Danıştay Kararı 10. Daire 2001/1074 E. 2005/381 K. 10.02.2005 T.

10. Daire         2001/1074 E.  ,  2005/381 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2001/1074
Karar No : 2005/381

Davacı : …
Vekili : …
Davalı : Adalet Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Hükümlü ve tutukluların beslenmeleri, cezaevine alınacak eşya, hükümlü ve tutukluların yanlarında bulundurabilecekleri giyim eşyaları ile ilgili hususları düzenleyen dava konusu 31.1.2001 tarihli ve 5808 sayılı genelgenin iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Dava konusu genelgenin, hükümlü ve tutukluların iaşesine ilişkin kısmında, 22.7.1998 tarih ve 23410 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personelinin İaşe Yönetmeliğinin 5,6,7,8,9 ve 10.maddelerine aykırılık bulunmadığı, koğuş veya odalara verilecek olan aydınlatma dışındaki, televizyon, buzdolabı ve elektrik ısıtıcılarına ait eşyanın tüketeceği elektrik bedeli ile her koğuş veya odaya verilecek televizyon ve buzdolabı bedelinin hükümlü ve tutuklulardan tahsil edileceğine ilişkin düzenlemenin, 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün görevlerini belirleyen 11.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendine, 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun 2/B maddesine, Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkifhanelerin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Tüzük’ün 136 ve devamı maddelerine aykırı olmadığı, yayın seçici kurulu tarafından incelenerek sakıncası bulunmayan ve görüldü kaşesi vurulan kitap, dergi ve gazetenin hükümlü ve tutuklulara verileceği yönündeki dava konusu genelgenin, yukarıda adı geçen Tüzüğün 189 . maddesine ve bu Tüzüğün 193. maddesine dayanılarak çıkarılan Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri Kütüphane ve Kitaplık Yönetmeliğinin 9, 10, 11, 12 ve 13.maddesine uygun olduğu, merkezi radyo yayın sistemi kurulan cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklulara radyo verilmeyeceğine ilişkin dava konusu genelgenin 14.6.2001 tarihli genelge ile getirilen yeni düzenleme karşısında bu hususa ilişkin bir uyuşmazlığın kalmadığı, tutukluların hukuki statüsü esas alınmak suretiyle dava konusu genelge ile yapılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava konusu genelge ile getirilen düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Cezaevlerinde son zamanlarda yaşanan olumsuz olaylar da dikkate alındığında, ceza adaleti sisteminin önemli bir parçasını oluşturan, verilen cezanın infaz edilebildiği yer olan cezaevlerinde, disiplin, düzen ve güvenliğin yok olmasına neden olabilecek nitelikteki, idarece tesbit olunan olayların önlenebilmesi açısından kaynağını hukuk kuralları oluşturan düzenleyici işlemler çıkarılabileceği tartışmasızdır.
Dava konusu genelge de, hükümlü ve tutukluların beslenmeleri, cezaevine alınacak eşya, hükümlü ve tutukluların yanlarında bulundurabilecekleri giyim eşyası ile ilgili düzenleme getirmektedir.
Hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumları ve tutukevleri personelinin iaşe edilmesine dair esas ve usulleri kapsama almak üzere hazırlanan, Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İaşe Yönetmeliği 22.7.1998 tarih ve 23410 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Davalı idarece, cezaevlerine girmesi yasak olan birçok eşyanın dışarıdan getirilen yiyeceklerle içeri sokulduğunun tesbiti üzerine, cezaevi asayiş ve güvenliğinin sağlanması amacıyla cezaevlerindeki iaşe usul ve şekillerinin belirlenmesine ilişkin genelge hükümlerinde, Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İaşe Yönetmeliği’ne aykırılık görülmemiştir.
Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkifevlerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Tüzüğün, “Hükümlü ve Tutukluların Yedirilmesi, Giydirilmesi ve Yatırılması” başlıklı ikinci bölümünde; Devletin, hükümlü ve tutukluların yedirilmesi, giydirilmesi ve yatırılması gibi ihtiyaçlarının temin etme konusundaki yükümlülüğü blirtilmiştir.
