Danıştay Kararı 10. Daire 2000/6026 E. 2003/5391 K. 26.12.2003 T.

10. Daire         2000/6026 E.  ,  2003/5391 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2000/6026
Karar No : 2003/5391

Davacı : …
Vekili : …
Davalılar : 1. Başbakanlık – ANKARA
2. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı – ANKARA
Davalılar Yanında Davaya Katılan :…
Vekilleri : 1- …
2-…
İstemin Özeti : … Termik Elektrik San. ve Tic. A.Ş.’ne … … Termik Santrali görev bölgesinde yer alan … Termik Santralinin 1-2 nci ünitelerinin ve … OAL-Orta Anadolu Linyit İşletmeleri görev bölgesinde yer alan ve adı geçen Santralin 1-2 nci ünitelerine kömür sağlayan maden sahalarının rehabilitasyonu, işletilmesi, … … Termik Santrali görev bölgesinde yer alan tevsii mahiyetinde ve inşaatı devam etmekte olan 3-4 ncü ünitelerinin işletilmesi ve elektrik üretimi ile ticaretini yapmak üzere 20 yıl süreyle görev verilmesi, bu görevlendirmeye ilişkin şirket ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında görev sözleşmesi yapılması ve … Termik Santralinin 1-2-3-4 ncü ünitelerinin işletme haklarının ilgili maden sahası ile birlikte şirkete devredilmesi, şirket ile üretilen enerjiyi satın alacak kurum (TEAŞ) arasında 20 yıl süreli enerji satış anlaşması yapılması, Devlet Planlama Tekilatı Müsteşarlığı’nın görüşüne dayanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 24.3.1998 tarihli ve 4750 sayılı yazısı üzerine 4.12.1984 tarihli ve 3096 sayılı Kanunun 3,5, ve 9. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca verilen, 5.4.1998 tarih ve 23308 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 31.3.1998 tarih ve … sayılı kararın iptali istenilmektedir.
Başbakanlığın Savunmasının Özeti : Dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının 3096 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tesis edildiği, işletme hakkı devri gerçekleşmemiş olduğundan davacıların menfaatlerinin ihlal edilmediği, davanın usul yönünden reddi gerektiği, enerji kayıp kaçaklarının önlenmesi, tüketiciye kesintisiz ve kaliteli enerji sunulması, kurulacak tesislere finansman yönünden destek ve elektrik enerjisi fiyatlarında istikrar sağlanması amacıyla tesis edilen işlemde kamu yararının bulunduğu, işçiler yönünden bir kayıptan sözedilemeyeceği öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Savunmasının Özeti : 3096 sayılı Kanunun 3.maddesinde elektrik ile ilgili hizmet vermek üzere kurulmuş olan sermaye şirketlerine görev verilmesi koşulları, 5.maddesinde işletme hakkının devri, 9.maddesinde ise enerji satış şartları ve tarife esaslarının düzenlendiği, 3096 sayılı Yasanın bir özelleştirme yasası olmayıp, elektrik üretim iletim dağıtım ve ticareti konusunda özel hukuk hükümlerine tabi sermaye şirketlerinin görevlendirilmesine ilişkin esasları düzenleyen özel bir yasa olduğu; gecikmiş yatırımların yapılması, verimliliğinin artırılması ve reel maliyetlerin düşürülmesi amacıyla 3096 sayılı Yasa çerçevesinde işletme hakkının devredildiği, işletme hakkı devri uygun görülen 20 görev bölgesindeki dağıtım tesislerinin işletme haklarının özel sektöre devredilmesi sonucu toplam 2.405. milyar dolar işletme hakkı devir bedeli geliri elde edileceği, işletme haklarının devredilmesi sonucu TEDAŞ’ın 1996 yılı fiili değerleri ile mukayese edildiğinde 30 yıl toplamında 333.495 milyar kwh enerjinin kaçak olarak kullanılmasının önleneceği, taahhüt edilen kayıp kaçak oranlarının üstünde bir oran gerçekleştirmeleri halinde zararların kendilerince karşılanacağı, TEDAŞ’ın tahsil edemediği enerji bedelleri dikkate alındığında devir sonrası tahsilat sorumluluğu yükünün devletin üzerinden kalkacağı, tarife ve devir bedeli ile ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığı, kamu yararı gözetildiği, görevlendirme işlemlerinin tamamının 3096 sayılı Yasa ve bu Yasaya istinaden hazırlanan Yönetmelik hükmü uyarınca yürütüldüğü, personel devir işlemlerinin de yasal düzenlemeler çerçevesinde gerçekleştirildiği, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalılar Yanında Davaya Katılan … Elektrik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Savunmasının Özeti : Dava konusu 98/10859 sayılı Bakanlar Kurulu kararının, 3096 sayılı Kanuna ve buna göre çıkarılan Yönetmelik hükümlerine uygun olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
D.Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi :2577 sayılı Kanun’un 26 maddesinin 1 fıkrasında, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar, gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine talebi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği, dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararının kendiliğinden hükümsüz kalacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı Sendika’nın 4688 sayılı Kanun’a kendisini uyarlamadığı anlaşılmakta ise de, 4688 sayılı Kanun, kendisini bu Kanun’a uyarlamayan mevcut sendikalar yönünden tüzel kişilğin ortadan kalkacağına dair bir hüküm içermemesi, davacının, tüzel kişiliğin kendi iradeleriyle ortadan kaldırıldığı yönünde bir beyanının olmaması, bu konuda bir yargı kararı da bulunmaması karşısında, Sendikanın tüzel kişiliğinin ortadan kalktığı ve bu nedenle davacı taraf olma niteliğini yitirdiğinden söz edilemeyeceği açıktır.
