Danıştay Kararı 10. Daire 2002/2036 E. 2004/91 K. 12.01.2004 T.

10. Daire         2002/2036 E.  ,  2004/91 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2002/2036
Karar No : 2004/91

Temyiz Eden (Davalı) : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı-ANKARA
Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Kaçak mal olduğu iddiasıyla el konularak gümrük deposuna kaldırılan davacıya ait halıların iadesi yolunda verilen yargı kararı üzerine iadesi gereken 6 adet ipek halının iade edilmemesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 2.420.000.000 lira maddi zararın tazmini istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince, tazminat isteminin kısmen kabulü yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Gümrük Müsteşarlığının Savunmasının Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen te.myiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davacının Savunmasının Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Tam yargı davasında ilgililerin idarenin eylem ve işlemleri nedeniyle uğradıkları zararın tazmini aracıdır. Hükmedilen faiz ise idarenin temerrüde düştüğü tarihten itibaren doğacak değer kaybını telafiye yöneliktir.
Dosyanın incelenmesinden 1.2.1996 tarihinde kaçak mal şüphesiyle el konulan halıların davacının 1918 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yargılandığı davada … Ağır Ceza Mahkemesince verilen iade kararı üzerine kaybolduğu belirtilerek davacıya teslim edilmediği, davacının uğradığı zararın tazmini istemiyle 12.1.2001 tarihinide davalı İdareye başvurduğu, zımni ret kararı üzerine de bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davacının hizmet konusu nedeniyle uğradığı zarar halıların iadesinin yapılmadığı 24.11.2000 tarihinde doğmuştur. Söz konusu halıların iadesinin istendiği tarihteki değeri uğranılan gerçek zarar tutarına karşılık gelmektedir. Davacının davalı idareye uğranılan zararın tazmini istemiyle yaptığı başvuru tarihi ise idarenin temerrüde düştüğü tarihi ifade etmektedir.
İdare mahkemesince, zararın doğduğu tarih itibarıyle halıların değerinin tespiti yoluna gidilmesi ve idareye başvuru tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, halıların 4.7.1996 yılındaki değeri zarar tutarı olarak alıp bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi yolunda verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması, davalı idare temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi :Davacının, iran’dan, Lübnan’a Türkiye üzerinden transit geçmek isterken Doğubeyazıt Gürbulak Gümrükler Başmüdürlüğüne giriş yaptığı 31.01.1996 tarihinde kaçak zannı ile ambara alınan halılarının, hakkında açılan davanın beraatle sonuçlanması neticesinde tarafına iadesini istemesi üzerine yapılan araştırmada halıların kimliği meçhul kişiler tarafından ambardan çalındığı anlaşılarak durumun idarece 24.11.2000 tarihinde davacıya bildirilmesinden sonra kaybolan halılar nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 2.420.000.000-TL. maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idareden tazminen tahsili istemiyle açılan dava sonucunda, davanın kısmen kabulüyle, adli yargı yerince 31.01.1996 tarihi itibarıyla yaptırılan tesbitte halılar için bulunan değerler esas alınarak 484.000.000-TL. tazminatın idareye başvuru tarihi olan 12.01.2001 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat talebinin ise reddine dair verilenidare mahkemesi kararının karşılıklı olarak taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
İdarece kaçak zannı ile ambara alınan malların muhafazasından sorumlu idarenin hizmet kusurundan dolayı kaybolması nedeniyle doğan zararın doğmasına neden olan kaybolma olayının varlığının meydana çıktığı, farkedildiği tarih itibarıyla malların gerçek değerinin tesbit edilerek tazmininin gerekeceği kuşkusuz ise de, buna ancak süre aşımına uğramadan açılacak bir idari davanın sonucunda hükmedilebileceği de açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının zararının varlığını 24.11.2000 tarihinde öğrendiği anlaşılmakta olup; tazminat ödenmesi istemiyle idareye 12.01.2001 günlü dilekçe ile başvurulduğu ve bu başvurusunun 16.1.2001 tarihinde idare kayıtlarına girdiği ancak, idarece bu başvuruya herhangi bir clevap verilip verilmediğinin, cevap verilmiş ise hangi tarihte cevabın davacıya tebliğ edildiğinin ve bu tebligata göre 2577 sayılı İYUK.nun 7. maddesinde öngörülen 60 günlük süre içerisinde dava açılıp açılmadığının saptanmasından sonra davanın süresinde açıldığının tesbiti halinde işin esasına geçilmesi gerekirken bu yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak davalının süre aşımı itirazı herhangi bir inceleme yapılmaksızın reddedilerek işin esasına geçilmek suretiyle verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle temyize konu idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, kaçak mal olduğu iddiasıyla el konularak gümrük deposuna konulan davacıya ait halıların iadesi hakkında verilen yargı kararı üzerine iadesi gererken 6 adet ipek halının iade edilmemesi nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 2.420.000.000 lira maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare mahkemesi, idarenin el koyarak emanetine aldığı malı koruyup kollama ve gerektiğinde ilgilisine iade etme sorumluluğunu yerine getirmemesinde ağır hizmet kusurunun bulunduğu, davacı hakkında 1918 sayılı Yasaya muhalefet suçundan açılan kamu davasının görülmesi sırasında … Ağır Ceza Mahkemesince halıların değerinin tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda 6 adet halının rayıç değerinin tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda 6 adet halının rayiç değerinin 484.000.000 lira olduğunun belirtildiği, uğranılan gerçek zararı gösteren bu tutarın idareye başvurulduğu 12.1.2001 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar vermiştir.
