Danıştay Kararı 10. Daire 2002/4988 E. 2002/3681 K. 09.10.2002 T.

10. Daire         2002/4988 E.  ,  2002/3681 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2002/4988
Karar No : 2002/3681

Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı
Davacı : …
Vekilleri : …
Davalı : T.C.Sanayi ve Ticaret Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacı şirkete ait … Gazetesi’nin 7.6.2000 tarihli nüshasının … Eki’nde yayımlanan “…” başlıklı reklamın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16.maddesine aykırı olduğu öne sürülerek aynı Kanunun 25.maddesi uyarınca para cezası uygulanmasına ve ayrıca yayının durdurulmasının istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, işlemin idari para cezasına ilişkin kısmının iptaline, davanın yayınının durdurulmasına yönelik kısmının incelenmeksizin reddine karar veren … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının başvurusu üzerine Danıştay Başsavcılığı tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51.maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi :. 4077 sayılı Yasa’nın 3.maddesinde “mecra kuruluşu” tanımlanmamış ise de aynı Yasa’nın 16.maddesine aykırılık fiili ancak ticari reklam ve ilanların hedef kitleye ulaştırılması ile işleneceğinden ve bu iş de yine mecra kuruluşu aracılığıyla yapılacağından, bunları yasa kapsamı dışında saymaya olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenle yasada açıkça sorumluluğu düzenlenmeyen ve belirtilmeyen yayın kuruluşlarına ceza verilemeyeceği gerekçesiyle işlemin iptaline karar veren mahkeme kararının, 2577 sayılı Kanun’un 51.maddesine göre kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Davacı şirkete ait … Gazetesi’nin 7.6.2000 tarihli nüshasının … Eki’nde yayımlanan “…” başlıklı reklamın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16.maddesine aykırı olduğu öne sürülerek aynı Kanunun 25.maddesi uyarınca para cezası uygulanmasına ve ayrıca yayının durdurulmasının istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, 4077 sayılı Kanun’a göre tüketiciyi korumak amacıyla getirilen ilkelerin ihlali halinde üretici, imalatçı ve satıcıların sorumlu oldukları, 16.maddeye aykırılığın ülke düzeyinde yayın yapan yazılı, sözlü, görsel vs. araçlarla gerçekleşmesi durumunda 25.madde kapsamında cezai sorumluluğun ticari ilan ve reklamı yaptırana ait olacağı, yasada açıkça sorumluluğu düzenlenmeyen ve belirtilmeyen yayın kuruluşlarına ceza verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin idari para cezasına ilişkin kısmının iptaline, davanın yayınının durdurulmasına yönelik kısmının reddine karar verilmiştir.
4077 sayılı Kanun’un 26.maddesi uyarınca, bu yasada düzenlenen para cezalarına karşı yasada öngörülen süre içerisinde yetkili idare mahkemesine yapılan itiraz üzerine idare mahkemesince verilen kararlar kesin olduğundan, anılan mahkeme kararına karşı olağan kanun yollarından olan temyiz yoluna başvurulmamıştır.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, yerleşik Danıştay kararlarında da belirtildiği üzere mecra kuruluşlarının reklam ve ilanın bir parçası olduğunu ve kanun kapsamı dışında saymaya hukuken olanak bulunmadığını öne sürerek mahkeme kararının kanun yararına bozulması isteğiyle Danıştay Başkanlığı’na başvurmuştur.
Danıştay Başsavcılığı, 4077 sayılı Kanun’da “mecra kuruluşu” nun tanımlanmamasına karşın, aynı kanunun 16.maddesine aykırılığın ancak mecra kuruluşu aracılığıyla oluşacağını, bu kuruluşların kanun kapsamı dışında olduğunu kabule olanak bulunmadığını belirterek mahkeme kararının işlemin kısmen iptaline ilişkin bölümünün kanun yararına temyiz etmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51.maddesinde, idare mahkemelerince “kesin olarak verilen” kararların da kanun yararına temyiz olunacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, kanun yararına bozmanın amaç ve işlevi dikkate alındığında idare mahkemesince verilen kesin kararların da kanun yararına temyiz olunabileceğine karar verilerek, esasa geçildi.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 16.maddesinde “Ticari reklam ve ilanların yasalara ve genel ahlaka uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır.
Tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklam ve ilanlar yapılamaz.” hükmü yer almaktadır.
Yine aynı Yasanın 25.maddesi üçüncü fıkrasında 16.maddeye aykırı haraket edenler hakkında para cezası uygulanacağı, 16.maddeye aykırılığın ülke düzeyinde yayın yapan yazılı, sözlü, görsel vesair araçlarla gerçekleşmesi halinde ise cezanın on katının uygulanacağı öngörülmüştür.
21.12.1995 tarih ve 22500 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Tebliğin 3.maddesinde “Mecra (Reklam araçları) kuruluşu ise reklamı hedef kitleye ulaştıran iletişim kanallarının yada her türlü reklam taşıyan aracın sahibi, işleticisi veya kiralayıcısı olan gerçek ve/veya tüzel kişiyi ifade eder” şeklinde tanımlanmaktadır.

4077 sayılı Yasanın 3.maddesinde her ne kadar “Mecra Kuruluşu” tanımlanmamış ise de aynı Yasanın 16.maddesine aykırılık fiili ancak ticari reklam ve ilanların hedef kitleye ulaştırılması ile işleneceğinden ve bu iş de yine mecra kuruluşu aracılığıyla yapılacağından, bunları yasa kapsamı dışında saymaya hukuken imkan görülmemektedir.
Bu durumda, 4077 sayılı Kanun’un amacına uygun olarak tüketiciyi koruma amacıyla ticari ilan ve reklamı yayınlayan yayın kuruluşlarının da cezai sorumluluk kapsamında bulunduğunun kabulüyle, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiğinden, Kanun’un yayın kuruluşlarını kapsamadığı gerekçesiyle işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararının kanun yararına bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, işlemin kısmen iptaline ilişkin bölümünün 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına, kararın birer örneğinin ilgili Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasına, 9.10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.