Danıştay Kararı 10. Daire 2001/263 E. 2003/1021 K. 19.03.2003 T.

10. Daire         2001/263 E.  ,  2003/1021 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2001/263
Karar No : 2003/1021

Davacı : …
Vekili : …
Davalılar : 1-Dış Ticaret Müsteşarlığı – ANKARA
2-İçişleri Bakanlığı – ANKARA
3-Ankara Valiliği – ANKARA
İstemin Özeti : Davacıya ait işyerinde bulunan kurusıkı ses ve gaz tabancalarına el konulmasına ilişkin işlemin, dayanağı Valilik kararının, İçişleri Bakanlığı’nın 27.11.2000 tarih ve 1065 sayılı talimatının, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın 31.12.2000 tarih ve 24274 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Bazı Patlayıcı Maddeler, Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Benzeri Aletlerin İthaline İlişkin Tebliğ”inin (İthalat:2000/11) 1. maddesinde yer alan “Diğer Silahlar (yaylı, havalı veya gazlı tüfek ve tabancalar)” ibaresinin; yasal düzenlemelerde yer almayan yasak ve kısıtlamalar getirildiği, alınan izin ile getirilen malzemelerin toplanmasının hukuka aykırı olduğu, aynı malzemelerin imaline izin verildiği öne sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : 1- Dış Ticaret Müsteşarlığı, 4059 sayılı Yasa ve 95/7606 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan ithalat Rejimi hükümlerine dayanılarak ve İçişleri Bakanlığı’nın istemi üzerine hazırlanan Tebliğ’de hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
2-İçişleri Bakanlığı, kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasından, güvenlik ve asayişin sağlanmasından ve suç işlenmesini önleyecek tedbirlerin alınmasından sorumlu olan idarelerince tesis edilen işlemlerin hukuka uygun bulunduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
3-Ankara Valiliği, Kamu güvenliği ve esenliğinin, emniyet ve asayişin sağlanması amacıyla Bakanlık genelgeleri ve talimatları doğrultusunda işlem yapıldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddi gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı :…
Düşüncesi : Dava davacıya ait işyerinde bulunan kurusıkı ses ve gaz tabancalarına el konulmasına ilişkin işlemin ve dayanağı olan Ankara Valiliği kararı ile İçişleri Bakanlığınca neşredilen 27.11.2000 tarih ve B.050.ÖKM.0000011-12/1065 nolu genelgenin “İçişleri Bakanlığının iznine tabi olan kuru sıkı, ses ve gaz tabancalarını Bakanlık izni olmadan satanlar hakkında yurda gümrüksüz kaçak mal sokmaktan işlem yapılması gerekir.” şeklinde düzenleme yapan kısmı ile bu malların ithalinde İçişleri Bakanlığının izninin aranacağına ilişkin tebliğin iptali talebiyle açılmıştır.
6136 ve 2521 sayılı Kanunların kapsamı dışında bulunan ve 1996 yılından önce imal ve ithali herhangi bir izne tabi olmayan kuru sıkı ses ve gaz tabancalarının gerek görünüşü gerek sesi itibariyle yakınen incelenmedikçe gerçek silahlardan ayırt edilemediği, art niyetli kişi ve kişilerce adam kaçırma, meskun mahalde atış etme, tehdit, senet imzalatma, teşhir gibi olaylar ile düğün, futbol karşılaşmalarından sonra ateş edilmek suretiyle halkta korku ve panik yaratıldığı, bu tür silahların namlularının değiştirilmesi sonucu gerçek tabancalar gibi mermi atabildiğinin anlaşılması üzerine 40’a yakın valilikçe TCK’nun 526 ncı maddesine istinaden taşınmasına ve kullanılmasına yasaklamalar getirilmiştir.
Ancak bu yasaklamalara rağmen yakalanarak haklarında TCK’nun 526 ncı maddesine göre işlem yapılan şahısların mahkemelerce genellikle serbest bırakıldığı tesbit edilmiştir. Nitekim Yargıtay … Ceza Dairesinin … tarih ve Esas No … Karar No … sayılı kararında gaz tabancalarının suç teşkil eden bir nitelik taşımayıp alınıp satılmaları, taşınıp bulundurulmaları herhangi bir kayda tabi tutulmadığı gerekçe gösterilerek Valiliklerce alınan yasaklama kararlarına uyulmaması sebebiyle verilen mahkumiyet kararının bozulmasına karar verildiğinden getirilen yasaklar geçersiz kalmaktadır.