Dava konusu genelge ve bu genelgeye ek olarak çıkarılan 14.6.2001 tarihli genelgede, Devletçe karşılanması gereken zaruri ihtiyaçların dışında kalan (televizyon, buzdolabı…bunların harcadığı elektrik) harcamaların tutuklu ve hükümlülerce karşılanmasının öngörülmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacı iddiasının aksine, dava konusu genelge ile, hakkında toplatma veya yasaklama kararı bulunmayan yayınların cezaevine girişi engellenmemiş; Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri Kütüphane ve Kitaplık Yönetmeliği’nin 9,10,11,12,13. maddelerine paralel şekilde, Yayın Seçici kurulu’nun uygun gördüğü yayınların Kurum’a alınması yolunda düzenleme yapılmıştır.
Öte yandan, 14.6.2001 tarihinde çıkarılan Ek Genelge ile merkezi radyo yayın sistemiyle ilgili olarak yeni bir düzenleme yapılmış olduğundan davacının bu konudaki iddialarının da dayanağı kalmamıştır.
Genelge ile getirilen kural ve kayıtlamaların, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 116. maddesi uyarınca tutuklular esas alınarak asgari düzeyde yapıldığı davalı idarece belirtildiğinden, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmayan tutuklunun sadece hürriyetinin kısıtlanması ile yetinilmesinin gerektiği, aksi halde, tutuklunun aynı suçtan iki defa cezalandırılmış olacağı iddiası da hukuki dayanaktan yoksun bulunmaktadır.
Belirtilen nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, hükümlü ve tutukluların beslenmeleri, cezaevine alınacak eşya, hükümlü ve tutukluların yanlarında bulundurabilecekleri giyim eşyaları ile ilgili hususları düzenleyen dava konusu 31.1.2001 tarihli ve 5808 sayılı genelgenin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarece, cezaevlerine girmesi yasak olan birçok eşyanın dışarıdan getirilen yiyeceklerle cezaevine girdiği, bu durumun cezaevlerinin asayiş ve güvenliği için ciddi bir tehlike oluşturduğu, hükümlü ve tutuklular arasındaki ekonomik farklılıklar bulunması nedeniyle de eşitsizlik yarattığı, bu farklılıklar nedeniyle yapılan yakınmaları önlemek amacıyla, dava konusu genelgenin “Hükümlü ve Tutukluların Beslenmeleri” başlığı altında, Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli İaşe Yönetmeliğinin 9.maddesi uyarınca, mutfak teşkilatı bulunan cezaevlerinde hükümlü ve tutuklulara çiğ gıda maddesi verilmeyeceği, pişmiş olarak yenilen yiyeceklerin mutlaka kurum mutfağında pişirilmek suretiyle hükümlü ve tutuklular ile görevli kurum personelin iaşesinin sağlanacağı, bu kapsamda cezaevi kantinlerinde pişirilerek yenilen besin maddelerinin satılamayacağı, her ne sebeple olursa olsun, dış kantin gibi usullerle hükümlü ve tutuklulara cezaevi idaresi aracılığı ile de olsa, dışarıdan pişmiş veya çiğ yemek getirilemeyeceği, posta ve kargo yolu da dahil olmak üzere hiçbir şekilde cezaevine besin maddesi alınamayacağı, ziyaretçilerin getireceği çiğ ve pişmiş besinlerin kuruma kabul edilemeyeceği yönünde düzenleme yapılmıştır.
Davacı tarafından, anılan düzenlemenin insanların fiziksel ve biyolojik olarak ayakta kalabilmesi ve sağlıklı bir zihinsel yapıya sahip olabilmesi için, doğuştan kazanılan ve en tabii hakkı olan beslenme hakkını ihlal ettiği, kişinin yaşama, maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenmektedir.
1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanununun, 4301 sayılı Kanunun 11.maddesi ile değişik 2/B maddesinde, hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumu ve tutukevlerinde görevli personelin giydirilmesi, hükümlü ve tutukluların yatırılması, ısıtılması, temizliğinin sağlanması, okutulması, eğitilmesi, meslek ve zanaat sahibi yapılması ve çalıştırılması, aynı Kanunun 2/F maddesinin 3.bendinde, hükümlü ve tutuklularla görev başında bulunan personelin 9.7.1956 tarih ve 6779 sayılı 14 Eylül 1330 Tarihli Tayinat ve Yem Kanununa Ek Kanunun 1.maddesindeki hüküm çerçevesinde iaşe edileceği, son bendinde ise, hükümlü ve tutuklularla görevde bulunan personelin iaşesine ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir.
