı) : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Vekili : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı yayın kuruluşunun 3984 sayılı Yasa’nın 4/c maddesinde düzenlenen yayın ilkesini ihlal ettiğinin saptandığı öne sürülerek, aynı Yasa’nın 33.maddesi uyarınca yayınının 3 gün süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin işlemin iptaline karar veren …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davalı idare tarafından temyizen incelenip, bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Hukuki dayanağının bulunmadığı öne sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Ceza yaptırımları ile idari yaptırımların yaptırıma yetkili organ, usul, hukuki sonuç ve hukuksal nitelik yönlerinden birbirlerinden ayrılmaları, ceza yaptırımı öngörülmeyen bir eylem ve davranışın idari yaptırımı gerektiren bir idari düzen ihlali oluşturması halinde ceza yargılamasının sonucuna bakılmaksızın idari yaptırım uygulanabilmesi, olayda da 3984 sayılı Yasa’nın 4/c maddesinde öngörülen yayın ilkesinin ihlal edildiğinin anlaşılması karşısında, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Davacı şirkete ait radyonun; 05.01.2001 günü yayınlanan “…” adlı programda geçen konuşmaların 3984 sayılı yasanın 4/c maddesinde belirtilen ilkeye aykırı olduğundan bahisle radyo yayınının 13.06.2001 gününden başlayarak 3 gün süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine dair idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 4/(c) maddesinde; Anayasanın genel esasları kısmında yer alan ilkelere, demokratik kurallara ve kişi haklarına aykırı yayın yapılamıyacağı belirtilmiş, yasanın 33.maddesinde ise; yayın ilke ve esaslarına aykırı yayının uyarıya rağmen tekrarlanması halinde ihlalin ağırlığına göre yayının bir yıla kadar geçici olarak durdurulacağı veya yayın izninin iptal edileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; davacı şirkete ait radyonun 5.1.2001 günü saat (8.30-10.00) arasında yayınlanan programında, 3984 sayılı yasanın 4/(c) maddesinde belirtilen ilkeye aykırı olarak yayın yapıldığı anlaşılmakta olup; 10.10.1995 günlü 2443 sayılı yazı ile daha önce de aynı yasa maddesini ihlalden dolayı uyarılmış bulunan radyonun sabit olan davranışları nedeniyle yayınının 3 gün süreyle geçici olarak durdurulmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü;
Dava, davacı yayın kuruluşuna ait “… Radyo” adıyla yayın yapan radyonun 5.1.2001 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda yayınladığı konuşmalarla 3984 sayılı Yasa’nın 4/c maddesinde düzenlenen yayın ilkesini ihlal ettiğinin saptandığı öne sürülerek, aynı Yasa’nın 33.maddesi uyarınca yayınının 3 gün süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, radyonun sorumlu müdürü ile program sunucusu hakkında sözkonusu konuşmalar nedeniyle “halkı din farklılığı gözeterek açıkca kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçunu işledikleri iddiasıyla açılan davada …Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı kararı ile sanıkların üzerine atılı bulunan suçun yasal unsurlarının yokluğu nedeniyle oluşmadığı belirtilerek beraatlerine karar verildiği, canlı yayında geçen dinleyici konuşmalarının tamamı incelendiğinde Devletin demokratik ve laik düzenine yönelik bilinçli ve kasıtlı söylenen ifadeler bulunmadığı, bir dinleyicinin pahalılık ve yaşam koşullarının ağırlığı nedeniyle çaresizliğini dile getirdiği, dinleyicinin bu duygusal ve heyecanlı konuşmasına sunucunun da “evet, anlıyorum” şekilnde yanıt verdiği, konuşmaların 3984 sayılı Yasa’nın 4/c benidnde düzenlenen yayın ilkesinin ihlali niteliğinde değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare hukuka aykırı olduğunu öne sürdüğü anılan mahkeme kararının temyizen incelenip, bozulmasını istemektedir.
İdare Mahkemesince, idari yaptırıma ilişkin dava konusu işlemin iptaline karar verilirken öncelikle radyonun sorumlu müdürü ile program sunucusu hakkında açılan dava sonucu Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen beraat kararı, dolayısıyla ilgililer hakkında ceza yaptırımı uygulanmaması dayanak alınmıştır.

Ceza yaptırımı ile idari yaptırımlar, amaç, yaptırıma yetkili organ, usul, hukuki sonuç ve hukuksal nitelik yönlerinden birbirlerinden farklıdır.