Bu konuda İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliğince oluşturulan 23.9.1998 tarih ve 81-103/4361 sayılı görüşte; “bahsi geçen silahlarla ilgili olarak idarece herhangi bir yasağın getirilemeyeceği konulan yasakların da yargı merciince kaldırılmakta olduğundan bu silahların amacı dışında kullanılmasının tesbiti halinde genel hükümlere göre işlem yapılmasını, tebliğ kapsamına alınmasından sonra izin alınmadan bu tür silahları ülkeye sokanlar hakkında yasadışı ithalat yapmak suçundan işlem yapılması” gerektiği belirtilmiştir.
Bu görüş doğrultusunda söz konusu tabancaların imal ve ithalini yasaklayıcı bir hüküm bulunmadığından kanudaki boşluktan yararlanarak yukarıda belirtilen suçlarda kullanılmasının önlenmesi için tedbir olarak kuru sıkı ses ve gaz tabancalarının ithali İçişleri Bakanlığı iznine tabi tutularak 11.10.1996 tarih ve 222042 sayılı yazı ile tebliğ kapsamına alınmıştır.
Kuru sıkı ses ve gaz tabancalarının ithalinin tebliğ kapsamına alınmasından sonra ithal işlemi için İçişleri Bakanlığı (Emniyet Genel Müdürlüğüne) müracaat yapılmadığından herhangi bir izin verilmemiştir.
Aynı şekilde dava konusu İçişleri Bakanlığı Genelgesine uygun olarak 31.12.2000 tarihli Resmi Gazetede neşredilen Dış Ticaret Müsteşarlığının 2001/11 sayılı Tebliği ile bu tabancaların ithalinde İçişleri Bakanlığının izni aranması şartı getirilmiştir.
Bu tebliğin iptali talebiyle açılan davada Danıştay 10 uncu Dairesinin 7.5.2001 tarih ve 2001/263 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulması talebi de reddedilmiştir.
Açıklanan sebeplerle dava konusu İçişleri Bakanlığı genelgeleri ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Tebliği yerinde bulunduğundan hukuki mesnedi bulunmayan davanın reddi gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, davacıya ait işyerinde bulunan kurusıkı ses ve gaz tabancalarına el konulmasına ilişkin işlemin, dayanağı Valilik kararının, İçişleri Bakanlığı’nın 27.11.2000 tarih ve 1065 sayılı talimatının, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın 31.12.2000 tarih ve 24274 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Bazı Patlayıcı Maddeler, Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Benzeri Aletlerin İthaline İlişkin Tebliğ”inin (İthalat:2000/11) 1. maddesinde yer alan “Diğer Silahlar (yaylı, havalı veya gazlı tüfek ve tabancalar)” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
4059 sayılı Hazine Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3. maddesinin (b) bendinde, ithalatın uluslararası anlaşmalar ile kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen ilke, hedef ve politikalar çerçevesinde yürütülmesini sağlamak, kamu kurum ve kuruluşlarına çeşitli mevzuatla verilen yetkilerin kullanımında ithalat ile ilgili politikaların uygulanmasına dair esasları düzenlemek ve anılan kurumların ithalata ilişkin yeni düzenlemeleri ile ilgili görüş bildirmek, İthalat Rejimi Kararları da dahil olmak üzere ithalata dair mevzuatı hazırlamak, madde politikalarını teklif etmek, uygulamak, ithalatla ilgili izinleri vermek ve ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağlamak Dış Ticaret Müsteşarlığının görevleri arasında sayılırken, 20.12.1995 tarihli ve 95/7606 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalat Rejimi Kararı’nın 2. maddesinde, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın kararda yer alan hususlara ilişkin yönetmelik ve tebliğler çıkarmaya, karar metninde sözü edilen izin ve talimatları vermeye, ithalatın her aşamasında gerekli görülecek değişiklikleri yapmaya ve önlemleri almaya, özel ve zorunlu durumları inceleyip sonuçlandırmaya yetkili bulunduğu, 5. maddesinde de kamu ahlakı, kamu düzeni veya kamu güvenliği amaçlarıyla ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde alınan önlemlerin kapsamı dışındaki malların ithalinin serbest olduğu hükme bağlanmıştır.