1721 sayılı Kanunun yukarıda aktarılan 2/F maddesinin 3.bendi ile atıfta bulunulan 6779 sayılı 14 Eylül 1330 Tarihli Tayinat ve Yem Kanununa Ek Kanunun 1.maddesinde, askeri makamlar tarafından verilen yakalama veya tevkif müzekkeresine müsteniden yakalanan ve tevkif edilen sivillerin er gibi iaşe edileceği belirtilmiştir. Er ve erbaşların iaşesinin düzenlendiği Askeri Tayinat ve Yem Kanunu Muvakkati’nin 12.maddesinde, “Marüzzikir iaşe cedvelinde gösterildiği veçhile askere sabahları talimden evvel yevmi istihkakından tefrik sureti ile biraz ekmek ile biraz peynir, kahve veya çay ve öğle vakit kuvvetli bir gıda ve akşamları daha hafif ayrıca bir yemek verilecektir” hükmü yer almıştır.
Yukarıda bahsi geçen Askeri Tayinat ve Yem Kanunu Muvakkati’nin 12.maddesinde de açıkça yer aldığı üzere, er ve erbaşların iaşesinin , pişirilmeden yenecek gıda maddeleri dışında kalan çiğ gıda maddelerinin er ve erbaşlara dağıtılmak suretiyle değil, çiğ gıda maddelerinin idarece pişirilmek bir başka ifadeyle yemek olarak verilmek suretiyle sağlanacağı kurala bağlanmıştır.
Diğer yandan, 1721 sayılı Kanunun yukarıda anılan 2/F maddesinin son bendine dayanılarak davalı idarece çıkarılan ve 22.7.1998 tarih ve 23410 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personelinin İaşe Yönetmeliğinin 5/3.maddesinde, görev başında bulunan personelin, hükümlü ve tutuklu kazanından iaşe edileceği, personel için özel yemek veya tabldot çıkarılmayacağı, 6.maddesinde, bir kişinin günlük istihkakının cins ve miktar olarak belirlendiği, iaşe miktarlarının öğünlere dağılımına ilişkin 7.maddesinde, hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumları ve tutukevleri personelinin gıdası kurumlardaki iş esası göz önünde tutularak, Yönetmeliğin 6’ncı maddesindeki iaşe miktarı, çeşit ve gramajı üzerinden üç öğün olarak verileceği, öğünlerin kalori miktarları Bakanlıkça tespit edilen ve Cumhuriyet Başsavcılıkları ile cezaevi müdürlüklerine gönderilen yıllık yemek çeşitleri listesine göre tespit edileceği, iaşe bedelinin yemek olarak verilmesi gereken cezaevlerine ilişkin 9.maddesinde ise, ağır ceza merkezlerinde bulunan kurumlar ile aynı vasıftaki tam teşkilatlı diğer mahal kurumlarında, temin edilen çiğ gıda maddelerinin, iaşe miktarı karşılığında mutlaka kurum mutfağında pişirilmek suretiyle hükümlü, tutuklu ve görevli kurum personeline yemek olarak verileceği hükme bağlanmıştır.
Bu durumda, yukarıda aktarılan yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak, mutfak teşkilatı bulunan cezaevlerinde hükümlü ve tutuklulara çiğ gıda maddesi verilmeyeceği, pişmiş olarak yenilen yiyeceklerin mutlaka kurum mutfağında pişirilmek suretiyle hükümlü ve tutuklular ile cezaevi personelinin iaşe edileceğine ilişkin dava konusu genelge ile getirilen düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Diğer yandan, hükümlü ve tutuklulara, Yönetmeliğin 7.maddesindeki esaslara göre günde üç öğün yemek verildiği ve bu yemekten cezaevi personelinin de yararlandırıldığı, hükümlü ve tutukluların pişirilerek yenen gıda maddeleri hariç, diğer gıda maddelerini cezaevi kantininden temin etme olanağı karşısında, hükümlü ve tutukluların beslenme hakkının ihlal edildiği yönündeki davacı iddiaları yerinde görülmemiştir.