Ancak dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı Sendika’nın tüzel kişiliğininin sona erdiğine dair bilgi bulunması karşısında, 2577 sayılı Kanun’un 26/1 maddesi uyarınca Sendika’nın kişiliğinde değişiklik olduğu kabul edilerek, öncelikle dosyanın işlemden kaldırılması kararının verilmesi, hak arama özgürlüğünün kullanılması açısından önem kazanmaktadır.
Açıklanan nedenle, 2577 sayılı Yasa’nın 26/1 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması kararı verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava; 5.4.1998 tarihli mükerrer Resmi Gazetede neşredilen 31.3.1998 tarih ve 1998/10859 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptal talebiyle açılmıştır.
Dasyada mevcut … Valiliğinin 10.12.2002 tarih ve … sayılı yazısından davacı … Sendikasının; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 5 inci maddesi 7 inci sırasında Bayındırlık, İnşaat ve Köy Hizmetleri, 10 uncu sırasında ise Enerji, Sanayi ve Madencilik hizmetleri iş kolunda sendika kurulabileceği hüküm altına alındığından aynı Kanunun geçici 6 ıncı maddesi B bendinin “Yeni örgüt ve tüzüklerine göre ilk olağan genel kurullarını yapmak zorundadırlar. Belirlenen süre içinde bu Kanuna uygun olarak yeni tüzüklerini düzenlememiş ve ilk olağan genel kurullarını yapmamış kuruluşlar bu Kanunda tanımlanan sendikaların hak ve yetkilerini kullanamazlar” hükmüne istinaden … Sendikasının tüzel kişiliği bulunmadığı bildirilmektedir.
Yine dava dosyasınıda mevcut Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 9.12.2002 tarih ve … sayılı yazısından 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 5 inci maddesi ile geçici 6 ıncı maddesi gereğince … Sendikası adı altında faaliyette bulunan bir sendikaya ait genel kurul evrakları ve tüzüğüne ait herhangi bir belgenin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına intikal etmediği bildirilmektedir.
Bu durumda davacı sendikanın tüzel kişiliği ve dava ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığından davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14 üncü maddesi 6 ıncı fıkrasının gönderme yaptığı aynı Kanunun 15 inci maddesi B fıkrası gereğince ehliyetten reddi gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, … Termik Elektrik San. ve Tic. A.Ş.’ne … … Termik Santrali görev bölgesinde yer alan … Termik Santralinin 1-2 nci ünitelerinin ve … OAL-Orta Anadolu Linyit İşletmeleri görev bölgesinde yer alan ve adı geçen Santralin 1-2 nci ünitelerine kömür sağlayan maden sahalarının rehabilitasyonu, işletilmesi, … … Termik Santrali görev bölgesinde yer alan tevsii mahiyetinde ve inşaatı devam etmekte olan 3-4 ncü ünitelerinin işletilmesi ve elektrik üretimi ile ticaretini yapmak üzere 20 yıl süreyle görev verilmesi, bu görevlendirmeye ilişkin şirket ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında görev sözleşmesi yapılması ve … Termik Santralinin 1-2-3-4 ncü ünitelerinin işletme haklarının ilgili maden sahası ile birlikte şirkete devredilmesi, şirket ile üretilen enerjiyi satın alacak kurum (TEAŞ) arasında 20 yıl süreli enerji satış anlaşması yapılması, Devlet Planlama Tekilatı Müsteşarlığı’nın görüşüne dayanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 24.3.1998 tarihli ve 4750 sayılı yazısı üzerine 4.12.1984 tarihli ve 3096 sayılı Kanunun 3,5, ve 9. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca verilen, 5.4.1998 tarih ve 23308 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 31.3.1998 tarih ve 98/10859 sayılı kararın iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3-c maddesinde dilekçelerin “ehliyet” yönünden inceleneceği, aynı maddenin 6. fıkrasında da, ilk inceleme konularının davanın her safhasında gözönünde bulundurulacağı öngörülmüş, aynı Kanun’un 15/b maddesinde ise, 14.maddenin 3/c bendinde yazılı hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 31.maddesinin yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeler Kanunu’nun 38.maddesinde, “Davaya ehliyet Kanunu Medeni ile tayin olunmuştur.” hükmü uyarınca, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 9.maddesinde, “Medeni hakları kullanmağa selahiyettar olan kimse iktisaba da ehildir.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun’un tüzel kişiliklerin hükmü şahsiyet kazanması ve medeni haklardan yararlanmalarını düzenleyen 45 ve 46.maddelerde de, “Başlı başına mevcudiyeti haiz olmak üzere teşekkül eden cemiyet ve şirketler ile kendilerine hâs bir mevcudiyeti ve muayyen bir gayesi bulunan müesseseler, sicillerine kayıtlarını icra ettirmekle şahsiyet iktisabederler. Hükmü şahıslar; cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış icabı olarak ancak insana has olanlardan maada bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebilirler.” hükümleri yer almaktadır.