Belirtilen düzenlemelere göre ithalat serbestisi bulunmakla birlikte Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın gerekli görüldüğünde izin vermeye ve önlem almaya yetkili olduğu, bu bağlamda kamu ahlakı, kamu düzeni veya kamu güvenliği amacıyla ithalat serbestisini sınırlayabileceği, yasak koyabileceği, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla gerekli koordinasyonları sağlayacağı görülmektedir.
Diğer yandan, 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/b maddesinde yurdun iç güvenliğini ve asayişini, kamu düzenini ve genel ahlakı, Anayasa’da yazılı hak ve hürriyetleri korumak İçişleri Bakanlığı’nın görevleri arasında sayılırken; 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 9/A maddesinde Bakanların, Bakanlıklarına ait işler için valilere re’sen emir ve talimat verecekleri, 11/A maddesinde valinin suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken önlemleri alacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nce 6136 sayılı ve 2521 sayılı Kanunlar kapsamına girmeyen bu nedenle kolaylıkla elde edilebilen ses ve gaz tabancalarının bazı şahıslarca gasp, soygun ve hırsızlık olaylarında kullanıldığının, gerçeğe yakın ses çıkaran bu tabancaların kullanılması sonucu çıkan seslerin vatandaşlar arasında korku ve paniğe sebep olduğunun belirtilerek ses, gaz ve oyuncak tabancaların, ithali izne bağlı malları gösterir gümrük tarife istatistik pozisyonuna alınmasının Dış Ticaret Müsteşarlığından istenilmesi üzerine belirtilen silahların 31.12.1997 tarihli ve 23217 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 98/11 sayılı Tebliğ kapsamına alındığı ve bu maddelerin ithalatının genel güvenlik ve asayiş yönünden uygun olduğunun İçişleri Bakanlığından alınacak uygunluk yazısına bağlandığı, sistemin dava konusu edilen ve 31.12.2000 tarih ve 24274 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2000/11 sayılı Tebliğle de devam ettirildiği, yine dava konusu edilen İçişleri Bakanlığı’nın 27.11.2000 tarih ve 1065 sayılı Talimatıyla da Jandarma Genel Komutanlığı’ndan, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ve 81 İl Valiliğinden Tebliğ kapsamına alınan kuru sıkı ses ve gaz tabancalarını Bakanlık izni olmadan satanlar hakkında yurda gümrüksüz kaçak mal sokmaktan işlem yapılması gerektiğinin belirtilerek etkili ve süreklilik arzeden bir denetim mekanizması oluşturulmasının istenildiği, bu talimata dayanılarak Ankara Valiliği’nin 20.12.2000 tarihli onayıyla 1996 yılından beri yasak olduğu halde, geçmiş yıllarda verilen ithal izinlerine dayanarak kuru sıkı ses ve gaz tabancası ithal edildiğinin ve satıldığının belirtilerek gerekli işlemlerin yapılması için komisyon kurulduğu, davacının işyerinde yapılan denetim sonucunda belirtilen nitelikteki tabanca ve mermilerine elkonulduğu anlaşılmaktadır.
Belirtilen tüm bu durum ve yukarıda yer verilen düzenlemeler dikkate alındığında yasal yetkiler kullanılarak, değişik suçlarda kullanıldığı ve halk arasında korku ve paniğe yolaçtığı anlaşılan tabancaların suç işlenmesini önlemek, güvenlik ve asayiş ile kamu düzenini korumak amacıyla ithalinin izne bağlanmasına, ithal izni koşulu getiririldikten sonra izinsiz satışı yapılan tabancalar hakkında işlem yapılmasının istenilmesine ve yasal işlem yapılmak üzere davacının işyerinde bulunan tabanca ve mermilerine elkonulmasına ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık görülmediğinden davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına 19.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.