Ceza yaptırımları, Ceza Kanunlarında suç olarak öngörülen ihlallerin yaptırımı olarak ceza yargılaması sonucunda verilebilen kararlar iken, idari yaptırımlar yasaların açıkça yetki verdiği ve yasaklamadığı durumlarda, araya yargı kararı girmeden, idarenin bir işlemi ile ve İdare Hukukuna özgü usullerle verdiği kararlardır.
Ceza yaptırımları, toplum düzenini korumayı ve sağlamayı amaçlarken, idari yaptırımlar, idari emir ve yasağı bozan idari düzen ihlallerini önlemeyi amaçlar.
Ceza Kanunlarında suç olarak öngörülmediği için ceza yaptırımına konu olmayabilen bazı eylem ve davranışlar idari düzen ihlaline yol açtığı hallerde idari yaptırıma konu olabilir.
Ceza yaptırımları ile idari yaptırımların belirtilen nitelikleri nedeniyle, ceza yaptırımları yanında, idarece ayrı bir yaptırım uygulanabildiği gibi, ceza yaptırımı uygulanmadığı hallerde de idari yaptırım uygulanmasını gerektiren bir eylemin varlığı halinde, ceza yargılamasındaki nitelendirme ve verilen karar idari yaptırım uygulanmasını engellemez.
Dosyanın incelenmesinden, yayın yapan radyonun sorumlu müdürü ile sunucusu hakkında, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak öngörülen “halkı din farklılığı gözeterek açıkça kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçunun yasal unsurlarının oluşmadığından beraat kararı verilirken, dava konusu işlemle 3984 sayılı Yasa’nın 4/c maddesinde düzenlenen “Anayasa’nın genel esasları kısmında yer alan ilkelere, demokratik kurallara ve kişi haklarına aykırı yayın yapılmayacağı,” yolundaki yayın ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varılarak idari yaptırım uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ceza yargılamasında irdelenen ihlal nedeni eylem ile idari yaptırım kararı sırasında irdelenen idari düzeni ihlal edici eylem öncelikle birbirleriyle örtüşen, aynı şekilde tanımlanan eylemler ve aynı nitelikte ihlaller olmadığından ceza yargılaması sonucu verilen kararın, idari yaptırıma ilişkin karar yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
Bu nedenle dava konusu işlemin İdare Hukuku usul ve kuralları içerisinde hukuka uygunluğu denetiminin yapılması, sözkonusu yayının belirlenen yayın ilkelerini ihlal edici niteliği bulunup, bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dosyadaki belgeler, yayın bandı ve deşifre metinleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 5.1.2001 günü saat 08.30 – 10.00 da yayınlanan, gazete haberleri üzerine yorum yapılan ve dinleyicilerle telefon bağlantısı kurulan “…” adlı programda canlı yayına telefonla katılan bir dinleyicinin “üç kere zam geliyor yani insaf çiğmi yiyelim aldığımız sebzeleri ben yani şaşıyorum bu zamlara enflasyon baştakilerin başına düştü haberi yok kendilerinden bir de milletvekilleri yani bir partiye kimseye güveneceğim kalmadı ne … ne …, bir de temsilciyim … Mahalle temsilcisi hiç kimseye güvenim kalmadı Alllah’tan gayri, Allah’ın sopası yok ki vurunca başlarına düşürse o da sabırlı kulları gibi değil. Bir de adalet istiyorum şu Türkiye’de A harfi bile yok adaletin, milletvekillerine, katillere geldi mi hemen bir çırpıda geçiyorlar, bir kalemde silip geçiyorlar, başkalarına geldi mi yani adalet nerede Allah aşkına, ben şeriat istiyorum ya kesin ya o kadar içim dolu ki bi heyecandan titriyorum hiç sorma” şeklindeki konuşmasına sunucunun “evet”, “anladım” şeklinde yanıt vererek konuşmaya devam edildiği, sunucunun herhangi bir müdahale ve uyarıda bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu haliyle uyuşmazlık konusu yayın ile 3984 sayılı Yasa’nın 4/c maddesinde düzenlenen “Anayasa’nın genel esaslar kısmında yer alan ilkelere, demokratik kurallara ve kişi haklarına” aykırı yayın yapılmayacağı yolundaki yayın ilkesinin ihlal edildiğinin kabulü gerektiği gibi, yayın kuruluşunun daha önceki ihlalleri de dikkate alındığında dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49.maddesi uyarınca davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 5.12.2003 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU :
Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.