Bu düzenlemeyle tüzel kişilerin hak ehliyeti (medeni haklardan yararlanma) diğeri ise, fiili ehliyeti (medeni hakları kullanma ehliyeti) olmak üzere ehliyeti kurala bağlanmış olup, dava açma ehliyeti fiil ehliyetinin içeriğine dahil edilmiştir. Dolayısıyla dava ehliyeti, bir şahsın mahkemelerde davacı veya davalı sıfatıyla yemin, ikrar, sulh, feragat, kabul v.s. gibi usul hukukuna ait işlemleri bizzat yapabilme iktidarını ifade ettiğinden, dava açılması sırasında olduğu kadar, dava sürecinde de bu ehliyetin yitirilip yitirilmediğinin yargı yerlerince gözönünde bulundurulacağında kuşkuya yer bulunmamaktadır.
Başka bir anlatımla Medeni Kanun’un tüzel kişiler yönünden düzenlenen 46.maddesinde öngörülen medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanların, dava açabilmesine ve davayı takip edebilmesine olanak bulunmamaktadır.
12.7.2001 tarihli ve 24460 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp, yayımını takip eden 30’uncu günün sonunda yürürlüğe giren 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 4.maddesinde, sendikaların hizmet kolu esasına göre, Türkiye çapında faaliyette bulunmak amacıyla bir hizmet kolundaki kamu işyerinde çalışan kamu görevlileri tarafından kurulacağı öngörülmüş olup, hizmet kollarını belirleyen 5.maddesinde de, bayındırlık, inşaat ve köy hizmetleri; enerji, sanayi ve madencilik hizmetleri ayrı hizmet kolları olarak sayılmıştır.
Sözü edilen Kanun’un geçici 6.maddesinde ise, “Bu Kanunun yayımı tarihinde faaliyette bulunan kamu görevlileri kuruluşları, bu kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren sekiz ay içinde;
a) Mevcut tüzüklerine göre olağanüstü genel kurullarını yaparak, tüzük ve örgütlenmelerini bu Kanun hükümlerine göre düzenlemek,
b) Yeni örgüt ve tüzüklerine göre ilk olağan genel kurullarını da yapmak zorundadırlar.
Belirlenen süre içerisinde, bu Kanuna uygun olarak yeni tüzüklerini düzenlememiş ve ilk olağan genel kurullarını yapmamış kuruluşlar bu Kanunda tanımlanan sendikaların hak ve yetkilerini kullanamazlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasında yer alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 9.12.2002 tarih ve 3056 sayılı, … Valiliği Emniyet Müdürlüğü’nün 10.12.2002 tarih ve … sayılı yazılarından, … Sendikası’nın (… Sendikası) Başbakanlığın 5.8.1999 gün ve 1999/44 sayılı Genelgesine istinaden 13.8.2001 tarihine kadar faaliyetini sürdürdüğü, 4688 sayılı Yasa’nın Geçici 6.maddesinin (a) ve (b) bentlerindeki hüküm uyarınca, … Sendikası adı altında faaliyette bulunan bir sendikaya ilişkin genel kurul evrakları, tüzüğüne ait herhangi bir belgenin ilgili yerlere intikal ettirilmediği, dolayısıyla davacı Sendika’nın kendisini Yasa’ya uyarlamadığından tüzel kişiliğine ait hak ve yetkileri kullanamayacağı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla davanın her aşamasında bulunması gereken, ancak yukarıda belirtilen sebeplerle artık medeni hakları kullanma ehliyeti bulunmadığı anlaşılan davacı Sendika’nın bu davayı takip edebilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı Kanun’un 15/b maddesi uyarınca reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 26.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.