Dava konusu genelgenin, bedeli hükümlü ve tutuklularca ödenmek suretiyle her oda ve koğuşa bir adet televizyon ile buzdolabı verileceği, bu eşyalar ile elektrik ısıtıcılarına ait elektrik kullanım bedelinin (aydınlatma hariç) hükümlü ve tutuklulardan tahsil edileceğine ilişkin kısmının iptali istemine gelince;
2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 11. maddesinde, hükümlü ve tutukluların giydirilmesi, beslenmesi, yatırılması, eğitilmesi, çalıştırılması ve muhtaç durumda bulunanların tedavi giderlerinin karşılanması işlerinin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında yer almıştır.
Davalı idarenin yukarıda sayılan görevleri dışında kalan, ancak 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanun’un 2/B maddesinde yer alan, hükümlü ve tutukluların ısıtılması, temizliğinin sağlanması, okutulması, meslek ve zanaat sahibi yaptırılması görevi de davalı idareye ait bulunmaktadır.
1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Hakkında Kanun’un 116/2.maddesinde, tutuklu hakkında ancak tutuklama ile gözetilen gayeyi ve tutukevinin düzenini sağlayacak kadar kayıtlamada bulunulacağı, tutuklu, tutukevinin düzen ve emniyetini bozmamak ve tutuklanmasındaki gaye ile uygun olmak şartıyla servet ve durumuna göre kendisi masraf ederek istirahat ve meşgalesini düzenleyebileceği kurala bağlanmıştır.
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun uyarınca çıkarılan Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkifhanelerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Tüzük’ün 136 ila 140.maddelerinde de, tutuklu ve hükümlülerin yedirilmesi, giydirilmesi ve yatırılması işleri ile ilgili olarak ayrıntılı hükümler getirilerek idarenin görevleri belirlenmiştir.
Bu durumda, hükümlülere göre farklı hukuki statüye sahip olan tutukluların dahi, belli kayıt ve şartlarla bedelini kendisi ödemek suretiyle istirahat ve meşgalesini düzenleyebileceği hususu ile idarenin görevlerini belirleyen ve yukarıda aktarılan mevzuatta , oda ve koğuşlara verilecek buzdolabı ve televizyon bedelinin ve bu eşyalar ile elektrik ısıtıcılarına ait elektrik kullanım bedelinin (aydınlatma hariç) idarece ödeneceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından dava konusu genelge ile getirilen düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
Kaldı ki, ceza ve tutukevinin , dolayısıyla hükümlü ve tutukluların ısıtılması görevi idareye ait olup, tutuklu ve hükümlülerin ayrıca elektrik ısıtıcısı kullanmaları halinde elektrik bedelinin tukuklu ve hükümlülerden tahsil edileceği açıktır. Dolayısıyla dava konusu genelgenin, bedeli hükümlü ve tutuklularca ödenmek suretiyle her oda ve koğuşa bir adet televizyon ile buzdolabı verileceği, bu eşyalar ile elektrik ısıtıcılarına ait elektrik kullanım bedelinin (aydınlatma hariç) hükümlü ve tutuklulardan tahsil edileceğine ilişkin kısmı ile ilgili olarak davacı tarafından ileri sürülen iddialar genelgenin iptalini gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Dava konusu genelgenin, yayın seçici kurulu tarafından incelenerek sakıncası bulunmayan ve görüldü kaşesi vurulan kitap, dergi ve gazetenin hükümlü ve tutuklulara verileceğine ilişkin kısmının iptali istemine gelince;
Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkifhanelerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Tüzüğün 189.maddesinde, her kurumda, hükümlülerin ıslahını sağlayacak , genel ve mesleki bilgilerini artıracak, kendilerine insan, yurt ve millet sevgisi aşılayacak, Atatürk devrimlerini ve ilkelerini, Türk tarihini, kültür ve edebiyatını tanıtacak ve manevi kalkınmalarını sağlayacak kitapları bulunan bir kütüphane kurulacağı, bu kütüphanede bulunacak kitap, dergi ve gazetelerin, Adalet Bakanlığınca gönderilebileceği gibi, Cumhuriyet Savcılığı tarafından da bağış olarak sağlanabileceği, kütüphaneye konulacak veya hükümlü ve tutuklularca getirilecek veya dışarıdan gönderilecek basılı eser ve yayınların, mahkemelerce yurda sokulması veya dağıtılması yasaklanmamış olması koşuluyla kuruma sokulmasına idarece izin verileceği kurala bağlanmıştır.
