Danıştay Kararı 10. Daire 2001/323 E. 2003/703 K. 25.02.2003 T.

10. Daire         2001/323 E.  ,  2003/703 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2001/323
Karar No : 2003/703

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacılar) : 1- …
2- …
3- …
Vekili : …
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacıların yakınının rahatsızlanması sonucu kaldırıldığı … Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisinde ölümü olayında idarenin hizmet kusuru bulunduğu belirtilerek uğranıldığı öne sürülen manevi zararın tazmini istemiyle açılan dava sonunda, istemin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar veren … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının taraflarca temyizen incelenip, bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Taraflarca savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Manevi tazminatın niteliği gereği zenginleşmeye yol açmayacak bir miktarın takdir edilmesi gerekmekte ise de takdir edilen miktarın kısmen de olsa duyulan eylem ve ızdırabı giderebilecek ve idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyabilecek bir miktar olmalıdır.
Olayın oluş şekli, idarenin kusuru ve zararın niteliği dikkate alındığında istenilen miktarın zenginleşmeye yol açmayacak bir miktar olduğu, takdiren tamamına hükmedilebileceği görülmektedir.
Enflasyon olgusu ve yargılama sürecindeki gecikme dikkate alındığında karar tarihi itibarıyle takdir edilen manevi tazminata öngörülen amaç dikkate alınarak ödeneceği tarihe kadar yasal faiz de uygulanması gerekmektedir.
Olayda İdarenin hizmet kusuru açık olduğundan davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının istemin kabulüne ilişkin bölümünün onanmasına, davacıların temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının istemin reddine ilişkin bölümünün bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Yüksek Öğretim Kanunu’nun 3708 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi ile değişik 56 ncı maddesinin (b) fıkrasında, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerinin genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanacakları belirtilmiş olup, 492 sayılı Harçlar Kanununun istisna ve muaflıklarla ilgili 13 üncü maddesinin (j) bendinde genel bütçeye dahil idarelerin, Kanunun 1 ve 3 sayılı tarifelere giren işlemlerden ötürü harçtan muaf oldukları açıklandığından üniversitelere karşı açılan davalarda, Üniversitelerin haksız çıkması sonucunda, davacının yatırmış olduğu yargılama harçlarının diğer yargılama harçlarından ayırt edilerek davacıya iade edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle davalı … Üniversitesi Rektörlüğünün temyiz isteminin yargılama gideri yönünden kabulüyle, temyize konu idare mahkemesi kararının bu hususa ilişkin kısmının bozulması, davalı İdarenin diğer temyiz istemleri ile davacı temyiz isteminin ise reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; Davacılar … ve …’in annesi ve …’in eşi olan …’in rahatsızlanması üzerine kaldırıldığı … Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisindeki tedavisi sonucu ölmesi nedeniyle uğranıldığı iddia olunan eş … için 1.000.000.000 TL. manevi, çocuk … için 2.000.000.000 TL. manevi ve çocuk … için 2.000.000.000 TL. manevi zarar olmak üzere toplam 5.000.000.000 liranın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, baş dönmesi sonucu evinde düşen ve halsizlik ve bulantı şikayetleriyle hastaneye kaldırılan ilgilinin muayenesinde genel cerrahlara ihtiyaç duyulduğu halde genel cerrahların bulunamadığının, dahiliye asistanı tarafından muayyene edilen hastanın genel durumunun bozulduğunun ve sonrasında öldüğünün anlaşıldığı, mahkemelerince hizmet kusurunun belirlenmesi için dosyanın Yüksek Sağlık Şurası’na gönderildiği, Yüksek Sağlık Şurasınca hastanın teşhis ve tedavisinin geciktirildiğine, bunda acil sorumlusunun 4/8, acilden sorumlu radyoloji sorumlusunun 4/8 ve acilden sorumlu genel cerrahi ekibinin 4/8 oranında kusurlu bulunduklarına karar verildiği, bu halde uğranılan zararın hizmeti yürüten İdarece tazmini gerektiği, İdarenin kusurunun belli bir oranda olduğu dikkate alınarak ve manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle takdiren davacıların herbirine 1.000.000.000 Lira olmak üzere, toplam 3.000.000.000 lira manevi tazminat ödenmesine, istemin bu miktarı aşan kısmının ve faiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacılar, istenilen miktarın zenginleşmeye yol açacak bir miktar olmadığı, faiz uygulanmamasının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla; davalı idare ise hizmet kusurunun bulunmadığı, bir kısmı idarelerine yüklenen yargılama giderleri içerisinde harçların bulunduğu idarelerinin harçtan muaf olduğu iddiasıyla anılan mahkeme kararının temyizen incelenip, bozulmasını istemektedirler.
Manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de tam yargı davalarının niteliği gereği olarak da takdir edilen miktarın aynı zamanda idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak bir oranda olması gerekmektedir. İdarenin kusuru, olayın oluş şekli ve zararın niteliği dikkate alındığında istenilen manevi tazminat miktarının zenginleşmeye yol açacak bir miktar olmadığı, mahkemece takdir edilen miktarın ise duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa giderecek, idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak düzeyde olmadığı görülmektedir.
Buna göre, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yetersiz bulunduğundan, manevi tazminatın amaç ve niteliği dikkate alınarak yukarıda belirtilen ölçütlere göre manevi tazminatın mahkemece yeniden belirlenmesi ayrıca geç ödeme nedeniyle uğranılan zararın giderimi için hükmedilen manevi tazminata yasal faiz ödenmesine de karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece belirtilen gerekçeler dikkate alınarak yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, bu aşamada davalı idarenin temyiz istemi hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49 uncu maddesi uyarınca davacının temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının manevi tazminatın aslı yönünden oybirliğiyle bozulmasına, manevi tazminata faiz ödenmemesi yönünden oyçokluğuyla bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 25.2.2003 tarihinde karar verildi.

AZLIK OYU :Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında tazminat faizi kişinin malvarlığındaki zararının oluştuğu an itibariyle karşılanması gerekirken, gecikerek ödenmesi karşısında bu gecikmeden dolayı para değerinde enflasyon nedeniyle meydana gelecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak hükmedilmektedir.
Maddi zararlar malvarlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeniyle de kayba uğrayacağı aşikardır. Manevi zararlar ise malvarlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararı meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
Bu itibarla ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceğinden kararın manevi tazminata faiz uygulanması gerektiği yolundaki kısmına katılmıyorum.