Davalı İdare, tarafından kabule ilişkin kısmının, davacı tarafından ise, redde ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Davalı İdarenin temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlarn, temyize konu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının temyiz istemine gelince;
Tam yargı davaları, idarenin eylem ve işlemi nedeniyle ilgililerin uğradıkları gerçek zararın tazmin aracıdır. Gerçek zarar ise; idari eylemin meydana geldiği an itibarıyla uğranılan ve tespit edilebilen zarar tutarıdır. İdarenin aynen iade yükümlülüğü olan bir malı iade edememesinden doğan gerçek zarar ise, iade tarihi itibarıyla söz konusu malın yerine konulması için gerekli olan tutardır.
Maddi tazminat istemiyle açılan tam yargı davalarında, hükmedilen tazminat tutarına işletilen yasal faiz ise; idarenin temürrüde düştüğü tarihten itibaren doğacak değer kaybını giderme amacını taşır. İdarenin temürrüde düştüğü tarih;ilgililerintazmin talebiyle idareye başvurdukları tarihtir.
Dosyanın incelenmesinden, İran’dan Lübnan’a gitmek üzere transit geçiş yapan davacıya ait mallara kaçak olduğu şüphesiyle 1.2.1996 tarihinde Gürbulak Sınır Kapısında el konularak gümrüğe ait depoda emanete alındığı, aynı olay nedeniyle 1918 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan açılan kamu davasında … Ceza Mahkemesince davacının beraati ve el konulan malların iadesi yolunda verilen kararın kesinleşmesinden sonra davacı vekilince malların teslim alınması amacıyla 24.11.2000 tarihinde gümrük deposuna gidildiğinde 6 adet ipek halının kaybolduğundan bahisle tesliminin yapılamadığı, 12.1.2001 tarihinde uğranılan maddi zararın tazmini istemiyle davalı İdareye yapılan başvurunun zımmen reddi üzerine de bu davanın açıldığı, İdare Mahkemesince, kamu davasının görülmesi sırasında … Ceza Mahkemesince 4.7.1996 tarihinde malın değerinin tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu bilirkişilerce saptanan tutar gerçek zarar kabul edilerek davanın kısmen kabulü ve kabul edilen tutara idareye başvuru tarihi olan 12.1.2001 tarihinden itibaren yasal faiz işletmesine ilişkin temyize konu kararın verildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının uğradığı zararın davalı İdarenin iade yükümlülüğünü yerine getiremediği tarih olan 24.11.2000 tarihinde doğduğu, gerçek zararın da bu tarih itibariyle söz konusu malın rayiç değerinin tespiti ile ortaya konulacağı, yasal faizin ise davacının idareye başvuru tarihinden itibaren uygulanması gerektiği açıktır.
İdare mahkemesince, gerçek zararın, doğduğu tarih itibariyle tespiti ve hükmedilen tutara idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken, 4.7.1996 tarihi itibariyle saptanan değer esas alınmak suretiyle verilen temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı İdarenin temyiz isteminin reddine, davacı temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve …, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden karar verilmek anılan mahkemeye gönderilmesine 12.1.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.