Adıgeçen Tüzüğün 193.maddesine dayanılarak davalı idarece çıkarılan Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri Kütüphane ve Kitaplık Yönetmeliğinin 9.maddesi ile yayın seçici kurulunun oluşumu ve görevleri belirlenmiş olup, 11.maddesinde ise kuruma kabul edilmeyecek basılı eserler ile ilgili kriterler tek tek sayılmak suretiyle tahdit edilmiştir.
Bu durumda, hakkında yasaklama veya toplatma kararı bulunmayan yayınların hiçbir kriter belirlemeden, takdir yetkisinin idarece keyfi olarak kullanılmasına olanak sağlayacak şekilde dava konusu genelge ile yapılan düzenlemenin haber alma ve bilgi edinme özgürlüğünü ihlal ettiği yönündeki davacı iddiaları yerinde görülmemiştir.
Dava konusu genelgenin, B-9. maddesinde yer alan , merkezi radyo yayın sistemi olmayan cezaevlerinde, ödenek talep edilip en kısa zamanda merkezi radyo yayın sistemi kuruluncaya kadar; parası mahkumlar tarafından idareye yatırıldıktan sonra idarece alınmak ve idarenin kontrol ve takibinde olmak kaydıyla teyp, teypli radyo, walkman hariç, her oda ve koğuş için bir adet radyo (Merkezi radyo yayın sistemi bulunan cezaevlerine radyo, teyp, walkman gibi yayın cihazları kesinlikle verilmeyecektir.) verileceğine ilişkin kısmının iptali istemine gelince;
Dava konusu genelgenin yukarıda aktarılan B-9 maddesi, 14.6.2001 tarih ve 10/70 sayılı genelge ile, merkezi radyo yayın sistemi olmayan cezaevlerinde, bu sistemin kurulmayacağı, her hükümlü ve tutukluya teyp, teypli radyo, walkman hariç bir adet olmak ve kantinden temin edilmek kaydıyla kulaklıklı küçük el radyosu verileceği,. merkezi radyo yayın sistemi bulunan cezaevlerinde de bu uygulamanın geçerli olacağı yönünde değiştirilmiş olup, bu haliyle konusu kalmayan dava konusu genelgenin B-9. maddesi hakkında karar verilmesine olanak bulunmamaktadır.
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 13.maddesinde, tutukluların, hükümlülerden ayrı müesseselerde muhafaza edileceği, bunlar için müstakil bir bina tefriki mümkün olmadığı takdirde bulundukları cezaevinde kendilerine ayrılan kesimlerde kalacakları hükme bağlanmış olup, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Hakkında Kanunun 116/1.maddesinde de aynı doğrultuda düzenleme getirilmiştir.
Görüldüğü üzere, tutukluların ayrı bir binada muhafaza edilmeleri olanağının bulunması halinde, tutukluların hükümlülerden ayrı bir binada muhafaza edilmesi dışında, yukarıda aktarılan 2992 sayılı Kanunun 11.maddesinde, 1721 sayılı Kanunun 2/B, 2/F maddesinin 3.bendi ile son bendinde, Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkiflhanlerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Tüzük’ün 136 ila 140.maddelerinde, Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personelinin İaşe Yönetmeliğinde, tutuklu ve hükümlülerin beslenmesi, giydirilmesi ve yatırılması konusunda herhangi bir ayrım yapılmadığı, dava konusu genelge ile tutukluların hukuki statüsü esas alınarak düzenleme yapıldığı dikkate alındığında , tutuklu ve hükümlülerin beslenmesi, cezaevine alınacak eşya, hükümlü ve tutukluların yanlarında bulundurabileceği giyim eşyaları ile ilgili hususları düzenleyen dava konusu genelge ile tutuklu ve hükümlülerin aynı düzenlemeye tabi tutulmalarında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu genelgenin konusu kalmayan 9-B maddesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, iptali istenen ve yukarıda yeralan diğer maddelerine ilişkin olarak davanın reddine, davadaki haklılık oranına göre, aşağıda dökümü gösterilen toplam …(…YTL) TL yargılama giderinin 1/5 olan … (…YTL) TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, …(…YTL). TL. avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacı vekiline verilmesine 10.2.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.